Yeşilırmak vadisi Harşena Dağı eteklerine kurulan Amasya, 7 bin yılın üzerindeki eski tarihi boyunca bilim adamları, sanatkârlar, şairler yetiştirmiş, şehzadelerin eğitim gördüğü bir şehir olmuştur.
Anadolu’nun en güzel şehirlerinden biri olan Amasya ülkemizin mutlaka görülmesi gereken yerlerinden. Gezginlerin seyahat listelerinde her zaman yer alan Amasya’da gezip görülecek pek çok tarihi ve doğal güzellik var.
Amasya’nın tarihine ışık tutan Amasya müzeleri geziniz sırasında mutlaka uğramanız gereken yerlerden. Amasya Müzesi,Hazeranlar Konağı Müze Ev, Minyatür Amasya Müzesi gezebileceğiniz Amasya müzeleri arasında.
Amasya Camileri
Amasya’da gezip görebileceğiniz pek çok tarihi yapı var. Bu yapılar arasında camiler önemli bir yere sahip. Yörgüç Paşa Camii, Bayezid Paşa Camii, Gümüşlü Camii, Gökmedrese Camii, Burmalı Minare Camii, Amasya Fethiye Camii, Saraçhane Camiigörmenizi tavisye ettiğimiz camiler arasında bulunuyor.
Amasya Medreseleri
Osmanlı’nın en önemli şehirlerinden biri olan Amasya’da pek çok medrese yer almaktadır. Bunlardan Çelebi Mehmet Medresesi ve Haliliye Medresesi en çok ziyaret edilen medreseler.
Amasya Kalesi
Harşena Dağı üzerine kurulu olan Amasya Kalesi geziniz sırasında görmenizi önerdiğimiz yapılar arasında yer alıyor. Helenistik dönemden Osmanlı dönemine kadar kullanılan kale şehrin en stratejik konumlarından birinde yer alıyor.
Şehrin savunmaya en uygun yeri olan Harşena Dağı üzerine kurulmuştur. Yeşilırmak’ın kıyısına kadar 8 müdafaa kademesi vardır.
Hellenistik, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde genelde askeri amaçlı kullanılmış ve defalarca onarım görmüştür.
Amasya Kral Kaya Mezarları
Amasya Kalesi gibi Harşena Dağı’nda bulunan Kral Kaya Mezarları, Amasya’nın en önemli tarihi varlıklarından biri. Dağın eteklerinde bulunan kral mezarlarından günümüze birkaçı ulaşabilmiş olsa da bu eşsiz güzelliği görmeden Amasya’dan ayrılmayın.
Amasya’nın tarihi güzelliklerinden olan Kral Kaya Mezarları, Pontus Krallarına aittir ve Harşena Dağı’nın eteklerine oyulmuştur.
Diğer adı Krallar Vadisi olan Kral Kaya Mezarlarına Hatuniye Mahallesindeki dar sokaklardan sonra tren yolunu da arkada bırakarak ulaşabilirsiniz. Yol boyunca kayaya oyulmuş yollar ve merdivenlerle karşılaşacaksınız.
Toplamda 21 mezar olduğu bilinmekle birlikte günümüze sadece birkaçı gelebilmiştir. Kaya mezarlarının arkalarındaki geçitler sizi şaşırtacak detaylar arasında. Amasya tarihi açıdan oldukça önemli bir kenttir ve Amasya Gezinizde Kral Kaya Mezarları’nı gördükten sonra Amasya Kalesi’ni ve doğal bir güzellik olan Borabay Gölü’nü de ziyaret etmeyi unutmayın.
Amasya Doğal Güzellikler
Amasya’nın tarihi güzellikleri kadar doğal güzellikleri de keşfetmeye değer. Anadolu’nun en güzel şehirlerinden biri olan Amasya’da doğa keşfine çıkmak isterseniz Borabay Gölü, Yedi Kuğular Kuş Cenneti, Aynalı Mağara ve Terziköy Kaplıcası ilk duraklarınız arasında olmalı.
Amasya Küçük Ağa Külliyesi
Bugün sizlere Amasya’nın Şamlar Mahallesi’nde bulunan Küçük Ağa Külliyesi’nden bahsedeceğiz. Amasya gezinize dahil edebileceğiniz bir nokta olan Küçük Ağa Külliyesi, görkemli mimarisinin her bir parçasıyla sizleri bekliyor.Külliye; cami, medrese, sıbyan mektebi ve hazireden oluşmakta olup; Danişmentli Melik Gazi tarafından yaptırılmıştır. Şehrin önemli eserlerinden biri olan Küçük Ağa Külliyesi, tipik Osmanlı mimarisini yansıtmaktadır.Bu gezi noktasının ardından Amasya’nın tarihi atmosferine eşlik eden; Aynalı Mağara, Çağlayan Köprü, Minyatür Amasya Müzesi ve Kral Kaya Mezarları da gezilecek yerler arasındadır.Doğal güzelliklerinin içindeki tarihi mekanlarıyla benzersiz bir şehir olan Amasya, güzel ve eğlenceli bir yolculuğa sizleri davet ediyor.
