|

Ankara’da Gezilecek Yerler

Ankara Gezilecek Yerler Listesi

Yolunuz Ankara’ya düştüğünde ya da bir pazar günü Ankara’yı gezmek istediğinizde Ankara’da gezilebilecek yerleri sizler için derledik.

İşte Ankara’da Gezilebilecek Yerler

Ankara Anıtkabir

Anıtkabir
Anıtkabir

Anıtkabir Türkiye Cumhuriyeti Devleti kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün şanına yakışır bir biçimde inşa edilmeye çalışılmış ve kendisine adanmış bir anıt mezardır. Burada aynı zamanda ilk başbakan ve ikinci cumhurbaşkanı İsmet İnönü’nün de mezarı bulunmaktadır. Mustafa Kemal Atatürk’ün 10 Kasım 1938’deki ölümünden 1953 yılına kadar plan, proje, yarışma ve inşa aşamaları süren anıt mezar, 11 Eylül 1953 tarihinde tamamlanmıştır. Proje için seçilen eski ismiyle Rasattepe tarih öncesi çağlarda da mezar olarak kullanılmakta, bir dönem de burada gözlemevi bulunmaktadır.

Anıtkabir inşası için bugünkü adıyla Anıttepe seçildikten sonra bölgede arkeolojik çalışmalar başlamıştır. Buradaki çalışmalarda çıkan eserler de Anadolu Medeniyetleri Müzesi‘nde sergilenmektedir. 1944 yılından başlayarak çeşitli yarışmalar ve projeler sonucunda yapı Türk mimarlar Prof. Dr. Emin Onat ve Doç. Dr. Ahmet Orhan Arda imzasıyla inşa edilmeye başlanmıştır.

Ankara Rahmi Koç Müzesi

Çengelhan Rahmi Koç Müzesi
Çengelhan Rahmi Koç Müzesi

Çengelhan Rahmi Koç Müzesi Türkiye’deki iki önemli sanayi müzesinden biridir. İstanbul’da ve Ankara‘da aynı adla bulunan müzeler Türkiye’deki önemli bir açığı kapatmaktadır. Sanayi ve iş yaşantısının geçmişinin incelendiği, bir geçmişin tam bir kompozisyon hedefiyle ortaya konulduğu bu müzeler aynı zamanda sanayi gelişimini de ifade etmektedir.

Müzeler içinde yer alan eserler makine yaşantısına geçen insanlığın gelişimini genel olarak ifade etmekle birlikte özel olarak da Türkiye sanayileşme mücadelesi de anlatılmaktadır. Bu adla isim veren müzelerde yer alan ürünler tamamen orijinal ve faydalı eserler olarak Türk kültür hayatına katkı sağlarken aynı zamanda mucitler için ilham kaynağı, girişimciler için de dersler oluşturmaktadır. Bu özellikleriyle bu iki nokta Türk müzeciliği içinde ayrı bir öneme sahiptir.

Çengelhan Rahmi Koç Müzesi İstanbul’daki kardeşinden biraz daha farklıdır. İstanbul’da hem deniz kenarında bulunan hem de çok geniş bir arazide yer alan müzenin aksine burada tarihi bir mekan olan Ankara Kalesiyakınlarında kurulan ve deniz gibi bir olanak barındırmayan müze daha farklı bir konseptte hizmet vermektedir. Burada bulunan eserler daha çok araba türleri, çeşitli makine parçaları ve ulaşım araçlarıyla üretim araçlarındaki gelişmelere odaklanmıştır. Ulaşımda İstanbul’daki gibi deniz ve hava araçlarına ağırlık verilmeyen bu merkezde daha çok kara ve demiryolu ürünleri sergilenmektedir.

Çengelhan Rahmi Koç Müzesi tarihi Çengelhan binası içinde kurulmuştur. Binanın tarihi 16. yüzyıla rastlamaktadır. Tarihe önemli bir figür olarak geçen Mihrimah Sultan’ın eşi Damat Rüstem Paşa tarafından kurulduğu bilinen yapı aradan geçen yüzlerce yılda birçok amaçla kullanılmıştır. Bu tarihsel dönemin bir noktasında da Tabakhane olarak kullanıldığı bilinen yapı 2005 yılında Rahmi Koç Vakfı tarafından kiralanmıştır. Vakıflar Genel Müdürlüğü mülkiyetindeki binanın bakım ve onarımı yapılarak Çengelhan Rahmi Koç Müzesi oluşturulmuştur.

Çengelhan Rahmi Koç Müzesi Ziyaret

Çengelhan Rahmi Koç Müzesi’ne ulaşım için Hacettepe Hastanesi yönüne giden tüm toplu ulaşım araçları kullanılabilir. Müze kalenin hemen yanındadır. Hacettepe Hastanesi’nden müzeye yürüyerek ulaşım mümkündür.

Müze hafta içi (Sadece pazartesi günleri kapalı) 10.00 ve 17.00 saatleri arasında, hafta sonu da 10.00 ve 19.00 saatleri arasında açık durumdadır.

Ankara Atatürk Evi Müzesi

Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesi

Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesi
Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesi

Anadolu Medeniyetleri Müzesi, 1921 yılından bu yana uzanan macerasında hep Türkiye’nin seçkin müzeleri arasında yer almıştır. Anadolu’da yaşamış medeniyetlere ait eserleri tarihsel sırasına önem vererek sergileyen müzede Hitit ve daha sonrasına ait eserler sergilenmektedir. Günümüzde müze konseptinde tek, alanında da en önemli müze olma özelliğine sahiptir.

1921 yılında Ankara Kalesi‘nin Akkule denilen bölgesinde Hitit dönemine ait eserlerin toplanması talimatını bizzat Mustafa Kemal Atatürk vermiştir. Hititlere ait eserlerle oluşturulan müze için Anadolu’nun değişik yerlerinden o döneme ait eserler Ankara‘ya getirilmiş ve zaman içinde yapı yetmemeye başlamıştır. Burada bulunan çeşitli tarihi yapılar da Anadolu Medeniyetleri Müzesi‘nin yardımcı binaları olarak hizmet vermiştir. 30 yıllık bir restorasyon dönemiyle 1968 yılında bu gün müzenin bulunduğu binalar kullanıma açılmıştır. Bu binalar Mahmut Paşa Bedesteni ve Kurşunlu Hanı isimli tarihi binalardır.

Bu gün müze  içinde yalnızca Hitit eserleri bulunmamaktadır. Bunlarla beraber artık Anadolu’da yaşamış tüm medeniyetlere ait eserler sergilenmektedir. Mahmut Paşa Bedesteni’nin teşhir salonu yapılmasıyla Kurşunlu Hanı yalnızca müze yönetim binası olmuştur. Kurşunlu Hanı içinde bu gün bir konferans salonu, yönetim merkezleri ve iş atölyeleri yer almaktadır. Bedesten içinde ise binlerce yıllık tarihin şahitleri, antik dönem eserler sergilenmektedir.

Anadolu Medeniyetleri Müzesi dünya çapında ün kazanmış bir müzedir. Tarihinde Avrupa’nın en iyi müzesi ödülünü almıştır. 1997 yılında verilen bu ödül müzenin 66 büyük müze arasından sıyrılmasıyla hak edilmiştir. O yıllardan bu yana Kültür Bakanlığı bünyesinde yaşanan sorunlar sebebiyle müzeye çok fazla emek harcanmamıştır. Bu gün Anadolu Medeniyetleri Müzesi Paleolitik Çağ ve sonrasının en büyük ve tek temsilcisi olarak yaşamakta, ancak eski popülaritesine sahip olmamaktadır. Bu gün müze içinde yürütülen faaliyetler arasında çeşitli kültür ve sanat faaliyetleri yer almaktadır. Özel sergiler, kültür sanat eğitimleri ve çeşitli el işi atölyeleri müze içinde hizmet vermektedir. Çok sayıda öğrencisi ve eğitmeniyle müze bu alanda da ciddi bir eksikliği kapatmaktadır.

Anadolu Medeniyetleri Müzesi Ulaşım ve Ziyaret

Müze, Ulus’ta Gözcü Sokak içinde yer almaktadır. Bulunduğu nokta Ankara’nın en merkezi yerleri arasındadır.Kızılay yönüne giden pek çok toplu taşıma aracı buradan geçmektedir. Ayrıca Tren Garı’ndan da buraya yürüyerek ulaşılabilmektedir.

Müzeye giriş yaz döneminde yani Nisan ve Ekim ayları arasında 08.30 ve 19.00 saatleri arasında, kış döneminde ise 08.30 ve 17.00 saatleri arasındadır. Müze yalnızca dini bayramların birinci günü öğleye kadar kapalı kalmaktadır. Girişte Müze kart geçerlidir. Tam 30 TL indirimli 15 TL olarak satışa sunulmaktadır.

Konaklama

Ankara, konaklama konusunda gezginlere bir çok seçenek sunan şehirlerden biri. Şehrin bir çok bölgesinde uygun fiyatlara otel bulmanız mümkün. Dilerseniz Ankara gezisi boyunca konaklama yapabileceğiniz tüm otelleri ve son dakika fırsatlarını Trivago üzerinden inceleyebilirsiniz.

Ankara Kocatepe Camisi

Kocatepe Camii
Kocatepe Camii

Kocatepe Camii başkent Ankara’nın en büyük camileri arasında yer almaktadır. Cami bir tarihi eser niteliği taşıyacak kadar eski değildir.  Ancak daha yeni olmasına rağmen dikkat çeken bir yapıdır. Aynı zamanda gösterilen işçilik anlamında ve sanatsal açıdan bakıldığına tarihte yer etmiş mimarilerden hiçbir eksik yanı bulunmamaktadır.

Cami Türk Diyanet Vakfı tarafından yaptırılmıştır. Kocatepe Camii Ankara’da yapılacağı kararlaştırıldığı zaman, vakıf bir proje yarışması düzenlemiştir.  En orijinal ve en güzel projeyi tasarlayan kişi ise Mimar Vedat Dalokay seçilmiştir. Kocatepe Camii için uygun görülen bu projeyle temel atılmış ancak cami bu projeye göre yapılmamıştır. Çünkü proje alışılan mimari tarzının oldukça dışında kalmıştır. Bu durum halk tarafından hoş karşılanmamış ve bu projeyle inşaya devam edilmemiştir. Kocatepe Camii için tasarlanan ve birinciliği kazanan projenin bir benzeri ise bugün Pakistan’da kullanılmış durumdadır. Faysal Camii olarak bilenen yapılardan bugün tüm dünyadaki en modern İslam eserlerinden biri olarak kabul edilmektedir. Ve Faysal Camii’nin tasarımını Vedat Dalokay yapmıştır.

Kocatepe Camii içinse daha geleneksel bir tarz uygun görülmüştür. Caminin bugünkü tasarımın yapan Hüsrev Tayla ve Fatin Uluengin olmuştur. Ancak bu tasarım da ilk başlarda oldukça tepki toplamıştır. Bu projenin yaratıcılıktan yoksun olduğu, Mimar Sinan tarzının bir taklidi olduğu söylenmiştir. Kocatepe Camii yine de bu projeyle yapılmış ve yapımında en çok örnek alınan mimari de Sedefkar Mehmet Ağa’nın yaptığı Sultan Ahmet Camii olmuştur.

Kocatepe Camii 4500 m2 bir alana inşa edilmiş ve inşası tam yirmi yıl boyunca sürmüştür. 1987 yılında halkın hizmetine sunulan cami geleneksel yöntemleri bugüne uyarlamayı başarmış ve ortaya oldukça ihtişamlı bir mimari çıkmıştır. Caminin dört minaresi bulunmaktadır. Bu dört minarelerin hepsi de 88 m. uzunluğundadır ve buraya asansörle çıkmak da mümkündür.  Kocatepe Camii alt kısmında kütüphane, ticarethane, idari bilimler, konferans salonu ve bir de otopark bulunmaktadır.

Caminin iç kısmı Osmanlı mimarisinden esinlenerek yapılmıştır. Ahizeler, mermerler, kapılar, çiniler… Hepsi el emeğiyle ve ustalıkla yapılmıştır. Caminin içinde ve konferans salonunda bulunan yazılar da ustalarca yazılmıştır. Kocatepe Camii yeni dönemin geleneksel temsilcisi olmakla kalmamış ince işçiliğiyle de çağın önemli mimarilerinden birisi olmuştur.

Kocatepe Camii Ulaşım

Kocatepe Camii başkent Ankara’nın en önemli yerinde yani Çankaya’da yer alıyor. Çankaya’ya giden her otobüsle camiye ulaşmanız mümkün olacaktır. Çankaya’da bulunan Kültür Mahallesi, Dr. Madiha Eldem Sokak camimin tam adresi olarak geçmektedir.