Minyatür Amasya Müzesi
1914 yılında çekilmiş bir fotoğraf Minyatür Amasya Müzesi’nin yapılışına ilham olmuştur. Şehrin turistler tarafından yoğun ilgi gören bir noktası olan Minyatür Amasya Müzesi, Sultan Beyazıt Külliyesi’nin imare binasının bir salonunda bulunmaktadır.
2010 yılında hizmete açılan müze, Amasya’nın gecesini ve gündüzünü yansıtır. Şehrin mimari yapısı, Yeşilırmak’ı ve treniyle gezilesi bir yer olan müze, keyifli bir yolculuğun yanı sıra Amasya’yı her şeyiyle tanıtacak sizlere. Kentin tüm dokusunu yansıtan Minyatür Amasya Müzesi gezinizde yerini alırken Borabay Gölü’nü, Kral Kaya Mezarları’nı ve Aynalı Mağara’yı gezi listenize dahil etmeyi unutmayın.
Amasya Yedi Kuğular Kuş Cenneti
Amasya’daki Yedikır Barajı etrafında bulunan Yedi Kuğular Kuş Cenneti, turizm açısından önemli bir noktadır. 817 hektarlık bir alanı kapsayan kuş cenneti, 1989 yılında SİT alanı olarak ilan edilmiştir. Aynı zamanda Türkiye’nin ise en önemli kuş alanları arasında 57. sıradadır.Bölge Suluova’ya 4 kilometre uzaklıkta olup kolay bir ulaşıma sahiptir. Buraya geldiğinizde hem huzurlu bir doğa ortamı hem de birçok hayvan türü sizleri bekliyor olacak. Yedi Kuğular Kuş Cenneti’nde kuğular, yaban kazları, yaban ördekleri, angutlar ve karabataklar görebilirsiniz. Şehrin cennet köşelerinden biri olan Yedi Kuğular Kuş Cenneti’ni ziyaret etmek ruhunuza kesinlikle iyi gelecek bir yolculuk olacak.
Amasya Saraçhane Camii
Amasya Emiri Şadgeldi Paşa tarafından 1372 yılında yaptırılan Saraçhane Camii, Ziya Paşa Bulvarı’nda bulunmaktadır.
Eski dönemlerde caminin etrafında saraçhaneler olduğu için simi Saraçhane Camii olarak anılmış olsa da ilk adı Şadgeldi Paşa Camii idi.
Cami, yapıldığı yıldan bu yana birçok onarım geçirmiştir. Yapımı sırasında kesme taş ve moloz taş kullanılmıştır. Caminin kalem işleriyle bezenmiş duvarları görülmeye değer nitelik taşımaktadır.
Amasya’ya yolunuz düşerse Saraçhane Camii kesinlikle gidilip görmelisiniz. Şehrin simgesi olan Kral Kaya Mezarları ve Borabay Gölü de gezeceğiniz yerler arasında mutlaka olmalı.
Amasya Aynalı Mağara
Amasya’nın en ünlü gezi alanlarından biri olan Aynalı Mağara, yıl içerisinde birçok turist tarafından yoğun ilgi görmektedir. Kral Kaya Mezarları’nın en iyi işlenmiş yapısı olan mağara, hem parlaklığıyla hem de efsanesiyle sarar görenleri. Aynalı Mağara’nın Güzelcekız efsanesi şöyledir…Güzelcekız adında kralın kızı vardır. Bu kız o kadar güzelmiş ki kızı görenler düşüp kendinden geçermiş. Bu sebepten dolayı kız yüzüne hep peçe takmak zorunda kalırmış. Bir gün kral, kızın yaşının geldiğini düşünerek evlendirmek ister. Dört bir yana haber gönderir. Kim kızının peçesini açarsa ona vereceğini söyler. Haberi duyan herkes Amasya’ya akın eder; fakat kimse kızın peçesini açmaya cesaret edemez. Bu durum günlerce sürer.Bir gün fakir bir çoban da talip olur bu güzel kız. Kızın yanına giderek peçesini açar. O anda bir elektriklenme olur, ateş sarar her yanı. Herkes yere kapanır korkudan. Sonrası sessizlik. Yerden kalkan herkes ne olduğunu anlayamamıştır. Birden gözler çobanla kızın bulunduğu yere kayar. İki genç yerde kömür olmuş şekilde yan yanadırlar.Derler ki; kız ile çoban kaya mezarlarında iki ayrı odaya gömülmüştür. Aynalı Mağara’nın parlak olmasının sebebi de kralın kızının güzelliği derler. Amasya tatilinizde Aynalı Mağara ilk gezi yerleriniz arasında mutlaka olmalı. Bu güzel efsanenin atmosferinde etkileyici bir gezi sizleri bekliyor.
Amasya Haliliye Medresesi
Amasya’nın Gümüşhacıköy ilçesine bağlı olan Gümüş mevkiisindeki Haliliye Medresesi, şehrin görülecek yerlerinin ilk sıralarındadır.Hem sağlam hem de görkemli mimarisiyle göz dolduran medrese, 1413 yılında Beylerbeyi Halil Paşa tarafından yaptırılmıştır.Yapımı sırasında moloz taş kullanılmış olup, dikdörtgen planlı olarak inşa edilmiştir. Amasya’yı keşfetmek için yapacağınız yolculuklara Haliliye Medresesi’ni dahil etmenizi öneririz. Şehrin her köşesi tarihi ve doğa güzellikler sunarken eğlenceli vakitlerle dolu dolu günler yaşayacaksınız.Kral Kaya Mezarları ve Borabay Gölü sayfalarımızı tıklayarak Amasya’nın bu iki önemli noktaları hakkında bilgi edinebilirsiniz.
Amasya Çelebi Mehmet Medresesi
Amasya’nın Merzifon ilçesinde bulunan Çelebi Mehmet Medresesi, Cedid Mahallesi’nde olup kolay bir ulaşıma sahiptir. Medrese, köklü tarihiyle yıl içerisinde Amasya’yı keşfe gelen turistler tarafından ziyaret edilir.1415 yılında I. Çelebi Mehmet tarafından inşa ettirilmiş olan yapı, halk arasında Sultaniye Medresesi olarak da anılır.Medresenin giriş kapısındaki saat kulesini ise 1866 yılında Amasya mutasarrıfı Ziya Paşa yaptırmıştır. Şehrin sağlam yapılarından biri olan medrese, gezinizin bir parçası olmaya hazır.Amasya’nın doğal güzelliğini gözler önüne seren Borabay Gölü’nü, Yeşilırmak’ın üzerinde tarihi gerçekliğini sunan Çağlayan Köprü’yü ve türbeler arasındaki en çok ziyaret edilen Kadılar Türbesi’nü gezinize dahil edebilirsiniz.
Amasya Kadılar Türbesi
Doğal güzelliği ve tarihi mekanlarının yanı sıra türbelerini de ziyaretçilerine sunar Amasya. Şimdi sizlere şehrin yoğun ilgi gören Kadılar Türbesi’nden bahsedeceğiz. Eğer Amasya’ya bir gün yolunuz düşerse mutlaka ziyaret etmenizi öneririz.Yapılış tarihi ve kim tarafından yaptırıldığı bilinmeyen Kadılar Türbesi şehir merkezinde bulunup, ulaşım açısında kolay bir noktadadır. Türbe, Halifet Gazi Kümbeti’nin hemen karşısındadır ve şehrin diğer gezi alanlarına da oldukça yakındır. Kadılar Türbesi’ni Amasya gezinize ekleyip, diğer taraftan Kral Kaya Mezarları’nı, Borabay Gölü’nü ve Çağlayan Köprü’yü gezmeyi de ihmal etmeyin.
Amasya Fethiye Camii
Amasya’nın ibadet mekanları arasında bulunan Fethiye Camii, merkeze bağlı olan Fethiye Mahallesi içerisindedir. Şehri gezerken ziyaret edebileceğiniz tarihi noktalardan biri olabilecek kadar değerlidir cami.İlk yapıldığı dönemde kilise olarak inşa edildiği ve Bizans İmparatoru Phocas’ın kızı Helena tarafından yaptırıldığı bilinir. 1116 yılında ise Danişmendli Fetih Gazi tarafından camiye çevrilip Müslüman cemaatinin ibadet mekanı olmuştur. Amasya Fethiye Camii hem sade mimarisiyle hem de tanık olduğu koca bir tarihle sizleri bekliyor.Amasya Fethiye Camii, bizce kesinlikle ziyaret yerleriniz arasında yerini almalı. Bu ibadet mekanının ardından şehrin turizm bölgeleri arasındakiBorabay Gölü ve Kral Kaya Mezarları da mutlaka görmeniz gereken yerlerin ilk sıralarında olmalı.
Amasya Çağlayan Köprü
Doğal bir güzelliğin arasında uzanan Çağlayan Köprü,Amasya’nın 6 kilometre uzaklığında sizleri bekliyor.Amasya’daki Yeşilırmak üzerinde bulunan Çağlayan Köprü hem fotoğraf karelerine yansıyacak güzel bir yapı hem de manzarasıyla büyüleyen harika bir yer. Köprü, XII. yüzyılda İtelgin Gazi’nin oğlu Hüsamüddevle Hasan tarafından inşa ettirildiği bilinmektedir.Amasya seyahatinizde gidip görebileceğiniz yerlerden sadece biri olan Çağlayan Köprü, tabiatın kollarında tarihi bir yolculuk için sizleri bekliyor. Kral Kaya Mezarları,Borabay Gölü, Gökmedrese Cami ve Gümüşlü Cami sayfalarımızı inceleyerek şehrin diğer turistik alanları hakkında bilgi edinebilirsiniz.