Ankara Hacı Bayram Camisi

Hacı Bayram Camii
Hacı Bayram Camii

Hacı Bayram-ı Veli geçmişte yaşamış bir din âlimidir. Bayramiye Tarikatı’nın kurucusu olarak bilinen Hacı Bayram-ı Veli’nin Türbesi Ankara il sınırlarında bulunmaktadır. Hacı Bayram Camii de bu türbenin hemen yanında kurulmuştur. Caminin adı da Hacı Bayram Türbesi’nden gelmektedir

Hacı Bayram Camii dikdörtgen planlı bir yapıdır. Bu binanın duvarları tuğladan, çatısı kiremitten yapılmıştır. Taban kısmı taştan olan caminin tam ilk inşasının tarihi bilinmemektedir. Ancak binanın 1427 ya da 1428 yılında yapıldığı tahmin edilmektedir. Şu anda tarihi eser niteliği taşımakta olan caminin mimarı Mehmet Bey’dir. Anca Mimar Mehmet Hakkında başka hiçbir yerde bilgi bulunamamıştır.

Cami 1714 yılında tamir ettirilmiştir. Tamir eden kişinin Mehmet baba olarak bilinen bir kişidir. Mehmet Baba’nın Hacı Bayram Veli’nin torunlarından biri olduğu bilinmektedir. Bu dönemden sonra cami Cumhuriyet döneminde iki defa yenilenmiştir.  Hacı Bayram Camii 1940 yılında Vakıflar Gene Müdürlüğü tarafından restore edilmiştir. Cami en son 2011 yılında yenilenmiş ve bu çalışmalar sırasında mimarinin özelliğini kaybetmemesine dikkat edilmiştir.

Bugün caminin bahçesinde bir kulübe bulunmaktadır. Bu kulübenin planı sekizgendir.  Hacı Bayram Camii içinde yer alan kulübede 18. yüzyılda yaşamış olan Osman fazıl paşa türbesi yer almaktadır. Ancak Osman Fazı Paşa’nın tabutu daha sonra aile mezarlığına götürüldüğü için şu an kulübenin içinde bulunmamaktadır.

Hacı Bayram Camii süslemeleriyle de oldukça dikkat çekici bir özelliğe sahiptir. Yapının üzerinde bulunan kalem işi süslemeleri ve çini süslemeleri oldukça etkileyici görünmektedir.  Caminin içinde de estetik unsur bulunmaktadır. İçeride yer alan ahşaplarda boyama nakışları bulunmaktadır. Bu boyama nakışları aynı Nakkaş Mustafa’nın ellerinden çıkmıştır.

Hacı Bayram Camii Ulaşım

Bu tarihi cami başkent Ankara’nın merkezi bir noktasında yer almaktadır. Hacı Bayram Camii ve Hacı Bayram Türbesi’nin bulunduğu Ulus’a ulaşım oldukça basittir. Pek çok yerden otobüs ya da dolmuşla ulaşabileceğiniz merkezi bölgede camiyi ve türbeyi pek çok esnaf bilmektedir. Aynı zamana caminin yanında bulunan türbenin duvarına bitişik olan bir tarihi yapı daha bulunmaktadır. Bu yapı Ünlü Augustus Tapınağı olarak bilinmekte ve her yıl binlerce insanı ağırlamaktadır.

Ankara CerModern

CerModern
CerModern

Cermodern Ankara içinde Modern Sanatlar alanında faaliyet gösteren önemli bir merkezdir. Burada bulunan çok sayıda atölye ve sanat merkezi Ankara içinde önemli bir kültür sanat odağının oluşmasına neden olurken aynı zamanda güçlü etkinliklerle de bu merkez adından sıkça söz ettirmektedir. Modern zamanların sanat ve kültür hayatının şekillendiricisi olan bu büyük merkez Anadolu’nun da sanat merkezi olma yolunda ilerlemektedir.

Cermodern‘i Ankara gezilecek yerler değil daha çok yapılacak şeyler listesine eklemek gerekir. Burası Ankara içinde yaşayanlar için de bir süre Ankara’da kalmak isteyenler için de harika deneyimler barındıran bir merkezdir. Sanat, kültür ve estetiğin bir alanda var olması o alanda artık her türden kötü düşüncenin ve yaşam biçimlerinin yok oluşuna işaret eder. İşte Cermodern de duygu ve düşünce dünyamıza hitap ederken aynı zamanda bu büyük görevi de başarıyla yerine getirmektedir.

Cermodern içerisinde yer alan farklı atölyeler ve çalışma grupları kendi yönlerini ustalarla birlikte oluşturmaktadır. Toplumun her kesimine uygun projeler üreten, sosyal sorumluluk sahibi olmanın ve sosyal birey olmanın gereğini yerine getiren aynı zamanda da kendi yaratı alanını geliştiren Cermodern bu kapsamda herkes uygun projeler üretmektedir. Bu merkez engellilere yönelik de çeşitli faaliyetler organize etmektedir. Örneğin her yıl Engelsiz Filmler Festivali gibi bir etkinliğe ev sahipliği yapan merkez çok sayıda ödüle layık görülen bir yapıda işlemektedir.

Anadolu’nun bu muhteşem sanat merkezinde yer alan çalışma grupları CerEdebiyat, CerÇocuk, StüdyoCer, Cava gibi isimlerle anılmaktadır. Bu isimler altında yürütülen atölye çalışmalarıyla birlikte merkez içinde her dönem çeşitli etkinlikler de yapılmaktadır. Örneğin sanat ve kültür hayatının vazgeçilmezleri sergi ve benzeri etkinlikler, çeşitli biçimlerdeki konserler, zevk sahibi etkinlikler düzenlenmektedir.

CerModern Ulaşım

Cermodern Sıhhiye’de bulunmaktadır. Yapılan etkinliklere bağlı olarak çalışma saatleri belirlemektedir. Buraya ulaşmak için Ankara içindeki tüm ulaşım olanakları kullanılabilir. Sıhhiye, Adliye, Gençlik Parkı duraklarında inilerek buraya ulaşmak mümkündür. Burada bulunan açık otopark sayesinde de park sorunu yaşamadan özel araçla burası ziyaret edilebilmektedir.

Ankara Ulucanlar Cezaevi Müzesi

Ulucanlar Cezaevi Müzesi
Ulucanlar Cezaevi Müzesi

Ulucanlar Cezaevi 1925 yılında inşasına başlanmış ve tam 81 yıl boyunca siyasi mahkumları ağırlamıştır. Türkiye’nin kuruluşundan bu yana hep çalkantılı olan siyasi hayatının bedelini ödeyenler bu cezaevinde bu koğuşlarda belki en güzel çağını belki de bir ömrünü tüketmişlerdir. Ulucanlar Cezaevi Müzesi ise acılarını bu koğuşlarda yaşayanların anısını unutturmamak, yok etmemek adına restore edilerek 2011 yılında ziyaretçiye açılmıştır.

Ulucanlar Cezaevi Müzesi, ziyaretçilerine cumhuriyet tarihinin en acılı tarafını anlatmaktadır. Tarihe adını yazdırmış onlarca ismin hatıraları burada sergilenmiştir. Deniz Gezmiş’ten Yılmaz Güney’e kadar tanınmış onlarca isim bugün müzede ifşa edilmektedir.  Ulucanlar Cezaevi Müzesi tarihte tanık olduğu onlarca işkenceyi onlarca infazı; şu an mahkumların mektuplarında, not defterlerinde, boş sigara paketlerinde ve orada kalan nice eşyalarında anlatmaktadır. Müzede Deniz Gezmiş’in hırkası, Hüseyin İnan’ın bir not defteri sergilenmektedir. Koğuşların kapısı da ziyaretçilere açıktır. Ulucanlar Cezaevi Müzesi içinde en dikkat çeken yerlerden bir tanesi de karanlık koridordur. Koridorda sıralanmış odalardan duvarları yumruklayan, acısını bağıran mahkumların sesleri gelmektedir. Bu sesler elbette ki canlandırmadır. Bomboş tecrit odalarının ise soğukluğunu hissetmeniz mümkündür.

Müzenin içinde sadece mahkumların fotoğrafları ya da hatıraları yer almamaktadır. Ulucanlar Cezaevi Müzesi aynı zamanda idam cezasına çarptırılmış ve hayatına son verilmiş pek çok insanın asıldığı darağacını da ziyarete gelenlerin gözleri önüne sermektedir.

Ulucanlar Cezaevi Müzesi Ulaşım

Ulucanlar Cezaevi Müzesi Ankara’ya giden herkesin bugünün gençlerinin bile akılından çıkmayan kişilerin dolaştığı o dört duvara, o avluya mutlaka gitmesi gerekiyor. Ankara’nın Altındağ belediyesi içinde yer alan müze hem Ulus’a hem de Kızılay’a yarım saat, kırk beş dakika gibi bir uzaklıkta bulunuyor. Eğer arabayla ya da otobüsle gidecekseniz 10 dakika kadar kısa bir sürede oraya ulaşmanız mümkün.

Ankara Etnografya Müzesi

Etnografya Müzesi
Etnografya Müzesi

Ankara Etnografya Müzesi Türkiye’nin en önemli müzeleri arasında yer almaktadır. Burası Türkiye’nin ilk resmi müzesi olmasının yanı sıra bulunduğu konum itibariyle de önem taşımaktadır. Açıldığı yıllardan itibaren dünyanın pek çok noktasından resim ve heykelin burada yer almaya başladığı bilinen müzenin ilk konsepti de bu tarz eserlerdir. Ankara‘nın modern sanatlar müzesi olarak faaliyete geçen bu müze günümüzde etnik unsurların tamamının yansıtan önemli bir müze olarak faaliyet sürdürmektedir. Bu gün burası alanındaki en iyi müze olma özelliğine sahiptir.

Ankara Etnografya Müzesi Namazgâh tepesi olarak bilinen bölgede kurulmuştur. Bu tepe Kurtuluş Savaşı döneminde halkın ve askerlerin cuma namazları için toplandığı bir alandır. Müze sonra dönemin en iyi mimarlarının imzasını taşıyarak faaliyete geçmiştir. Bu gün sadece mimari yapısı için bile görülmeye değer bir yer olan yapı Mimar Arif Hikmet Koyunoğlu imzasını taşımaktadır. Önünde at üstünde Mustafa Kemal heykeli bulunduran yapının kubbesi eski Osmanlı eserlerini anımsatmaktadır. Bu şekilde yapı mükemmel bir biçimde Osmanlı ve cumhuriyet eserlerinin bileşimi niteliği taşımaktadır.

Ankara Etnografya Müzesi dış görünümü mükemmel bir yapıdadır. Çeşitli dönemlerden kalma eserler barındıran bu müzenin kendisinin önemli bir cumhuriyet eseri olduğu da görülmektedir. Revakları, kubbesi ve sütunlarıyla bir yandan Osmanlı ve Selçuklu eserlerini andırırken diğer yandan da iç mimarisi ve dış cephenin kimi özellikleri cumhuriyetin izlerini taşımaktadır.

Ankara Etnografya Müzesi içinde bulunan eserler İslam etkisi altındaki Türk sanat, kültür ve yaşam ürünlerinden oluşmaktadır. Burada Selçuklu döneminden başlayarak çeşitli dönemlere ait eserler sergilenmektedir. Bir kültürü tüm etnik unsurları ile birlikte yansıtma gayesi güden müzede sergilenen ürünler bu kapsamda çeşitlilik göstermektedir. Bunlar arasında çeşitli el yapımı halı ve kilimler, tarihi şahsiyetlere ait özel eşyalar, tabancalar, Osmanlı savaş gereçleri vs. bulunmaktadır. Her dönemin askeri eserlerinin müzede ayrı bir kategoride değerlendirildiği de görülmektedir.

Ankara Etnografya Müzesi içinde devasa bir kütüphane de bulunmaktadır. Türk kültürü ile ilgili ileri uzmanlık gerektiren eserlerin yanı sıra sıradan kullanıcıların da yararlanabileceği eserlere değer veren kütüphane kendi alanı olan Türk kültür eserlerine yer vermektedir. Bu kütüphanede her döneme ait eserler yer almaktadır. Örneğin burada nadir bulunan Osmanlı el yazmaları da bulunmakta ancak büyük bir kontrol altında görülebilmektedir.

Müze normal dönemlerde 8.30 ve 17.30 saatleri arasında açıktır. Yaz dönemlerinde saat 19.00’a kadar açıktır. Öğle arasında da müze ziyaret edilebilmektedir. Ancak 2013 yılı içinde müzenin ziyarete kapalı olacağı, bakım ve onarım faaliyetlerinden sonra çeşitli değişikliklerle açılacağı bilinmektedir. Ankara Etnografya Müzesi’nin ziyarete açık olduğu dönemlerde giriş ücreti konulmamış olmakla birlikte yeni dönemde girişin ücretlendirilebileceği belirtilmektedir.