Amasya Terziköy Kaplıcası
Amasya il merkezinde bulunan Terziköy Kaplıcası, önemli turizm alanlarından biridir.Çivi Köyü sınırlarında olan Terziköy Kaplıcası, mide, safra kesesi, idrar yolları, romatizma, felç, bağırsak, böbrek, sinir sistemi ve kadın hastalıklarına iyi geldiği bilinmektedir. Kaplıcanın alanında aynı zamanda oteller, restoran, çocuklar için oyun alanları ve piknik yerleri bulunuyor. Yıl içerisinde oldukça ziyaretçi akınına uğrayan Terziköy Kaplıcası, Amasya tatiliniz için tercih edebileceğiniz yerler arasındadır.Sağlık turizminin en önemli alanlarından olan bu kaplıcalar, size aynı zamanda doğal güzellikleri de sunmayı unutmayacak. Bu arada Kral Kaya Mezarları, Borabay Gölü ve Amasya Kalesi’ni de gezebileceğiniz yerler listenize ekleyebilirsiniz.
Amasya Borabay Gölü
Amasya’ya 63 kilometre uzakta olup Taşova ilçesi ile arasında 15 kilometre mesafede olan Borabay Gölü, yılın her mevsiminde farklı renklere bürünür.Sonbahar aylarında üzerine örttüğü pastel renkleri, bahara doğru yavaş yavaş atıp canlı renklerine tekrar dönüş yapar. Aslında bir heyelan gölüdür ve Çatağan Deresi’nin toprak kayması sonucu önünün kapanmasından dolayı oluşmuştur.Kalabalık şehir hayatından kaçmak isteyenler için cazip bir yerdir. Yürüyüşünüz sırasında buz gibi akan pınarlarından su içerek, yorgunluğunuzu yine bu gölün kaynaklarını kullanarak atabilirsiniz. Ağıllıbucak bölgesine geldiğinizde Borabay Gölü’nün tüm ihtişamını göreceksiniz. Manzarası sizi kendine o kadar çekecek ki o dakikaları hemen fotoğraf makinanızın deklanşörüne basacaksınız. Geziniz sırasında Borabay Gölü’nün doğal güzellikleri arasında kamp yapma gibi bir fırsatınız da bulunmaktadır. bu gölün seyirlik manzaraları karşısında dinlendirici zamanlar geçireceksiniz. Geziniz sırasında Amasya Kalesi’ni de ziyaret edebilirsiniz.
Amasya Burmalı Minare Cami
1237 yılında başlanıp 1247 yılında bitirilen cami, Selçuklu Sultanı Gıyaseddin Keyhüsrev II. zamanında Vezir Necmeddin Ferruh Bey ve kardeşi Haznedar Yusuf tarafından yaptırılmıştır.
Yapının inşâ kitabesinde 1245’de yapıldığı yazmaktadır. Anadolu Selçuklu Hükümdarı Gıyaseddin II. Keyhüsrev’in Veziri Necmeddin Ferruh Bey ve kardeşi Haznedar Yusuf Bey tarafından, 1245’de yaptırıldığı sanılıyor. Hattâ; camiyi yaptıranın Ferruh Bey olduğu sonucuna da caminin bitişiğinde Ferruh Bey’in mezarının bulunmasından yola çıkılarak varılıyor. Caminin vakıfları; 1300 yılında, Ferruh Bey’in damadı İzzeddin Mehmed Pervane Bey tarafından tanzim edilmiş.Deprem ve yangınlarda zarar gören ve Evliyâ Çelebi’nin, “Seyahatnâme”sinde, minaresinin ahşap ve adının da “Mahkeme Camisi” olduğundan sözettiği cami; birkaç kez onarım görmüş. 1730 yılındaki büyük yangında caminin ahşap minaresi yanınca; bu kez taştan burmalı olarak yapılmış ve caminin adı da bu yeni minarenin biçiminden yola çıkılarak, “Burmalı Minare Camii” adını almış. Daha sonra 1939 depreminde de büyük zarar gören cami; 1958 yılında bir onarım daha geçirmiş.Dikdörtgen planlı ve Anadolu Selçukluları’nın ilerlemiş kubbeli cami tipinde olan yapının kuzey cephesi baz alındığında; sağ tarafında minare, sol köşesinde ise “Cumudar Türbesi” adıyla bilinen bir türbe yeralıyor. Batı ve doğu cephelerinde dörder pencerenin aydınlattığı caminin esas yapısı Selçuklu mimari üslubunu taşımakla birlikte; 18. yüzyılın başlarında yapılan burmalı minaresi, daha çok, Osmanlı mimarisinin özelliğine sahip.Caminin ibadet mekanı; kıble duvarına dikey ve iki sıra örülerek meydana getirilmiş, tek taşıyıcı ayakla, üç sahana ayrılmış ve her sahan üç bölüm olmak üzere, tüm mekân, toplam 9 bölümden oluşuyor. Bölümleri birbirinden ayıran payeler, sivri kemerlerle birbirine bağlanmış. Orta nefteki bölümlerin üzelerinin kubbelerle örtülü olmasına karşılık; yan neflerden kıble duvarına yakın olan birer bölüm çapraz, diğerleri ise beşik tonozla örtülmüş.