Ankara Vakıf Eserleri Müzesi

Vakif eserleri ziyaret etmek için iyi ayırdığınız zamana değer, tur otobüs çok kalabalık bir sorun olmaktan çıkar! Tüm koleksiyonu, ama özellikle tarihi el yazmaları özellikle benzersiz ve büyüleyici bir zevk aldık. Sanat festivali oldukça şaşırtıcı, caligraphy ve renkler üst katlardaki odaların manzarası büyüleyici. Bu müze kolayca erişilebilir, sessiz ama büyüleyici bir tatil için.

Ankara Aqua Vega Akvaryum

Aqua Vega Akvaryum
Aqua Vega Akvaryum

Kafa dağıtmak ve hafta sonu iş stresinden uzaklaşmak için iyi bir yer. Özellikle tünel kısmı çok güzel; Siz tüneldeyken vatozlar, köpek balıkları tünelin üstünden ve etrafından yüzüyorlar.
-Çok büyük bir yer değil. Tamamını gezmek için 1 saat fazlasıyla yeterli.
-Girişte perde önünde fotoğrafınızı çekiyorlar. Çıkışta photoshopla arka zemin değiştirilip baskı alabiliyorsunuz (Bence güzel düşünülmüş)

Aqua Vega Akvaryum Ankara‘da ziyaretçilerin hizmetine girmiş devasa bir akvaryumdur. Ancak burada farklı olan şey balıkların akvaryumun içinde değil, ziyaretçilerin akvaryumun içinde olduğu izleniminin yaratılmasıdır. İçerisinden geçilen ince uzun alanda her yanınızı saran balıklar eşliğinde keyifli bir yolculuk yapmak isterseniz burayı ziyaret edebilir balıkların dünyasına bakabileceğiniz en yakın yeri görebilirsiniz.

Aqua Vega Akvaryum içerisinde dünyanın pek çok bölgesinde yaşayan binlerce balık türü bulunmaktadır. En büyüğünden en küçüğüne, en uysalından en vahşisine kadar binlerce çeşitlik balık türü arasında kısa bir yolculuk yapabilir, deniz canlıları ile sadece bir kaç metre uzaktan tamamen cam bir bölmede göz göze gelebilirsiniz. Bu şekilde keyifli bir yolculukla varacağınız yer mükemmel bir sualtı gezisidir. Ancak tek farkla Aqua Vega Akvaryum ‘da yapacağınız gezinti de balık adam kıyafeti giymeniz gerekmez. Suyun içinde gündelik kıyafetlerinizle yürüyerek vahşi balıkları bile izleyebilirsiniz. Çünkü modern bir kentli olarak yürünen yol camlarla korunaklı bir hale getirilmektedir.

İşte böyle bir esasla kurulmuş olan Aqua Vega Akvaryum içerisinde keyifli bir aile yolculuğu yapmak mümkündür. Daha da ötesi işletmenin de reklam yapmasıyla burada bir evlilik teklifi de olasıdır. Dalgıçlar “benimle evlenir misin?” yazılı bir pankart taşıyarak siz suyun altında bir noktada durmaktayken aniden karşınıza çekip eş adayınıza bu teklifi suyun içinden sizin adınıza yollayabilirler. Kuşkusuz şaşırtıcı olacaktır. Ancak sonuç size kalmıştır.

Aqua Vega Akvaryum içerisinde çeşitli cafe ve restaurant işletmeleri bulunmaktadır. Yorgunluğun atılabileceği bir yer olarak kurgulanmış bu alanda oturup bir şeyler içebilirsiniz. Tabi balıklar burada da size eşlik edecektir. Dünya nehirlerinden getirilmiş binlerce balık türü ve onlarla birlikte doğal bir ekosistem oluşturmak için yerleştirilmiş yüzlerce bitki türü ortasında size sadece cam bir bölmenin arkasından izlemek düşmektedir. Doğanın güzelliklerini doğal ortamlarında bu şekilde uygar bir biçimde seyredebilme gibi bir şey düşünemeyen insanlık maalesef bu tarz gösteri dünyası eserlerine mahkum kalmıştır.

Aqua Vega Akvaryum Ankara’da Doğukent Bulvarı üzerinde yer almaktadır. Buraya ulaşmak için Sıhhiye, Ulus ve Bentderesi Caddesi üzerinden sürekli servisler bulunmaktadır. Neredeyse her üç dakikada bir servisin kaldırılması buraya ulaşımı gayet kolay kılmaktadır.

Ankara Dikmen Vadisi Park

Eğer ki şehrin yoğunluğundan gürültüsünden sıkıldıysanız, birkaç saatinizi rahatlıkla geçirebileceğiniz, yürüyüş yapabileceğiniz ve hatta fotoğraf makinenizde varsa güzel açılarla fotoğraf kareleri elde edebileceğiniz bir bölge..

Ankara Sanat Tiyatrosu

Ankara Tiyatroları
Ankara Tiyatroları
Aziz Nesin in Zübük ve Selamün Kavlen Karakolu adlı eserleriyle tanıştık Ankara Sanat Tiyatrosuyla. Sonrası çorap söküğü gibi geldi. Giderayak günümüz Türkiyesinde yaşananları komedi tadında yüzümüze vuruyordu. En son Dar Ayakkabıyla Yaşamak da çok güzeldi. Her oyunun sonunda yüzünüzde acı bir tebessümle ayrılıyorsunuz, gülerken düşünüyorsunuz, gülüyoruz ağlayacak halimize, güzel ve yalnız ülkemize, kendimize.
Ankara Sanat Tiyatrosu ilk kez 1963 de açmış perdelerini ve o günden beri direniyor baskılara ama çizgisinden ödün vermeden söylüyor söyleyeceklerini veriyor mesajını.
Biz hastasıyız, takipçisiyiz. Şiddetle tavsiye ederiz mutlaka gidin.
Böyle güzel müesseseler sonsuza dek yaşamalı

Ankara Gençlik Parkı

Ankara Gençlik Parkı
Ankara Gençlik Parkı

Ankarada merkezi bir nokta olan ulustatır.eskiden jetonla girilen şimdi ise halka girişin serbest bırakıldığı bir yerdir.toplumsal göçün özelliklerinden dolayı genelde düşük gelir grubunun geldiği ama aslında çok güzel bir parktır.özellikle havuz kenarında dondurma yemek çok keyiflidir.

Yılların hatıralarını saklayan gezi yeri, dondurması, sandalları, çarpışan otolarıyla lunapark, çay bahçelerindeki kömürü semaverler geçmişi yaşatıyor.

Gençlik Parkı aslında bataklık olan bir alanın üzerine kurulmuştur. Cumhuriyet’in ilk yıllarında 28 hektarlık bir arazi bu park için ayrılmıştır. 1936 yılında yapımına başlanan parkın inşası tam yedi yıl sürdü.  19 Mayıs 1943 tarihinde park açıldı ve halkın hizmetine sunuldu.

Bugün Ankara’nın kalbinin attığı yerde, Ulusta hala varlığını sürdüren park ilk yapıldığı zamana göre oldukça çok değişmiş durumdadır. Gençlik Parkı ilk açıldığı zamanlar çocuk bahçesi, açık hava tiyatrosu ve yüzme havuzu olan parkta iç Anadolu iklimine uyum sağlayabilecek kuşların yaşaması için bir bahçe de bulunuyordu. Bunun yanı sıra bir de gezi yolu bulunuyordu. Bu gezi yolunda atlı gezintiye çıkılabiliyordu.

Bugün parkın siması oldukça gelişmiş ve renklenmiş durumdadır. Gençlik Parkı içinde ilk değişme 1951 yılında olmuştur. O yıl gösteri için şehre gelen İtalyan Oyun Parkı buna sebep olmuştur. Çünkü gösteriden sonra oyun parkının bir benzeri olan lunapark yaptırılmıştır. Gençlik Parkı en büyük değişimi 2007 ve 2009 yılları arasında yaşamıştır. Parkı geliştirmeyi amaçlayan düzenlemelerle doğal alanın içinde bulunan pek çok şey yenilenmiştir. Park günden güne geliştirilmeye devam etmektedir.

Parkta içinde otuz dört kabin bulunan iki tuvalet bulunmaktadır. Tuvaletler halka açık olmasına rağmen oldukça bakımlı ve temiz durumdadır. Parkın içinde halkın rahatlığı için güvenlik her zaman üst seviyede tutulmaya çalışılmaktadır. Parkta bir tane kapalı iki tane de açık otopark bulunmaktadır.  Kapalı otopark gar girişi tarafındadır. Gençlik Parkı içine buradan gelecek olanlar önce Cumhuriyet Anıtı’nı görecektir.

Gençlik Parkı çok uzun yıllardır Ankara halkının hem dinlenme hem de eğlenme amacıyla gittiği bir yerdir. Bütün yaş gruplarınca benimsenmiş olan park şehre dışardan gelen pek çok ziyaretçinin de ilgi odağı olmaktadır. Gençlik Parkı bundan dolayı her zaman hareketliliğini ve canlılığını korumaktadır. Tıpkı adı gibi park gençliğin dinamikliğini yansıtmaktadır.

Gençlik Parkı Ulaşım

Gençlik Parkı Ankara’nın en merkezi yerlerinden bir tanesinde Ulus’ta bulunmaktadır. Bu nedenle parka ulaşmak oldukça kolaydır. Ulus’a giden herhangi bir otobüsü ya da dolmuşu kullanarak parkı ziyaret etmeniz mümkündür.

Ankara Augustus Tapınağı

Augustus Tapınağı
Augustus Tapınağı

Çankaya’da bulunan tapınak bulunduğu yer itibariyle merkezi ve kalabalık bir alanda. Yalnız yeteri kadar özen gösterilmediğini düşünüyorum. Yerli turistler pek ilgilenmiyor; yabancıların ilgilenmesini de garip karşılıyorlar. Daha cazip hale getirilebilir. Detaylı bir çalışmayla daha fazla gün yüzüne çıkartılabilir.

Augustus Tapınağı MÖ. 25 yılından sonra inşa edilmiş, çeşitli tadilat ve düzenlemelerde günümüze kadar ulamış bir tarihi eserdir. Tapınağı ilk inşa eden Firigya halkın onu inandıkları tanrı olan Men için yapmışlardı. Ancak Men için dikilen tapınak zamanla yıkılmış ve günümüze kadar ulaşmamıştır. Bugüne kadar gelebilen tapınak kalıntıları ise aslında Roma İmparatoru Augustus adına yapılmış olan, ona bağlılık için dikilen bir nişanedir. Augustus Tapınağı için yapılma emrini veren ise Son Galat Hükümdarının oğlu olmuştur.

Tarihi mimari daha sonra Bizans Devleti’nin eline geçmiştir. Bizanslıların eline geçen tapınak üzerinde çeşitli eklemeler ve değişiklikler meydana gelmiştir. Yapıya pencereler açarak kilise haline getiren Bizanslılar burayı kendi ibadethaneleri olarak kullanmışlardır. Bizanslılardan sonraki tarihte yapıyla ilgili ilk bilgi 1555 yılına dayanmaktadır. Augustus TapınağıHollandalı Busbecque tarafından keşfedilmiştir. Bundan yüzyıllar sonra, 1930 yılında yapılan arkeolojik kazılarla yapı gün yüzüne çıkmıştır.

Augustus Tapınağı etrafını sütunlar ile çevrilidir. Bu sütunlar tapınağın etrafını çevrelemiş durumdadır. Sütundan duvarlar tarihi yapının dört yanını sarmış durumdadır. Mimarinin kapısı sağlam kalmıştır. Bu kapının kenarlarında işlemeler mevcuttur. Ancak duvarlarının sadece bir kısmı ayakta durmaktadır. Augustus Tapınağı araştırıldığında çevresinde bir yazıt bulunmuştur. Daha sonra bu yazıtın Roma İmparatoru Augustus’un vasiyetnamesinin bir nüshası olduğu anlaşılmıştır. Bu yazıtı aslı Roma Tapınağı’nda bulunmakta olup imparatorun başardığı işleri konu edinmiştir.

Agustus Tapınağı sadece ülkemizin tarihçilerini değil dünya tarihçilerini de etkilemiştir.  Unesco Dünya Anıtlar Formu bu tapınak için harekete geçmiştir. Mutlaka kurtarılması gereken en değerli yüz anıttan bir tanesi de bu mimari yapı olmuştur. Yapının düzenlenme işlemleri hala devam etmektedir.

Agustus Tapınağı Ulaşım

Agustus Tapınağı kolaylıkla bulabileceğiniz bir adreste bulunmaktadır. Çünkü bu mimari Ulus gibi merkezi bir yerde yer almaktadır. Ulus’a vardığınızda herhangi bir esnafa ya da yoldan geçen kimseye sorduğunuzda size tapınağın yerini rahatça gösterecektir. Tapınak Ankara Kalesi ile Atatürk Anıtı arasındaki sokaklardan bir tanesin yer almaktadır. Agustus Tapınağı Hacı Bayram Veli Camii yakınlarında bulunmaktadır. Hatta caminin türbesi ile tapınağın bitişik duvarı bulunmaktadır.

Ankara Aslanhane Camisi

Osmanlı tarihinin son eserlerinden değil taa selçuklu zamanının anadoluda kurulan ilk camilerindendir yanlis bilgi vermeden arastiralim değil mi kardeşim.

Ankara Pembe Köşk

Pembe Köşk
Pembe Köşk

Pembe Köşk Ankara Çankaya’da yer almaktadır. Aynı adla anılan eserlerin aksine burası cumhuriyet dönemi eserleri arasına girmiş önemli bir tarihi merkezdir. Burası İsmet İnönü tarafından ailesiyle birlikte yaşamak için satın alınmış, 48 yıl boyunca da İnönü ailesini ağırlamıştır. Bu gün Pembe Köşk İnönü Vakfı tarafından kullanılmakta, yılda iki ay da ziyarete açılmaktadır.

Pembe Köşk yapı biçimi birçok Osmanlı- Türk eserinden farklılık göstermez. Bir bağ evi olarak burayı satın aldıktan sonra içerisinde birçok değişiklik yaptıran ismet İnönü yapıyı neredeyse baştan yaptırmıştır. Bu dönemde yapıya küçük bir kubbe eklenmiş, yapı çok katlı bir biçime dönüştürülmüş ve bahçesi düzenlenmiştir. Ayrıca içerisinde de çok sayıda değişiklikler yapılmıştır. İnönü Vakfı tarafından belirtildiğine göre Mustafa Kemal Atatürk bu evin yemekhanesinin yapımına bizzat emek vermiştir. Bu ev Atatürk için de bir nevi aile saadeti ve ebedi arkadaşının ikameti olarak huzur bulduğu bir alandı.

Pembe Köşk’ün ilk yapım yılı bilinmemektedir. Ancak burası şimdiki adıyla İnönü döneminde tanışmıştır. Büyük bir çabayla demokrasiye geçiş için çalışan bir devlet adamı olan ismet İnönü’nün gerçek bir demokrasi ve bağımsızlık mücadelesi verdiği yaşamı 1973 yılında sona erene kadar kendisi ve ailesi burada ikamet etmiştir. Oğulları Erdal İnönü ve kızları Özden bu evde doğmuş ve büyümüştür. Büyük oğulları ise İzmir doğumludur.

Pembe Köşk yapım biçimi ve diğer hususlardan çok kullanım biçimiyle ilişkili tarihsel nitelik kazanan bir eserdir Bu gün burası onlarca yıllık Türk aydınlanma Devrimi döneminin canlı bir şahidi olarak yaşamaktadır. Atatürk İlke ve İnkılapları doğrultusunda şekillenen cumhuriyetin temellerinin atıldığı merkezlerden birisi de bu evdir. Nitekim Mustafa Kemal Atatürk onlarca arkadaşıyla birlikte kritik öneme sahip birçok toplantıyı burada düzenlemiştir. İşte yapının tarihsel niteliği buradan gelmektedir.

İsmet İnönü Vakfı tarafından her yıl birer ay 29 Ekim ve 23 Nisan tarihlerini kapsayacak biçimde ücretsiz ziyarete açılan Pembe Köşk içinde çok sayıda özel eşya sergilenmektedir. Bunlar arasında İsmet İnönü’nün 8 bin civarında kitabının olduğu kütüphanesi de bulunmaktadır. Yapı Ankara Çankaya bölgesinde yer almaktadır.

Ankara ODTÜ Bilim ve Teknoloji Müzesi

ODTÜ Müzesi

ODTÜ Müzesi Anadolu’nun teknoloji tarihini anlatmak için kurulmuş bir müzedir. ODTÜ Bilim ve Teknoloji Müzesi olarak da adlandırılan bu müze Ankara Eskişehir yolu üzerindeki ODTÜ Kampüsü içerisinde yer almaktadır. M.S 700’lü yıllardan başlayarak Anadolu’nun bilimsel ve teknolojik yapısının gelişimini, araç gereç ve eşya kullanmaktaki gelişmeleri anlatan bu müze açıldığı 2001 yılından beri de sürekli gelişme perspektifiyle hareket etmektedir. Adeta yaşayan bir bilim sanat ve kültür merkezi olan ODTÜ’nün tarihsel misyonuna uygun bir biçimde geliştirdiği müze şimdilik benzerlerinin önüne geçememekle birlikte ilginç eserlerin sunulmasıyla önemli bir gezilecek yer olma misyonundadır.

Ankara gezilecek yerler içerisinde sayılması gereken ODTÜ Bilim ve Teknoloji Müzesi içerisinde bulunan eserler F-104 ve C-47 kargo uçaklarından başlayarak yerli birçok teknolojik eserden oluşmaktadır. Burada eski başbakan Bülent Ecevit’in de 70 yıl boyunca kullandığı daktilosu sergilenmektedir. İçerisinde bulunan eserleri bir dizilim esası yerine rastgele bir tarzda sergilemeyi tercih edenODTÜ Müzesi, bu doğrultuda açık ve kapalı alanlarının özelliklerine göre bir eser dağılımı yapmakla yetinmiştir. Bu tercih dolayısıyla açık alanda bulunması şart olan uçaklar ve diğer büyük eserler açık alanda sergilenmiş ancak kapalı alanlarda rastgele bir dizilimle eserler tarihsel veya biçimsel sıralama içine sokulmamıştır.

ODTÜ Müzesi içerisinde yer alan eserler öğrenci ve öğretim görevlilerinin kolektif çabasıyla oluşturulmaktadır. Buraya kazandırılan her bir eser uzun emeklerle hazırlanmakta, her eserin sergi öncesi aşaması için günlerce, aylarca uğraşılabilmektedir. Örneğin burada sergilenen kargo uçağı ve F-104 savaş uçağı sadece öğretim görevlileri ve öğrenciler tarafından toparlanmış, parçaları birleştirilmiş ve müzeye kazandırılmıştır.

ODTÜ Müzesi’ne ulaşım

ODTÜ Kampüsü araçları kullanılabilir. Özel araçla da Ankara’dan Eskişehir istikametine giderken sol tarafta yer alan ODTÜ Kampüsü’ne ulaşılabilir. ODTÜ Müzesi hafta sonları haricinde her gün 09.00 ve 17.00 saatleri arasında ziyarete açık durumdadır. Ancak her ayın ilk Cumartesi günü de müze ziyarete açık durumdadır. Giriş ücretsizdir. Ancak kampüse giriş için gerekli izin alınmış olmalıdır.

Ankara Anfa Altınpark

Ankara Altınpark
Ankara Altınpark

Ankara bir metropoldür. Üstelik İstanbul gibi denize, Eskişehir gibi de kent içinden geçen Porsuk Çayı gibi doğal güzelliklere sahip değildir. Hal böyle olunca Ankara’da yerel yönetimler tarafından inşa edilen veya inşası ihale edilen parkların önemi büyüktür. İşte bu kapsamda değerlendirilmesi gereken parklardan birisi de Altınpark‘tır. Ankara’nın en büyük parkları arasında sayılan alan Ankaralıların ve burayı ziyarete gelenlerin sıkça tercih ettiği bir merkezdir.

Altınpark Ankara Büyükşehir Belediyesi tarafından özel bir şirkete yaptırılan bu parkın inşa çalışmaları 1985 yılına rastlar. Bu yılda açılan bir proje yarışması Altınpark gibi bir hayalin gerçek olmasını sağlamıştır. Park toplam 640 bin metrekare alan üzerine kuruludur. Bunun yaklaşık 250 bin metrekaresinin yeşil alan olduğu düşünülürse Ankara’nın yeşil ihtiyacına bu parkın önemli oranda karşılık verildiği görülecektir. Park içinde yer alan göletler de ayrıca önemli bir estetik ve doğa ihtiyacına cevap verebilecek niteliktedir.

Altınpark içerisinde bulunan alanların başta gelenleri arasında buradaki uluslararası fuar ve kongre merkezi sayılmaktadır. Bu kongre merkezi işlevli bir alan olarak her yıl onlarca fuar ve kongreye ev sahipliği yapmaktadır. İçerisinde bir olimpik yüzme havuzu da barındıran Altınpark çok sayıda kursa da ev sahipliği yapmaktadır. Bunlar arasında yaz okulları, yüzme kursları, bilişim ve diğer kurslar da bulunmaktadır. Burada ayrıca bir de bilişim merkezi yer almaktadır.

Diğer yandan Altınpark önemli bir eğlence merkezidir. Burada çok sayıda cafe ve restaurant bulunmaktadır. Özellikle gölet kenarında mükemmel bir biçimde tasarlanan yapısıyla misafirlerine zevkli saatler yaşatan restaurant bir hayli ilgi çekicidir. Park içerisindeki köprüler, kamelyalar ve diğer alanlarda da saatlerce zaman geçirmek olasıdır. Ayrıca burada bulunan kayıklar ve faytonlarla park gezisi daha eğlenceli bir hal alabilir.

Parkın en önemli özelliklerinden birisi de bu kadar geniş bir alanın tam bir güvenlik içinde olmasıdır. Bu doğrultuda parka çok sayıda özel güvenlik personeli yerleştirilmiştir. Günün her saati korunaklı bir hal alan parka genç, yaşlı çocuk, kadın özetle her kesim gelebilmektedir.

Altınpark Ulaşım

Park Ankara Esenboğa Havalimanı Protokol Yolu olarak adlandırılan yolun sağ tarafında uzanmaktadır. Bu güzergahtan geçen bir çok toplu ulaşım aracı bulunmaktadır. Bunlardan birisiyle parka erişmek mümkündür. Ayrıca doğrudan parka çalışan EGO otobüsleri ve dolmuşlar da bulunmaktadır. Bu araçlar haricinde özel araç tercihinde de hava limanı yolu kullanılarak parka ulaşmak mümkündür. Altınpark içinde açık ve kapalı otopark bulunmaktadır.

Ankara Devlet Resim ve Heykel Müzesi

Devlet Resim ve Heykel Müzesi
Devlet Resim ve Heykel Müzesi

Devlet Resim ve Heykel Müzesi binası öncelikle Türk Ocakları Merkez Binası olarak kullanılmıştı. Bu binanın yapılmasını Mustafa Kemal Atatürk istemişti. 1930 yılında yapılan binası Halkevi olarak kullanılmış ve bu sürede pek çok sanat aktivitesi gerçekleştirmiştir. Ankara’da yaşayan halka pek çok değişik sanat dalını tanıtmıştır. İlk tiyatro, ilk resim sergisini, ilk opera ve ilk konser bu binada yapılmıştır.

Halkevi 1979 yılında müzeye dönüştürüldü. Devlet Resim ve Heykel Müzesi adı verilen bu kültür dairesi o zamanlar oldukça fakirdi. Bina içinde sadece dört tane tablo bulunuyordu. Daha sonra pek çok kurumdan toplanan değerli tablolarla bugün müzenin içinde yaklaşık 3 bin eser bulunmaktadır. Müze binası oldukça ihtişamlı bir görüntü sergilemektedir.

Giriş kapısından girdiğinizde sizi geniş bir koridor karşılamaktadır.  Bu koridordan üst katlara çıkmanız ya da alt kata inmeniz mümkündür. Devlet Resim ve Heykel Müzesi binasının alt katı kurs olarak kullanılmaktadır. Üst katta ise Atatürk Lobisi ve konser salonu yer almaktadır. Devlet Resim ve Heykel Müzesi içinde yer alan tablolar yurt dışı ve yurt içi pek çok resim galerisinde sergilenmektedir.

Müzede birinci bölüm diye adlandırılan yerde Cumhuriyet öncesi ressamların tabloları bulunmaktadır.  Namık Onat ve İbrahim Çallı gibi Cumhuriyet dönemi sanatçıların resimleri ise ikinci bölümde sergiye sunulmaktadır. Müzenin bugünkü haline gelmesinde 1985 yılında yapılan restore çalışmasının önemi oldukça büyüktür. Bu çalışmalarda en büyük desteği Sabancı Vakfı sunmuştur. Devlet Resim ve Heykel Müzesi restore ederken mimari özellikleri değiştirilmemiş, bunun için ayrı bir çaba sarf edilmiştir.

Devlet Resim ve Heykel Müzesi Ulaşım ve Ziyaret Saatleri

Devlet Resim ve Heykel Müzesi binası Ankara’nın çok merkezi bir yerinde bulunmaktadır.  Müze Ulus’a oldukça yakındır.  Ulus’tan yürüyerek 10 dakikada ulaşabileceğiniz müzeye gitmek için Atatürk Bulvarı’ndan güney yönüne doğru ilerlemeniz yeterlidir. Kültür Bakanlığı’nı gördüğünüz yerden sola dönerek müzenin bulunduğu sokağa, Derman Sokağa gireceksiniz.