Kuzey cephesi süslemelerle bezeli olan caminin kuzeydoğusundaki, kesme taştan yapılmış ve tıpkı diğer mezar anıtları gibi iki katlı olan türbenin; birinci katındaki odası, bir süre, kütüphâne olarak kullanılmış. Türbenin zemin katındaki mahzen bölümünde ise; günümüzde Amasya Müzesi’nde sergilenen, Şehzade Cumudar’ın mumyası bulunmaktaymış. Bundan dolayı bu türbeye “Cumudar Türbesi” de deniyor.
Türbe; kare kaide üzerine sekizgen planlı ve bu kare kaideden sekizgene geçmek için, köşeler üçgen şekilde kesilmiş. Doğu, batı ve kuzey kısmında birer pencere bulunan türbenin batı yönündeki pencere, süslemeleriyle dikkat çekiyor.
Amasya Halifet Gazi Kümbeti
Selçuklu emirlerinden Halifet Alp İbni Tuli için 1242 yılında yaptırılmıştır. Selçuklu Türbeleri tarzında kare bir taban üzerine sekizgen planlı kule şeklinde inşa edilmiştir.
Amasya’nın Şamice Mahallesi’nde, Amasya Valilerinden Danişmend Emir Mücahit el Mübarizüddin Halifet Alp İbn Tûli için, 1225’da yaptırılmış olan türbe; kesme taştan ve kare plân üzerine, sekizgen cepheli kule şeklinde inşâ edilmiş. Çatısı da sekizgen olan türbenin kümbetine; diğer Selçuklu mezar anıtlarında olduğu gibi, bir kaç basamaklı bir merdivenle çıkılıyor ve sekizgen odanın üstü bir kubbe ile örtülü… Beşik tonozlu ve kare planlı mahzene; odanın doğusundaki merdivenle iniliyor.Türbe içerisinde; 0,90 x 2.15 metre ölçüsünde, mermer bir sanduka bulunuyor ve bu sandukanın güneye bakan yönüne de kıvrık boynuzlu birer koç başı yerleştirilmiş. Ayrıca; bu iki koç figürü arasında, defne yapraklarından yapılmış bir girlandı taşıyan üç adet erkek figürü ile iki adet kanatlı melek figürü görülüyor ve bu figürlerin, Halifed Gazi tarafından beğenilerek, Antik Çağlardan alınıp kullanıldığı düşünülüyor. Bir başka görüş ise; sandukanın, Roma dönemine ait bir kadın lahdi olduğu yönünde
Amasya Gökmedrese Cami
1267 yılında Amasya valisi Seyfettin Torumtay tarafından yaptırılmıştır.
Dikdörtgen planlı, üç sahınlı ve dışa kapalı bir eserdir. Sultan Hamit’in bir onarım yaptırdığına ilişkin bir onarım yazıtı vardır. 1977 yılında başlanan son onarım ise bitmiştir.Güney-kuzey yönde, dikdörtgen planlı ve üç sahanlı olarak düzenlenmiş olan eser,dışa kapalı bir şekilde inşa edilmiştir. Moloz taş ve düzgün kesme taş malzeme ile yapılmış olan eserin türbe kasnağındaki giriş eyvanından sonra iki sıra halindeki haçveri ve dörderden sekiz payeli, mihraba dik üç nefe ayrılan mekanın her nefi beş bölüm olmak üzere on beş bölümlüdür. Her bölümü, sivri kemerler üzerine oturtulmuş kubbe ve tonozlar örtmektedir.
Kubbe duvarının ortasındaki mihrap, yarım silindirlik formda basit bir niş biçimindedir. Mekanın üzerine örten kubbelerin bazıları hafif ovaldir. Bütün bunlarla birlikte yapıda tam simetri vardır. Yukarı doğu zengin mukarnaslarla daralan pencerelerin etrafı dikdörtgen bordüle çevrelenmiştir. Ayrıca pencrere niş kemeri dolgularının he iki yanında yarım küre biçimde kabaran kesme taş yüzeyleri süslemekdedir.
Amasya Torumtay Türbesi
Amasya valisi olan Seyfettin Torumtay’ın vefatı üzerine 1278 yılında yaptırılmıştır.