Ankara Gordion Antik Kenti

Gordion Antik Kenti
Gordion Antik Kenti

Gordion Ankara’nın Polatlı ilçesine 29 km uzaklıkta olan tarihi bir kenttir. Pek çok medeniyete ev sahipliği yapmış olan bu yer, daha çok Firiglerin başkenti olmasıyla bilinmektedir. Adını da Firig Kralından almış olan bu antik kentin yerleşim yeri olarak ne zaman kullanılmaya başlandığı bilinmemektedir. Ancak sadece Firiglerin bu bölgeye yerleşme tarihinin MÖ. 9. yüzyıldan önce olduğu tespit edilmiştir.

Gordion Antik Kenti içinde yapılan çalışmalar sayesinden tarih öncesi çağlarda buraya yerleşen medeniyetlerin Makedonya tarafından geldiği zannedilmektedir. Çünkü şehirdeki kazı çalışmalarında ortaya çıkartılan tarihi eserler daha çok batı kültürüne benzemektedir.

Tarihi şehrin kapısı devasadır ancak günümüze kadar sadece 9 metrelik bir kısmı ulaşmıştır. Yumuşak bir kireç taşından yapılmış olan Gordion Antik Kentinin kapısı uzun bir koridora açılmaktadır. Kentte kral ailesine ait pek çok yapı göze çarpmaktadır. Yine kral ailesi ve soylular için yapılmış olan mezarlıklar da antik şehrin en dikkat çeken taraflarındandır.

Gordion Antik Şehrinde yapılan arkeolojik çalışmalar bölge hakkında oldukça fazla fikir vermektedir. Yine de bölgede daha araştırılabilecek ve tarih hakkında bilgi sahibi edecek pek çok şey olduğu düşünülmektedir. Ancak kentin bazı yerlerinde bulunan tarihi yapılar bu çalışmaların bir kısmını engellemektedir. Bu nedenle antik kent aslında tam olarak incelenememiştir.

Antik kentle ilgili ilk arkeolojik çalışmalar 1901 yılında yapılmıştır. Gordion şehrinde bulunan tarihi eserlerİstanbul Arkeoloji Müzesi ve Ankara Anadolu Uygarlıkları Müzesi içinde sergilenmektedir. Bu iki müze haricinde kentin olduğu yerden yaklaşık 2 km olan müzede de sergilenene tarihi eserler bulunmaktadır.

Gordion Müzesi pek de geniş olmayan bir alana kurulmuş bahçeli bir yapıdır. Bahçesinde tarihi çömlekler ve kapısında mozaikler bulunan müze 1963 yılında kurulmuştur. Müzenin tam karşısında ünlü Midas’ın mezarı yer almaktadır.

Gordion Ulaşım

Müzenin ve antik kentin en yakının da bulunan yerleşim yeri Yassıhöyük Köyü’dür. Yassıhöyük Köyü antik kente sadece bir km. uzaklıktadır. Antik kente ve müzeye gitmek için bu köye giden araçlara binmeniz yeterlidir. Yassıhöyük köyüne giden araçları Polatlı’dan rahatlıkla bulabilirsiniz.

Ankara Kızılay Meydanı

Kızılay Meydanı
Kızılay Meydanı

Ankara‘nın en merkezi meydanı olan Kızılay Meydanı aynı zamanda Türkiye’nin de sayılı meydanları arasındadır. İş dünyası ve devlet bürokrasisinin önemli bir merkezi olan Kızılay Meydanı aynı zamanda Türkiye’deki yabancı misyon temsilcilerinin de sıkça bulunduğu bir yerdir. Meydan adını daha önce burada bulunan Kızılay Genel Merkezi’nden almaktadır. Bu gün burada bulunmayan yapıya rağmen meydan hala bu isimle anılmaktadır.

Kızılay Meydanı Tandoğan, Maltepe, Gazi Mustafa Kemal (GMK) Bulvarı, Ziya Gökalp Caddesi, Sıhhiye, Ulus ve Bakanlıklar bölgelerinin ortasında kalmaktadır. Burası TBMM, Bakanlıklar, Cumhurbaşkanlığı, Anıtkabir gibi önemli devlet merkezlerine yakın mesafededir. Aynı zamanda burada çok sayıda iş merkezi ve çeşitli temsilcilikler de bulunmaktadır.

Bir gezgin açısından Kızılay Meydanı dünyanın kalabalık ve yaşayan meydanlarından biridir. Burası onlarca alışveriş merkezi, birçok eğlence mekanı, sanat ve kültür merkezi, cafe ve barların ortasındaki müthiş meydanlardan birisidir. Ankara’ya yolu düşen bir gezgin için Konur ve Karanfil Sokakları, Sakarya ve Ulus bölgeleri gezilmeye değer yerlerdendir. Kızılay Meydanı’nda yapılacak bir turda bu noktalar da ihmal edilmemelidir.

Kızılay Meydanı genellikle akan trafiği ve kalabalığıyla hatırlanır. Ancak yukarıda sayılan bir kaç noktayla beraber unutulmaması gereken bölgeleri de bulunmaktadır. Güvenpark ve buradaki Atatürk Anıtı, meydandaki YKM, meydanın tam ortasındaki süs havuzu, hepsi Ankara ile özdeşleşmiş yerlerdir. Ankara gezisinde akan trafik ve park sorunu ile boğuşmadan rahat rahat gezmek isterseniz meydana toplu taşıma aracıyla gelmeniz ve buraları yaya olarak gezmeniz önerilmektedir.

Kızılay Meydanı’nda çok sayıda yiyecek satan mekan bulunmaktadır. Burada her bütçeye uygun yemek bulunabilir. Dönerciler, aperatif satan mekanlar, diğer fast food ürünleri, pizzacılar ve lüks restaurantlar müşterisini beklemektedir. Eğer mütevazi bir gezi yapmaktaysanız meydandaki simitçileri de tercih edebilirsiniz.

Kızılay Meydanı günün her saatinde canlı meydanlar arasındadır. Gecenin ilerleyen saatlerinde Sakarya bölgesindeki barlardan dışarı akan kalabalık Kızılay Meydanı’nı doldurur. Sabahın ilk ışıklarından itibaren binlerce memur ve öğrenci yollara dökülür. Gündüz iş ve eğlence dünyası meydanda akar. Kısacası burası da tıpkı Taksim Meydanı gibi sadece sabah tam güneş doğuşu sırasında sakin kalabilmektedir. Bu yanıyla uyumayan merkezler arasında Kızılay Meydanı da sayılabilir.

Kızılay Meydanı Ulaşım

Kızılay Meydanı Ankara’nın en merkezi yeridir. Genellikle bir bölgeden Kızılay’a gidiş değil, Kızılay’dan bir bölgeye gidiş tarif edilir. Ankara’nın her bölgesinden Kızılay’a tek vasıta ile geçmek mümkündür. AŞTİ’den Kızılay’a Ankaray çalışmaktadır. Tren Garı’ndan Kızılay yürüme mesafesindedir.

Ankara Atatürk Orman Çiftliği

Atatürk Orman Çiftliği
Atatürk Orman Çiftliği

Atatürk Orman Çiftliği Mustafa Kemal Atatürk’e armağan edilen 52 bin dönümlük arazi üzerine kurulu, döneminde ülkenin en modern tarım tesisi olan bir bölgedir. Kurtuluş Savaşı öncesinde Ankara Belediye Başkanı’na ait olan arazi savaş sonrası Mustafa Kemal’in mülkiyetine geçmiş, onun talimatıyla bölgeye bir çiftlik kurulmuştur. Bu çiftlik daha sonra kamu malı olarak hizmet vermiştir. Günümüzde de kamu tüzel kişiliği bulunan çiftlik halen çeşitli tarımsal ürünler üretimine olanak tanımakta ve bir sosyal kültürel merkez olarak hizmet vermektedir.

Günümüze ulaşana kadar Atatürk Orman Çiftliği çok sayıda araziye bölünmüş, parçalı haliyle de birçok yere satılmış çok amaçlı kullanılmıştır. Bu gün Atatürk Orman Çiftliği bünyesinde olması gereken araziler Ankara Şehirlerarası Otobüs Terminali (AŞTİ), Makine Kimya Endüstrisi, Orduevi ve diğer turizm amaçlı tesislere dönüştürülmüştür. Merkezde kalan bölgede ise turizm ve sosyal amaçlı faaliyetler yürüten bir Atatürk Orman Çiftliği kalmıştır.

Şu anda faaliyet yürüten kısmıyla Atatürk Orman Çiftliği içinde çeşitli üretim merkezleri de bulunmaktadır. Bunlar içinde bir süt ürünleri fabrikası, bir adet şarap fabrikası, meyve suyu üretme tesisleri ve oyun alanları bulunmaktadır. Ayrıca çiftlik içinde Gazi Treni de ziyaretçilere hizmet etmektedir. Bunlarla beraber çiftlik bünyesinde yer alan eserler arasında Mustafa Kemal’in Selanik’te doğduğu eve benzeyen bir ev, bir Karadeniz Havuzu bulunmaktadır. Ayrıca Devlet Mezarlığı da çiftlik bünyesinde yer almaktadır.

Atatürk Orman Çiftliği gezi faaliyetlerine de açık durumdadır. Bu gün çiftlik içine çocuklar için kurulan oyun alanı bir hayli rağbet görmektedir. Bununla beraber sakin yapısı dolayısıyla haftanın her günü Ankaralıların burayı ziyaret ettiği görülmektedir.

Atatürk Orman Çiftliği Ulaşım ve Ziyaret

Atatürk Orman Çiftliği AŞTİ yakınlarında yer almaktadır. Bölgeden kalkan pek çok otobüs çiftlik önünden geçmektedir. Ankara Eskişehir yoluna girildiğinde buraya ait yön tabelalarına rastlanabilmektedir.

Haftanın her günü 08.00 ve 17.00 saatleri arasında burada bulunan Atatürk Evi müzesi ziyaret edilebilmektedir. Ayrıca çiftlik de akşam geç saatlere kadar açık durumda ve ziyaret edilebilmektedir. Özellikle hafta sonu buradaki yoğunluk dikkate alınarak buraya gidilmesi önerilmektedir. Çiftlik içinde piknik de yapılabilmektedir. Ancak ateş yakmak yasaktır.

Ankara Atakule

Atakule
Atakule

Atakule Alışveriş Merkezi Ankara’nın simgelerinden biri olarak kabul edilmektedir. Çünkü bu yap başkentin ilk alışveriş merkezi olma özelliğine sahiptir. Aynı zamanda Türkiye’nin ikinci alışveriş merkezi unvanına da bu yapıya sahiptir.

Alışveriş merkezinin açılış tarihi Ankara’nın başkent ilan edilişinin 66. yıl dönümü ile aynı gün olmuştur.  Atakule adı bir yarışma sonucunda belirlenmiştir. Ve alışveriş merkezinin açılışını 13 Ekim 1989 tarihinde Turgut Özal yapmıştır.

Alışveriş merkezinin en dikkat çekici yanı ise mimarisidir.Atakule sadece açıldığı dönemde değil halen daha alışkın olmadığımız bir tarzda inşa edilmiştir. Atakule Alışveriş Merkezi uzaktan bakıldığında tarihi bir kuleyi andırmaktadır. Yapının alt kısmı ince uzun gelirken üst tarafı daire şeklindedir. En üstünde ise kubbe bulunmaktadır. Yapı bu betonarme taşıyıcı sistemi sayesinde bu hale sokulmuş ve güvenilir bir şekilde hizmete sunulmuştur. Atakule 125 metre yükseklikte kurulmuş ve buraya asansörle geçiş sağlanmıştır.  Asansör şeffaf görüntüde olduğu için yukarı çıkarken bütün şehri görmek mümkündür.

Asansörle çıkıldığında ilk olarak seyir terası görülmektedir. Burasının yüksekliği tam 87 metredir. Lokanta katı bu bölümün üstünde yer almaktadır. Lokanta katının döner bir platform üzerinde olması alışveriş merkezinin ilgi çekici yanlarından biri olarak kabul edilmektedir. Seyir bölümünün alt katı ise cafe bar katıdır. Kokteyl salonu ise yapının en üst katında yer almaktadır. Atakule içindeki sosyal tesisler arasında bir de nikah salonu bulunmaktadır.

2011 yılında alışveriş merkezi yenilenmiştir. Yeni ışıklandırma sistemi getirilen binanın içi aynı zamanda güvenlik açısından da kontrollüdür. Atakule binasının içinde gaz alarmı ve yangın söndürme gibi tehlikeli durumlarda direk devreye girecek sistemler mevcuttur.  Ayrıca bütün bunlar dışında havuz ve su gösterileri de eklenmiştir. Bu da zaten milyonlarca insan tarafından tercih edilen alışveriş merkezine olan ilgiyi arttırmıştır.

Atakule Ulaşım

Atakule Alışveriş Merkezi başkent Ankara’nın en merkezi yerlerinden birinde bulunuyor. Cumhurbaşkanlığı ve başbakanlık konutlarına yakın yerde olan alışveriş merkezini görmek isteyenlerin Çankaya’ya giden otobüslere binmesi yeterli olacaktır. Atakule Çankaya Caddesi ile Cinnah Caddesi’nin kesiştiği yerde bulunmaktadır. Zübeyde Hanım Meydanı’nı görmektedir.  Ankara Botanik Bahçesi’nin tam üstünde yer almaktadır. Çevresindeki binalar genellikle altı katlı olduğu için bu yüksek yapı dikkatinizi hemen çekecektir.

Yeni olmasına rağmen tarihte yer edinmiş bina içinde şu anda tadilat yapılmaktadır. 2012 yılında bütün kiracıları içinden çıkartılmış olan alışveriş merkezi çok kısa bir zamanda yepyeni bir halde ziyaretçiye açılacaktır.

Ankara Ahmet Hamdi Akseki Camii

Ahmet Hamdi Akseki Camii
Ahmet Hamdi Akseki Camii

Ahmet Hamdi Akseki Camii Ankara’nın en yeni camileri arasında yer almaktadır. Caminin temelleri 2008 yılında atılmıştır. 4 yıllık bir çalışma sonrasında cami, bizzat başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından açılmıştır. İlklerin camisi olarak adlandırılabilecek bu çiçeği burnunda caminin bir benzeri daha yok. Tamamen özgün olarak tasarlanmış ve yoğun emek sonucu tasarı başarıyla sonuçlanmıştır. Ve ortaya benzersiz bir sistem çıkmıştır.

Pek çok ayrıntının düşünülerek tasarlanan cami geleneksel özelliklerin teknoloji çağına uyarlanabileceğinin en büyük kanıtıdır. Ahmet Hamdi Akseki Camii içindeki süslemeler daha çok Anadolu Selçuklu mimarisi tarzında yapılmıştır. Ancak imkanlar açısından halkın yararına olabilecek her şey bulunmaktadır.

Ahmet Hamdi Akseki Camii Türkiye sınırları içinde yer alan camilerden en büyük ana kubbeye sahip olanıdır. Caminin ana kubbesi tam 33 metre çapındadır. Caminin bodrumda üç katlı otopark bulunmaktadır. Bu otopark toplamda iki bin araç alabilecek kadar yüksek bir kapasiteye sahiptir. Otoparktan camiye ve avluya çıkış merdiven yürüyen merdiven ve asansörlerle sağlanmaktadır.

Bütün camilerde yaşanan ayakkabı bulma sorunu bu camide kesinlikle bulunmamaktadır. Çünkü bu cami ayakkabılığa özel sinyalizasyon yöntemi kullanmıştır. Ahmet Hamdi Akseki Camii yapılırken tam beş bin ayakkabının sığabileceği bir ayakkabılık için özel havalandırma da düşünülmüştür. Ayrıca ayakkabılıkta renkler ayrılmış böylece kişinin kendi ayakkabısını bulmak kolaylaşmıştır.

Cami yapılırken engelli vatandaşlar da ihmal edilmemiştir. Ahmet Hamdi Akseki Camii ibadet etmeye ya da görmeye gelecek olan engelli bireyler için pek çok ayrıntı göz önünde bulundurulmuştur. Böylece engelli bireylerin, otobüsten inip cami içine girene hatta namaz kılana kadarki yaşayacakları tüm sorunların oluşmasına zemin hazırlayacak nedenler ortadan kaldırılmıştır.

Ahmet Hamdi Akseki Camii içinde ne avize ne de hoparlör yer almamaktadır. Bütün ışıklandırma ve ses sistemi gizli kalmıştır. Bunun için üniversitelerle çalışma yapılmış ve sonucunda bu ilk de tarihe yazılmıştır.

Ahmet Hamdi Akseki Camii Ulaşım

Bu modern cami Çankaya’da, Üniversiteler Mahallesinde yer almaktadır.  Toplu taşıma araçlarıyla oraya gitmek mümkündür. Ahmet Hamdi Akseki Camii ulaşımını Eskişehir yolu Bakanlıklar otobüs ya da dolmuşlarını kullanarak yapabilirsiniz.

Ankara Arslanhane Camii

Arslanhane Camii
Arslanhane Camii

Arslanhane Camii 13. yüzyılın başında yapıldığı bilinmektedir.  Yapı Selçuklu döneminde yapılmıştır. Dönemin mimari özelliklerini çok iyi bir şekilde yansıtan cami Ahi Şerafettin Cami olarak da bilinmektedir. Yapının bu adla da anılmasının sebebi Ahi Şerafettin’in bu mimariyi restore ettirmiş olmasıdır. Ahi Şerafettin bu camiyi 1289 ile 1290 yıllarında restore ettirmiştir.Arslanhane Camii üzerinde yapılan yenileme çalışması ilk defa bu zamanda gerçekleşmiştir.

Cami oldukça sade bir görünüme sahiptir.  Tavanı ahşaptan yapılmıştır ve düzdür. Çatısı kurşunla kaplıdır. Ancak mihrabı açık mavi çinilerle kaplıdır. Bu çinilerin tamamı Selçuklu işçiliğiyle yapılmıştır. Arslanhane Camii mihrabının iki yanı sütunlarla desteklenmiştir. Bu sütunlar tamamen ahşaptır. Caminin minberi de ceviz ağacından yapılmıştır. Bu minber dönemin ahşap işçilik anlayışını tam manasıyla göstermeyi başaran yegâne örnekler arasında yer almaktadır. Arslanhane Camii üç kapılı bir camidir. Bu kapılar Kuzey, Güney ve Batı olmak üzere üç yöne bakmaktadır.  Yapı toplamda on iki tane pencere ile aydınlatılmıştır.

Caminin en dikkat çeken yanlarından biri ise inşa sırasında yapıda kullanılan taşlardır. Arslanhane Camii yapılırken kullanılan taşların bir kısmı daha eski medeniyetlerden kalma yapılardan kalmadır. Arslanhane Camii de adını bu aslan motifli taşlardan almaktadır. Roma ve Bizans yapılarına ait olduğu bilinen bu taşların üzerinde aslan motifleri yer almaktadır. Ankara ve çevresinde antik dönemde yaşayan medeniyetler aslan heykellerini ve motiflerini çok sık kullanmaktaydılar. Bu nedenle yapılarından kalma taşlarda bu motifle karşılaşmak şaşırtıcı bir şey değil.

Arslanhane Camii karşında tam on mezarın bulunduğu bir türbe bulunmaktadır. Türbede yatanlardan bir tanesi ise yapıda çokça emeği geçen Ahi Şerafettin’dir. Türbe Ahi Şerafettin’in adı ile anılmaktadır.

Arslanhane Camii Ulaşım

Arslanhane Camii Samanpazarı adlı semtte bulunuyor. Samanpazarı Ankara’nın Altındağ ilçesinde yer almaktadır. Tarihi cami Ulus’a oldukça yakın bir mesafededir. Ulus’ta bulunan Gençlik Parkı’ndan yürüyerek camiye ulaşmanız ortalama on dakika sürecektir.  Cumhuriyet Caddesi boyunca yürümeniz bunun için yeterlidir. Caddenin sonunda Çankırı Caddesi’ne doğru yönelince camiyi görmeniz mümkün olacaktır. Bu camiye yürüyerek gitmek Kızılay’dan yarım saat sürmektedir. Dilerseniz toplu taşıma araçları da bu gölgeye ulaşmanızda yardımcı olacaktır.

Ankara 7. Cadde

7.Cadde
7.Cadde

7.Cadde olarak bilinen cadde diğer adı Akşabat Caddesi’dir. Bu cadde günün içinde oldukça yoğundur. Özellikle üniversite öğrencilerinin okullarına yakın olması sebebiyle uğrak mekanı olmuştur. Ayrıca üniversite öğrencilerinin bu bölgede yaşamayı tercih etmesi ve evlerini buradan tutması da caddede genellikle gençlerin olmasının nedenlerindedir.

Son yıllarda daha çok gençlerin sevdiği ve gitmeyi tercih ettiği caddenin yüzü oldukça fazla değişmiştir. 7.Cadde üzerinde daha küçük dükkanlar, daha fazla esnaf varken, son yıllarda büyük ve gösterişli mağazaların sayısı artmıştır. Cadde eskisine oranla daha da hareketlenmiş ve daha dinamik bir yapıya sahip olmuştur.

Cadde alışveriş için oldukça sık tercih edilen bir yerdir. 7.Cadde boyunca herhangi bir ihtiyaç duyulduğunda istediğiniz her şeyi bulabilirsiniz. Özellikle alışveriş tutkunlarının çok seveceği bu cadde Ankara Bahçelievler’de bulunan en ünlü caddedir. Bu cadde üzerinde sadece mağazalar bulunmamaktadır. Burası aynı zamanda yiyecek içecek konusunda da oldukça hareketli bir alandır. Pizzadan tatlıya kadar her türlü yiyecek çeşidi satan dükkanlar yol boyunca bulunmaktadır. 7.Cadde üzerinde bir çay içip sohbet edebileceğiniz pek çok cafe de bulunmaktadır.  Bu cadde boyunca alkollü içecek satan yerler de oldukça fazladır. Ayrıca cadde üzerinde bulunan barların bir kısmında canlı müzik de yapılmaktadır.

7.Cadde her zaman canlıdır. Caddenin her iki yanında da rengarenk cafeler, dükkanlar ve mağazalar bulunmaktadır. Yani eğer caddeyi dolaşmak ve caddenin tadını çıkarmak istiyorsanız en geç öğleden sonra gidip günün geri kalanını orada geçirmeniz gerekecek.

7.Cadde Ulaşım

7.Cadde üzerinden toplu taşıma araçları geçmektedir. Gar tarafından caddeye gitmek istiyorsanız Tandoğan Durağından geçen araçların kullanabilirsiniz. Oradan Beşevler İstasyonu’na kadar gidecek ve orada araç değiştireceksiniz.  İstasyonda indikten sora karşınızda bir park göreceksiniz. O parkın yakınındaki duraktan otobüse binerseniz sizi Akşabat Caddesine kadar götürecektir.

Ancak bu oldukça zahmetli ve uzun bir yoldur. 7.Cadde içine gitmek istiyorsanız yine istasyondan taksiye binebilirsiniz. İstasyonun karşısında taksi durakları bulunmaktadır. Buradan taksiye binip 10 TL gibi bir ücret vererek gideceğiniz yere zahmetsiz bir şekilde ulaşabilirsiniz.

 Ankara Hayvanat Bahçesi

Hayvanat Bahçesi
Hayvanat Bahçesi

Türkiye’nin pek çok kentinde hayvanat bahçeleri kurulmuştur. Her biri çeşitli özellikler barındırmasına rağmen pek çok hayvanat bahçesi ciddi biçimde organize edilememesi gibi bir sıkıntıyla karşı karşıyadır. Bu şekilde yapılan hayvanat bahçeleri genellikle kent içi sosyal yaşamda önemli bir yer tutmasına rağmen çok emek ürünü olmamış tesisler olarak bilinir. Ankara Hayvanat Bahçesi Türkiye’nin en ünlü hayvanat bahçelerinden biridir. Başkente yakışan bir biçimde hayvanların yaşam alanlarına uygun bir biçimde düzenlenen hayvanat bahçesinde yer alan hayvan çeşitleri de bir hayli fazladır. Burada bulunan ve dünyanın çeşitli bölgelerindeki özellikleri taşıyan hayvanlar her gün çok sayıda ziyaretçi çekmektedir.

Ankara Hayvanat Bahçesi Atatürk Orman Çiftliği içinde bulunmaktadır. Çiftliğin genel yapısının da daha çok doğal bir biçimde düzenlenmeye çalışıldığı göz önüne alınırsa hayvanlar için daha uygun bir alan bulunamayacağı anlaşılacaktır. Hayvanları doğal yaşam alanlarının benzerleri içerisinde yaşatmaya çalışma çabaları idarecileri hayvanat bahçesini burada açmaya zorlamıştır.

Ankara Hayvanat Bahçesi içinde aslan, kaplan, zürafa, maymun türleri, ender bulunan kuşlar, çeşitli sürüngenler, zebra ve zürafalar, ender bulunan at ve keçi türleri, çeşitli ülkelerden getirilen dünyanın en ilginç hayvanları yer alır. Burada bulunan hayvanlar içindeyse büyük ilgi toplayan hayvanlar, kobra yılanı, fil, aslan, ve kedigiller familyasının diğer hayvanları bulunmaktadır. Buradaki hayvanlar arasında yer alan kuş türleri de bir hayli ilgi çekici olabilmektedir. Elbette sevimli hareketleriyle maymun, şempanze ve diğer bu aile üyesi hayvanlar unutulmamalıdır. Ankara Hayvanat Bahçesi içinde devasa boyunlarıyla zürafalar, pijamalı eşek tabir edilen at türleri, çeşitli şekillere girerek insanı korkutan yılanlar bir metropol içinde safari keyfini aratmayacak anlar yaşatmaktadır.