Gök Medrese’nin karşısında; Gıyaseddin II. Keyhüsrev zamanında Amasya valiliği yapmış olan Seyfeddin Torumtay tarafından, 1279 yılında, kendisi için inşa ettirilmiş olan türbede; Seyfettin Torumtay’ın kendisi ve ailesi gömülü…Selçuklu mezar mimarisinin eyvan tipli ve dikdörtgen planlı örneği olan türbeye; kuzey-doğu kenarına yakın yerdeki bir merdivenle çıkılıyor. Her cephesinde birer penceresi bulunan türbe; içten, beşik tonozla örtülü ve üstünün konik bir çatıyla kaplı olduğu biliniyor. Kesme taştan yapılmış olan türbenin güney cephesinde yer alan, palmet ve Rumilerden oluşan panolarla; Selçuklu mimarisinde görülen cephe süslemeleri, yapıya hareket getirmek amacıyla, burada da tekrarlanmış.Diğer Selçuklu türbeleri gibi iki katlı olan türbenin alt katı, cenazenin bulunduğu mahzen olup buraya, içeriden ve aynı zamanda çatıya da ulaşılabilen bir merdivenle iniliyor.
Türbenin ikinci katındaki beşik tonozlu sahanda ise; sandukalar bulunuyor.
Amasya Bimarhane (Darüşşifa)
İlhanlı Dönemi’nden günümüze ulaşmış tek eserdir. İlhanlı Hükümdarı Sultan Mehmet Olcaytu ve hanımı Ilduz Hatun adına köleleri Anber Bin Abdullah tarafından 1308-1309 yılında yaptırılmıştır.Yapının özellikle ön cephesi sanat bakımından çok değerlidir. Anadolu Selçuklu Mimarisi’nin orijinal sütun başlıkları olan geometrik yaprak tezyinatlı ve mukarnaslı sütun başlıkları kullanılmıştır.
Amasya’nın Yakutiye Mahallesi’ndeki ana cadde üzerinde bulunan bu yapının, aslında bir medrese olduğuna dair görüşler bulunmakla birlikte; yapılışından günümüze kadar geçen süre boyunca, hep “Bîmarhâne (Dârüşşifâ)” olarak tanınmış. Anadolu Selçukluları’nın yıkılmasının ardından, Amasya’nın İlhanlı hâkimiyetine girdiği dönemde, 1308-1309 yıllarında inşâ edilen yapıyı; İlhanlı Hükümdârı Olcayto Mehmet Hüdâbende ve eşi İlduş (Yıldız) Hatun adına, köleleri Amber Bin Abdullah yaptırmış.Anadolu’da benzer örneklerine, Sultaniye’de, Sivas’ta ve Divriğ’de rastlanan ve hem Selçuklu, hem de Osmanlı dönemlerinde yapılan Dârüşşifâlar (Bîmarhâneler); Amasya Bîmarhânesi de günümüze ulaşmış en iyi örneğindendir.Bîmarhâne; revaklı avlusu ve iki eyvanı ile klasik Selçuklu medreselerine benziyor. Buna göre; Selçuklu medreselerinde olduğu gibi anıtsal görünüşlü ve dikdörtgen planlı yapının giriş cephesi, diğer cephelere göre daha farklı ve girişin kilit taşında, bağdaş kurmuş bir insan figürü işlenmiş.İki yanında pencere nişleri bulunan, yuvarlak kemerli girişin üzeri, mukarnaslı ve sivri kemerli olarak devam ediyor. Yine girişin her iki yanı, üçer şerit hâlinde, geometrik şekillerle bezenmiş ve son derece ince bir işçilikle yapılan taş oymalardaki kıvrık dallar ile yaprak motifleri, portali süsleyen geometrik bezemeyi tamamlıyor. Ayrıca; portalin köşelerindeki silindirik kulelerle, cephe daha da belirginleştirilmiş ve ilk kez Sivas’ta görülen palmet ve rumilere burada da rastlanıyor.
Duvarları kesme taşlarla örülen Dârüşşifâ’nın avlusuna; giriş eyvanının iki yanındaki, iki tonozlu bölümden geçiliyor. Girişin tam karşısında; giriş eyvanından daha büyük olan ve beşik tonozlu dershane eyvanı bulunuyor. Yan bölümlerde; üçer silindirik sütun ve dört sivri kemerli revakların arkasında, beşik tonozlu ve dikdörtgen biçimli hücreler yer alıyor ve köşe hücreleri, avluya, birer kapı ile açılıyor.
Kimbilir kaç hastanın şifâ bulduğu Bîmarhâne’de 14 yıl boyunca görev yapmış ve kendisi de Amasyalı bir hekim olan Sabuncuoğlu Şerafeddin’in; burada “Cerrahiye-i al Haniye” adlı kitabını yazdığı ve tıbbî minyatürlerle süslediği kitabını, dönemin padişahı Fatih Sultan Mehmet’e sunduğu da biliniyor…
Ancak; 19.yüzyılda önemini yitiren Bîmarhâne; önce ipekböceği kozacılarının yeri olmuş, sonra da Amasyalı esnaf tarafından depo olarak kullanılmış… 1939 yılındaki Erzincan depreminden sonra harap olan, 1945 yılında dış cephesinin, 1992-1997 yıllarında da tamamının restore edildiği bu yapı; 1999 yılından beri, Belediye Konservatuarı olarak hizmet vermeyi sürdürüyor.
Amasya Bayezid Paşa Cami
1414 yılında Amasya Emiri Bayezid Paşa tarafından yaptırılmıştır. Yapı birkaç farklılıkla Bursa’da yer alan Yeşil Cami’ye benzemektedir.
Amasya Emiri Bayezid Paşa tarafından 1414 yılında yaptırılan ve şehrin kuzeydoğusunda, Kuş Köprüsü’nün hemen yanında bulunan cami; ters T plan şemasına sahip, zaviyeli camilerin ve erken dönem Osmanlı mimarisinin Amasya’daki en seçkin örneklerinden biri… Son cemaat yerini çevreleyen mermer üzerindeki geometrik süslemeler, caminin en belirgin özelliği ve son cemaat yerinin üzeri, üçgen bingilerle, sekizgen bir kaide üzerine oturan, 5 kubbe ile örtülü…Giriş kapısına açılan küçük bir geçitten sonra, büyük bir kemerle birbirinden ayrılan, iki kubbeli ve dikdörtgen ibadet bölümüne geçiliyor. 1892 yılında onarım gören ve hem doğu, hem de batı yönünde ikişer odaya sahip caminin; zengin mukarnaslarla çevrili ve sekizgen kubbe kasnağının her yüzünde, birer pencere bulunuyor.
Amasya Yörgüç Paşa Cami
Yörgüç Paşa tarafından 1428 yılında yaptırılan caminin kalıpları ve kemerleri kahverengi taş ve beyaz mermerlerle periyodik olarak dizilmiştir.
Yan mekanlı erken Osmanlı mimari eserlerinden olan caminin beden duvarları düzgün kesme taştan yapılmıştır.
Kalın ve düzgün duvarlarda ve mekânı aydınlatan pencere kemerlerinden yer yer kırmızı ve beyaz mermer kullanılmak üzere yapıya renkli bir görünüm kazandırılmıştır. Plan şeması ve mekan konstrüksiyonunda ilgi çekici bir özellikte son cemaat yerinin, caminin ana mekanı içinde olmasıdır. Orta eksenindeki girişin önünde üçgen pandantiflerle geçişi sağlayan eyvan biçimindeki bölümden niş içine alınmış cümle kapısı ile orta eksen üzerindeki asıl ibadet mekânının, büyük kubbeli birinci bölümüne geçilir.Yanlarda küçük nişlerle genişletilmiş olan, bu bölümden doğu ve batı duvarlarındaki birer kapı ile yan hücrelere girilmektedir. Giriş kısmındaki eyvanın büyük kemeri doğrudan doğruya duvarlar üzerine oturmamakta. Duvarlardan zarif bir görünüşte çıkıntı yapan konsollara dayanmaktadır. Kapı kemerlerinin üzerine yalancı sivri kemerli panolar süsler. Eyvan kemerindeki renkli taş süsleme eyvanın iç kenarında devam eder, köşelerde bilgiler üzerine gelir.
Amasya Gümüşlü Cami
Amasya’daki ilk Osmanlı dönemi eseri olmasından ötürü önem taşıyan Gümüşlü Cami, Taceddin Mahmut Çelebi tarafından 1326 yılında yaptırılmıştır.
İlk yapılışı İlhanlılar’ın Amasya’ya hakim oldukları döneme rastlayan ve günümüzde Gümüşlü Mahallesi’nde bulunan, ahşap çatılı camiyi; 1326 yılında, Tâceddin Mahmud Çelebi inşâ ettirmiş.1415 yılındaki depremde yıkılınca; Gümüşzade Ahmet Paşa tarafından onartılmış ve O’nun adıyla anılır olmuş.
Kare planlı ve kesme taştan yapılmış olan caminin; 1903 yılında yapılan son cemaat yerinde, 6 adet ahşap direk ve yine ahşaptan yapılmış, 5 adet Bağdadî kubbe bulunuyor. Beden duvarları üzerinde mekanı örten kubbeyi dış etkenlerden korumak için; kiremitli bir çatı yapılmış.Caminin sağında bulunan silindirik minaresi, kuzey-batı köşesinde ve kesme taş kaide üzerinde yükseliyor.
Giriş kapısı üzerinde dört satırlık yapım yazıtı bulunan cami; geçirdiği depremlerden sonra, birkaç kez onarım görmüş ve 1960 yılında yapılan onarım sırasında, caminin iç mekânı, renkli kalem işçiliği ile bezenmiş.
Amasya Kapı Ağa (Büyük Ağa) Medresesi
1488 yılında Sultan II. Bayezid’ın kapı ağası olan Hüseyin Ağa tarafından yaptırılmıştır.