Ankara Hayvanat Bahçesi AŞTİ yakınlarında yer almaktadır. Bu gün AŞTİ, Orduevi ve diğer bölgelere ayrılan alanların tamamında daha önce yer alan Atatürk Orman Çiftliği’nin yaşayan kısmında yer almaktadır. Buraya ulaşım AŞTİ yönüne giden pek çok otobüsle mümkündür. Ayrıca özel araçla da Ankara içinden AŞTİ istikametine giderken AŞTİ’ye çok yakın mesafede sağ tarafta Atatürk Orman Çiftliği tabelaları görülecektir. Bu tabelalar takip edilerek Atatürk Orman Çiftliği ve Ankara Hayvanat Bahçesi’ne erişilebilmektedir.

Geçtiğimiz günlerde bakım sebebiyle ziyarete kapatılan Ankara Hayvanat Bahçesi’nin bir süre sonra açılacağı ifade edilmektedir. 26 Ağustos 2013 tarihinde kapatılan hayvanat bahçesinin yakın bir süre sonunda ziyarete açılacağı ifade edilmektedir. Ancak yetkililer tarafından kesin bir açıklama yapılmamıştır.

Ankara Hayvanat Bahçesi’ne giriş ücretsizdir. Daha önce belirli bir miktar ücret ödenmesi karşılığında ziyaret edilen bahçe yeni dönemde tamamen ücretsiz bir biçimde hizmet verecektir.

Ankara Oyuncak Müzesi

Oyuncak Müzesi
Oyuncak Müzesi

Ankara Oyuncak Müzesi Ankara Üniversitesi bünyesinde kurulmuş ve üniversite bünyesinde faaliyet yürütülmekte olan bir müzedir. Alanındaki bir kaç müzeden birisi olan Ankara Oyuncak Müzesi’nin Türkiye’de benzeri bulunmamaktadır. Yalnızca aynı şekilde düşünülen Sunay Akın Oyuncak Müzesibulunmakta, o da daha farklı bir konsept içinde çalışmaktadır.

Ankara Oyuncak Müzesi Kültür Bakanlığı denetimindeki bir kuruluştur. Eğitim Fakültesi içinde yer alan müze, idari olarak da üniversite yönetimi bünyesinde hizmet vermektedir. Kuruluşundan bu yana çok sayıda ülkeden çok sayıda eserin toplandığı bir müze olarak alanındaki en iyi müzelerin başında gelmesine rağmen çok fazla idari ilgi gösterilmemektedir. Bu gün sadece çarşamba ve cuma günleri ziyaret edilebilen müzede bu günlerde bile çok fazla ziyaretçi bulmak mümkün olmamaktadır. Ancak Ankara gezilecek yerler içinde önemli bir yere sahip olmasıyla da gezilmeyi hak eden yerler arasında sayılır.

Ankara Oyuncak Müzesi içinde yer alan oyuncaklar Avrupa ve Amerika başta olmak üzere, Pakistan, Hindistan, Rusya ve Japonya’dan da çok sayıda oyuncak bulunduran bir müzedir. Müze içinde en eski oyuncak 1890 tarihlidir. Türkiye kaynaklı oyuncaklar da 1933 yılından başlayarak günümüze kadar uzanmaktadır. Müzelik olmuş oyuncakların biçim ve içerikleri ise geçmişten beri önemli bir yaratıcılık unsuru olan oyuncakların ne kadar çok şekil değiştirdiğini göstermektedir. Bu kapsamda tenekeden yapılmış bir arabada düşünülen ayrıntılar ilgi çekecektir. Ayrıca çeşitli tahta oyuncaklar, üstün bir yaratıcılıkla tasarlanmış çeşitli eserler birer sanat eseri niteliği taşımaktadır. Ankara gezisinde fırsat bulmanız halinde müzeyi de görmek özellikle çocuklara ve çok ruhu taşıyanlara iyi gelecektir.

Ankara Oyuncak Müzesi girişi ücretsizdir. Ancak giriş için üniversite ve fakülte yönetiminin onayını almak gerekmektedir. Kültür Bakanlığı veya Milli Saraylar bünyesinde hizmet veren diğer yerlere nazaran burası gezi yönünden biraz daha zordur.

Ankara Oyuncak Müzesi‘ne ulaşım

Cebeci Kampüsü’ne giden her hangi bir toplu taşıma aracı kullanılabilmektedir. Cemal Gürsel Caddesi üzerinde bulunan kampüs için Ankara’nın pek çok yerinden araç bulunabilmektedir. Ulaşım alternatifleri arasında yer alan bir diğer alternatif de Ankaray olabilmektedir.

Ankara Kurtuluş Savaşı Müzesi

Kurtuluş Savaşı Müzesi
Kurtuluş Savaşı Müzesi

Kurtuluş Savaşı Müzesi Ankara‘da 1957 yılında faaliyete geçmiş bir müzedir. İlk meclis olamn I. TBMM binasında faaliyete geçen müze, meclis olarak kullanımından sonra da çeşitli amaçlarla kullanılmıştır. İlkin İttihat ve Terakki Cemiyeti bünyesindeki bir bina olarak tasarlanan yapı daha sonra meclis binası, Cumhuriyet Halk Fırkası binası, Maarif Vekilliği denilen Milli Eğtim Binası olarak da kullanılmıştır. Aradan geçen onlarca yılda, 1957 yılından günümüze burası gerçek bir tarih müzesi olarak varlığını korumaktadır.

Kurtuluş Savaşı Müzesi mimarisi Osmanlı’nın son dönemlerinde sıkça rastlanan ancak daha çok Rus etkisi altında olan mimariyi anımsatır. Ancak pencere biçimleriyle bu tarz mimariden de ayrılarak Cumhuriyet mimarisi damgasını gösterir. I. TBMM Binası mimarı dönemin ünlü isimlerinden Salim Bey ve Hasip Bey’dir. Yapının planı Salim Bey’e aittir. Yapıda Ankara’nın ünlü taşı Andezit kullanılmıştır. Tek katlı, kiremit çatılı, pencere üstleri oval biçimlendirilmiş taş bir yapıdır.

Ankara’nı  Ulus bölgesindeki bu eski devlet yönetim merkezi hem hükumetin, hem de devletin yönetildiği bir yerdir. Dönemindeki meclis hükumeti anlayışının da bir sonucu olan bu biçim aynı zamanda savaş şartlarının ağır koşullarından da kaynaklanmaktadır. Kurtuluş Savaşı Müzesi içerisinde günümüzde Bakanlar Kurulu odası gibi hükumet çalışma odaları halen muhaza edilmektedir.

Kurtuluş Savaşı Müzesi geniş bir koleksiyon sahibidir. Yalnızca doğal olarak yapının eski halinden aldığı eserler de sergilenmekteyken aynı zamanda kongrelerin hatıratı da yapı içerisinde teşhir edilmektedir. Diğer yandan Lozan ve Sevr Anlaşmalarına ait belgeler, çeşitli devlet büyüğü hediyeleri ve dönemin ruhunu anlatan yazışma ve haberleşme araçları yapı içerisinde sergilenmektedir.

Kurtuluş Savaşı Müzesi çerisinde yer alan eserlerden doğal olarak yapıya miras kalan eserler dönemin Meclis Başkanlığı makamına ait eserler, Riyaset makamı da denilen Başbakanlık makamı eserleri, bakanlara ait çeşitli eserler yer almaktadır. Bunlarla birlikte de alt katta fotoğrafhane ve çeşitli sanat eserleri sergilenmektedir. Üstte ise kongre dönemlerinin şahane ürünleri, anlaşmalara ait tutanaklar, dönemin ilginç telgrafları ve bizzat Mustafa Kemal imzalı yazışmalar bulunmaktadır. Diğer yandan Kurtuluş Savaşı Müzesi içerisinde yer alan Büyük Taarruz hatıraları da ziyaretçilerin ilgisini çekmektedir.

Kurtuluş Savaşı Müzesi Ankara Ulus’ta yer almaktadır. Buraya Ankara’nın her yanından toplu taşıma aracı bulunabilir. Bölgede banliyö treni istasyonu, Ankaray durağı, ve onlarca otobüs ve minibüs hattı bulunur.

Pazartesi haricinde her gün açık olan müzede yaz kış kapanış saati 17.00’dir. Ziyaret ise ücretsizdir.

Ankara Tunalı Hilmi Caddesi

Tunalı Hilmi Caddesi
Tunalı Hilmi Caddesi

Ankara hem Türkiye’nin başkenti hem de ikinci büyük şehri olmasıyla kalabalık bir şehir. Büyük şehirlerin ünlü caddeleri genellikle bulundukları ülkede hatta sınırları aşan bir üne sahiptir. Buna en iyi örnek olarak İstanbul’da İstiklal Caddesigösterilebilir. Tunalı Hilmi Caddesi ise Ankara’nın İstiklal Caddesi olarak biliniyor.

Tunalı Hilmi Caddesi her gün yoğun bir kalabalığı ağırlıyor. Her gün binlerce insanın yolu bu cadde üzerinden geçiyor ve bir o kadar kişi de dolaşmaya geliyor. Ankara’ya gelen hiç kimse bu caddeyi görmeden evine dönmüyor.

Bu cadde üzerinde trafik tek yönlü akmaktadır. Burası sadece Ankara’nın en işlek caddelerinden bir tanesi değil aynı zamanda şehrin sosyal yaşamının aktığı bir yaşam alanıdır. Burada insanlar alışveriş ve eğlence amaçlı da sık sık gelmektedir.  Çünkü cadde üzerinde pek çok mağaza, cafe ve restoranlar yer almaktadır.

Tunalı Hilmi Caddesi üzerinden geçen kalabalık içinde her yaştan insan grubuna rastlamanız mümkündür. Bu cadde üzerinde sadece yaş grupları çeşitlilik göstermemektedir. Kadın, erkek, be yaz siyah her cinsiyetten her ırktan insanın yolu bu cadde üzerinden mutlaka geçmektedir.

Ankara’nın en ünlü parklarından bir olan, büyüklüğü, tarihi ve doğasıyla insanı kendisine çeken Kuğulu Park da bu cadde üzerinde bulunmaktadır. Bu park adını kuğularından almıştır. Parkın içinde çeşitli heykeller de bulunmaktadır. Bu heykellerden bir tanesi de cumhuriyetin ilk yıllarında ilerici görüşleriyle ünlü olan milletvekili Tunalı Hilmi’ye aittir. Tunalı Hilmi Caddesi de adını bu devlet adamından almıştır.

Tunalı Hilmi Caddesi Ulaşım

Tunalı Hilmi Caddesi Ankara’nın çok merkezi bir yerinde, Çankaya’da yer alır. Yer aldığı semtin adı ise Kavaklıdere olarak geçmektedir. Şehrin en ünlü yeri olan Kızılay Meydanı’ndan geçen pek çok otobüsle caddeye ulaşmanız oldukça kısa sürmektedir. Ancak ne kadar aynı ilçede de yer alsalar da  buraya ulaşmak çok daha kolaydır. Tunalı Hilmi Caddesi’ne Ulus’tan yürüyerek ulaşmak yaklaşık on dakikanızı alacaktır. Gençlik Parkı’nın Yanındaki Atatürk Bulvarı boyunca yürüdüğünüzde Kuğulu Park karşınıza çıkacaktır. Parkın yanında ucu görünmeyen, upuzun caddenin de aradığınız yer olduğunu hemen anlayacaksınız.

Ankara Cumhuriyet Müzesi

Cumhuriyet Müzesi
Cumhuriyet Müzesi

Ankara Cumhuriyet Müzesi Türk siyasi hayatının şekillenişinde derin izler bırakan bir döneme şahitlik etmiş bir binada bulunmaktadır. Müze binası Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun ve başlangıç yıllarının yaşandığı önemli bir binadır. I. Türkiye Büyük Millet Meclisi binasının kapasite yetersizliği sebebiyle bu binaya taşınma zorunluluğu doğmadan önce burası Cumhuriyet Halk Fırkası merkezlerinden birisi olma görevini üstlenmiştir.

Ankara Cumhuriyet Müzesi binası Mimar Vedat Tek imzasını taşımaktadır. Cumhuriyetin ilk yıllarıyla Osmanlı’nın son dönemlerinin mimarlarından olan Vedat tek bu yapıda her iki dönemin de mütevazı örneklerini sergilemektedir. Burası meclis binası olarak kullanırlarken çeşitli amaçlar için kullanılan odalar bu gün Cumhuriyet tarihine ışık tutan eserler arasında yer almaktadır. Bu odalar arasında Atatürk İlkeleri Odası, Atatürk İnkılapları Odası gibi isimlerle isimlendirilen odalar yer almaktadır. Bu odaların geçmişinde ise kanunlarla ilgili komisyon çalışmalarının yapıldığı mekanlar, mescit veya başka işlevleriyle tasarlanmış odalar olma özelliği bulunmaktadır.