Amasya Sultan II. Bayezid Külliyesi
Sultan II. Bayezid adına 1485-86 yılında cami, medrese, imaret türbe, şadırvan ve çeşmeden ibaret külliye olarak yapılmıştır. 15. yüzyılın son çeyreğinde yan mekanlı camii mimarisinin gelişmiş bir geçiş dönemi örneğidir. Camii beş kubbeli bir cemaat yeri ile geniş bir kemerle birbirine bağlanan arka arkaya iki kubbeli mekan ve buraya açılan yan mekanlardan ibarettir. Doğu kısmındaki minaresi renkli taşlarla yivli, batı kısımlarındaki palmetlerle süslü olarak gerçekleştirilmiştir. Batıda (U) plan şemasına sahip medrese mevcuttur. Doğudaki (L) Plan şemalı yapı imaret ve konuk evidir. Her iki minare hizasında bulunan yaşlı çınar ağaçlarının külliye ile yaşıt olduğu tahmin edilmektedir.
Amasya Hazeranlar Konağı Müze Ev
Hazeranlar Konağı Müze Ev, Amasya’da, 19.yy. yaşantısını yansıtan günlük eşyaların sergilendiği bir müzedir. Müze’de 355 civarında Etnoğrafik eser yer almaktadır.
Amasya Müzesi
1980 yılında bugünkü binasına taşınan Amasya Müzesi, 24.000 civarındaki eser sayısı ile zengin bir müzedir.
Antalya Simena Kalesi Antalya’nın Demre ya da Kaş ilçelerinden ulaşabileceğiniz Simena Kalesi, Simena Antik Kenti’nin üzerinde kurulmuştur. Yapımı hakkında bilgi veren yazıtlarda Simena Antik Kenti’nin tarihinin M.Ö. lV. yüzyıllara dayandığını gösteriyor. Simena Kalesi Ortaçağ’da kullanılmıştır ve içerisinde doğal kayaya oyulmuş 7 oturma sırası ve bunun yanı sıra 3000 kişilik bir tiyatro kalıntısı bulunmaktadır. Buna rağmen…
Antalya Kaputaş Plajı Antalya’nın Kaş ilçesinin Kalkan mevkiinde yer alan Kaputaş Plajı, Akdeniz’in mükemmel plajlarından biridir. Kumsalı kum ve çakıl olsa da dünyanın en çekici plajları arasına girmeyi başarmıştır. Kaş ve Kalkan’ın arasında olup, Kalkan ile mesafesi 7 kilometredir. Yerli ve yabancı turistlerin en çok tercih ettiği Akdeniz bölgesinde bulunmasından dolayı fazlasıyla bilinmektedir Kaputaş Plajı. Bu…
Rize’de Gezilecek Yerler Listesi Rize’ye yolunuz düşerse Rize’de gezilecek yerleri ve tarihi yerleri sizler için derledik. Alternatif turizmin, özellikle de yayla turizminin ülkemizdeki ilk adreslerinden olan Rize’de yeşilin hiç görmediğiniz tonlarını görecek, eşsiz doğaya hayran kalacaksınız. Rize, Karadeniz’in en önemli ve gelişmiş turizm bölgelerinden biri. Özellikle bahar ve yaz aylarında ülkemizin her yerinden onbinlerce kişinin…
Antalya Kent Ormanı Güver Uçurumu’yla, Ariassos Antik Kenti’yle, Tahtalı Dağı’yla, Ulaş Plajı’yla, Sırtlanini Mağarası’yla ve diğer tüm güzellikleriyle Antalya vazgeçilmez şehirlerden biridir. Bir de Antalya Kent Ormanı var ki; Antalya’nın tüm güzelliğini tepeden harika bir manzarayla sunuyor. Kepez bölgesinden Sıçan Yarımadası’na kadar görünen manzara ilham periniz de olabilir. Antalya Kent Ormanı’nın özellikle girişinde bulunan Atatürk…
Samsun Büyük Camii Büyük Camii, Samsun’un en büyük ibadet mekanıdır. İlk olarak 1300 yılında Hıdır Bey tarafından yaptırılmıştır. Ahşap olarak yapıldığından dolayı 1869 yılında bir yangın sonucu tamamen yıkılmıştır. 1884 yılında ise Batumlu Hacı Ali Efendi tarafından ise tekrar inşa edilmiştir. Cami, şehir merkezinde bulunan Kale Mahallesi’nde yer almaktadır. Mimarisi incelendiğinde inşa edilirken sarı kesme…
Adana Anavarza Kalesi ve Antik Kenti Merkezden 70 km. kadar mesafede Kozan ilçesinin Ceyhan ilçe sınırında antik dönemden kalan Anavarza Kenti’nde ne yazık ki günümüzde neredeyse hiçbir şey ayakta değildir. Klikya’nın bu önemli eserinden sadece hamam, kilise, devasa sur ve sütunlu yol şuan yaşıyor olmakla birlikte, kentin zirvesindeki kale oldukça sağlam bir şekilde ayaktadır. Anavarza,…