Cumhuriyet tarihinin büyük gelişmelerinin yaşandığı bu bina bu gün tarihe tanıklık edecek bir eser olarak bulunmaktadır. Resimde, müzikte, mimaride, sanat ve çalışma hayatında devrim niteliğindeki gelişmelerin yaşandığı yıllarda önemli işler başarılan bir dönemi anlatan bu bina her geçen gün yüksek bir tarihsel değer kazanmaktadır. Burada devrimlerin uygulanması, aralarında Montrö’nün de bulunduğu sözleşmelerin yapılması, cumhuriyetin bu altın çağının hikayesinin anlatılması bir tesadüf değildir. Ankara Cumhuriyet Müzesi binası 1960 yılına kadar Türkiye’nin yasama faaliyetlerinin yapıldığı bir merkezdir.

Ankara Cumhuriyet Müzesi içinde geçmişte genel kurul salonu olarak kullanılan alanda muhteşem bir görsel işitsel sergi düzenlenmektedir. Atatürk’ün tarihsel değer taşıyan Nutuk yapıtından bazı bölümlerin sesli olarak ziyaretçilere verildiği alanda aynı zamanda bu Nutuk’un okunduğu anlar balmumu heykelleriyle canlandırılmıştır.

Cumhuriyet Müzesi Ulaşım

Ankara Cumhuriyet Müzesi Ulus’ta, Cumhuriyet Bulvarı’nda yer almaktadır. Bu istikamete Ankara‘nın her bölgesinden toplu ulaşım aracı bulmak mümkündür. Ayrıca buraya Ankaray’la da Ulus durağında inerek ulaşılabilir.

Ziyaret saatleri 09.00 ve 17.00 saatleri arasındadır. Müze öğle tatilinde kapalıdır. Ankara Cumhuriyet Müzesi Pazartesi günleri haricinde hafta içi ve hafta sonu her gün ziyaret edilebilmektedir.

Ankara 50. Yıl Parkı

50. Yıl Parkı

50. Yıl Parkı Ankara gezilecek yerler listesinde üst sıralarda yer alan bir parktır. Yaklaşık olarak 135 bin metrekare üzerine kurulmuş olan bu parkın ziyaretçileri yerli ve yabancı kesimlerle, parkın bulunduğu bölgenin civarında yaşayanlardan oluşmaktadır. Ayrıca Ankara içinde geniş ve yeşil alanlar arayanlar, kent yorgunluğu yaşayanalar için de park rahatlatacak bir mekandır. Ankara’nın park hizmetlerinin çoğunda imzası bulunan bir şirkete belediye tarafından yaptırılan parkın açılış tarihi 2009 yılına rastlamaktadır.

50. Yıl Parkı “Ankara’nın terası” olarak da bilinen muhteşem bir alandır. Buradan Ankara’nın büyük bir çoğunluğu izlenebilir. Üstelik bu sırada bir gökdelenin tepesinde değil yemyeşil bir alanın ortasında olmanın keyfi de yaşanmaktadır. İçerisinde bulunan gölet ve gölet civarına yerleştirilen taşlar neredeyse gerçek bir doğal ortamı aratmayacak ölçülerdedir. 50. Yıl Parkı içinde çok sayıda ağaç ve çalıyla birlikte dünyanın çeşitli alanlarında yetişen bitkiler bulunmaktadır. Tüm bunlarla park içinde yeşilin onlarca tonuyla bir renk cümbüşü sağlanmaktadır. Ayrıca gölet kenarına çeşitli hayvan figürleri konulmuş bu vesileyle çocukların da eğlenceli zaman geçirmesi hedeflenirken iyi bir görsellik de yakalanmıştır.

Park içinde yer alan oyun alanları dört tanedir. Her birinde son derece orijinal oyuncakların bulunduğu oyun alanlarında çocuklar gayet eğlenceli saatler geçirebilirler. 50. Yıl Parkı‘nın genel bileşimi içinde de çok sayıda piknik alanı, kamelyalar, şelaleler, iki gölet alanı ve dere bulunmaktadır. Buradaki akarsu tehlikeli olmamakla birlikte sığ ve tamamıyla görsel amaçlıdır. Aynı zamanda buradaki iki göleti besleyen kaynak da bu deredir. Bu özellikleriyle 50. Yıl Parkı bir hayli geniş aktivite olanaklarına sahiptir. 50. Yıl Parkı içinde bulunan bayrak direği Türkiye’nin sayılı bayrak direklerindendir. Ankara’nın her yerinden görülebilen bu direkte devasa bir bayrak bulunmaktadır.

Ankara 50. Yıl Parkı Ulaşım

Parka ulaşım için Ankara’nın çeşitli bölgelerinden çok sayıda EGO otobüsü bulunmaktadır. Yüzden fazla otobüs hattıyla bölgeye Ankara’nın her yerinden otobüs bulmak mümkündür. 50. Yıl Parkı Ankara’nın adeta göbeğindedir. Bu yüzden Kurutuluş Parkı gibi merkezi yerlerden buraya kısa bir sürede ulaşmak da mümkündür.

Ankara Göksu Parkı

Göksu Parkı
Göksu Parkı

Ankara Türkiye’de yaşamak için tercih edilen ikinci şehirdir. Bu kentin eğer bir eksiği varsa o da elbette ki denizi olmamasıdır. Bu pek çok deniz tutkunu için başkenti yaşanmaz bir yar haline getirir. Ancak Ankara’da pek çok doğal alan bulunmaktadır. Ve bu alanların içinde denizi aratmayacak kadar dinlendirici bir özelliğe sahip göletler vardır. Göksu Parkı da bu doğal alanlardan bir tanesidir.

Göksu Parkı başkentin en büyük parklarında bir tanesi olmasına rağmen sadece yüz günde tamamlanmıştır. Çok kısa bir sürede inşası biten park 2003 yılının Haziran ayında ilk ziyaretçilerini ağırlamıştır. Park 508.000 m2 üzerine kurulmuştur. Bu alanın neredeyse yarısı yeşilliklerle doludur. Kalan bölgenin yarısından fazlası da göletten oluşmaktadır. Bu matematiksel veriler bile parkın ne derece doğayla iç içe olduğunu göstermektedir.

İnsanı doğayla buluşturan parkın içinde pek çok sosyal tesis de bulunmaktadır. Göksu Parkı içinde yer alan restoran, cafe ve çay bahçeleri iyi birer dinlenme yerleridir. Bu doğal alanın içinde çocuk oyun parkları da olduğu için aileler için de vazgeçilmez bir yer haline gelmiştir. Göksu Parkı’nı sadece dinlenme alanı olarak tanımlamak doğru değildir. Burası sinema salonuyla aynı zamanda kültürel imkanları da içinde barındırdığını anlatmaktadır. Parkın içindeki spor aktiviteleri de oldukça cazip görünmektedir. Burada spor salonundan başka dağ kızağı yapma imkanı da vardır. Hatta Türkiye’de dağ kızağı ilk defa burada yapılmıştır.

Göksu Parkı içindeki aktivitelerin belki de en dinlendiricisi göletin üzerinde yapılmaktadır. Göletin üzerinden kayıklar ve Missisipi Gemisi geçmektedir. Ayrıca suyun tam ortasında bulunan ada kesinlikle yapay değil aksine tamamen doğaldır. Bu doğal ortamda piknik yapmak isteyenler de oldukça fazladır. Parkın içinde mangal yapabileceğiniz alanlar bulunmaktadır. Ayrıca piknik için ihtiyaç duyduğunuz malzemeleri almayı unutursanız parkın yakın çevresinde alışveriş yapabileceğiniz marketler de yer almaktadır.

Göksu Parkı Ulaşım

 Ankara Eryaman’da bulunan parka şehrin merkezi noktalarından dolmuşla ya da otobüsle gitmek mümkündür.Kızılay, Ulus ve Sıhhiye otobüslerin kalkış yerleridir. Göksu Parkı kapısına kadar bu otobüslerde gitmeniz mümkündür. Parkın çevresine kadar giden dolmuşların hareket noktaları ise Ulus ve Sıhhiye’dir.

Ankara Mogan Parkı

Mogan Parkı
Mogan Parkı

Mogan Parkı Türkiye’nin en büyük parkları arasında yer almaktadır. Ankara‘nın bu en müstesna parkı yaklaşık 650 bin metrekare alan üzerine kurulu mükemmel bir çocuk oyun alanı, spor alanı ve gezi alanı işlevlerine sahiptir. Sahip olduğu alanın büyüklüğü göz önüne alınırsa parkın bütün gerçekliği ile bir büyük yeşil alan olarak da okunması olasıdır. Bu parkın her dönem ağırladığı ziyaretçi sayısı yeni rekorlar peşinde koşarken özelliklerinden bazıları da bu rekorların anlaşılmasına yardımcı olacaktır.

İçerisinde geniş bir yürüyüş alanı, gölet ve yeşil alanlar barındıran Mogan Parkı en önemli gezi noktaları arasında sayılır. Ankara’nın genel yapısı içerisinde bu alanın bu kadar büyük bir önem arz etmesi boşuna değildir. Her şartta bir bölgede belirli yeşil alanların oluşturulması en temel insani problemlerden sayılır. Ancak Ankara gibi yol ve bina dolu bir kentte oluşturulan bir yeşil alanın önemi çok daha büyüktür. İşte park öncelikle bu noktadan değerlendirilmelidir. Buna bağlı olarak da park içerisindeki çeşitli aktiviteler sayılırken öncelikli olarak da parkın genel durumu göz önüne alınmalı, burada gerçek bir yürüyüş keyfinin yaşanacağı unutulmamalıdır.

Mogan Parkı içerisinde yapılacak şeylerin başında gelen ikinci şey de park içerisinde bulunan gölet kenarında harika bir yemek yemektir. Sırf bu yüzden parkın çok sayıda ziyaretçisi olabilmektedir. Öyle ki bu alanda ağırlanan misafir sayısı parkın misafirlerinin büyük bir bölümünü oluşturmaktadır. Ayrıca çevreden gelen pek çok kişinin parkı düzenli spor  aktiviteleri için de kullandığı bir gerçektir. Bu kişiler de bu restaurant ve cafeden bir hayli yararlanmaktadır.

Mogan Park içerisinde çok sayıda çocuk oyun alanı bulunmaktadır. Bir çoğu sadece bbu park için üretilmiş yaratıcı oyuncaklarla çocuklar eğlenceli vakit geçirecek araçlara ulaşabilir olacaklardır. Diğer yandan buradaki çocuk oyuncakları adeta büyükleri de kıskandıracak güzellilk ve çeşitliliktedir. Mogan Parkı içerisinde yer alan bir diğer aktivite biçimiyse kuşkusuz göl kenarında ve yeşil alanlarda yapılan gezi faaliyetleridir. Parkı doyasıya gezmek buraya geliş nedeninizin yerine gelmesini sağlayacaktır.

İçerisinde 3 bin kişilik bir amfi tiyatro bulunduran bu park, ayrıca bin kişilik bir nikah salonu ile de hizmet vermektedir. Buraya ulaşım için ise Gölbaşı Haymana Yolu güzergahını kullanan toplu taşıma araçları tercih edilebilmektedir. Bunların sayısı da bir hayli fazladır. Ayrıca Mogan Gölü kenarındaki parka her hangi bir biçimde özel araçla erişmek de mümkündür.

Ankara Harikalar Diyarı

Harikalar Diyarı
Harikalar Diyarı

Harikalar Diyarı Parkı sadece Ankara’nın ya da Türkiye’nin değil aynı zamanda Tüm Avrupa’nın en büyük parkı olma özelliğine sahiptir. 2004 yılının ekim ayında ziyaretçiye açılan park bizi çok iyi bildiğimiz bir masalın tam ortasında bırakmaktadır.  Harikalar Diyarı kitabında bulabileceğiniz her karakter parkta sizleri selamlamaktadır. Hem devler hem cüceler hem palyaçolar ve daha pek çok kitap kahramanıyla koskoca alan rengarenk bir ortama dönüşmektedir.

Park tam 1.320.00 m2 üzerine kuruludur. Bu alanın 650.000 m2 olan kısmı yani yaklaşık yarısı yeşilliklerle süslüdür. Aynı zamanda parkın içinde suni bir gölet bulunmaktadır. Bu suni gölet 92 bin m2 gibi bir alan kaplamaktadır. Harikalar Diyarı Parkı içinde gerek beşeri yollarla gerekse doğal kaynaklarla oluşturulan bu doğa ortamının tamamı ziyaretçi odaklı olacak şekilde ayarlanmıştır. Bu park her gün ziyaretçiler tarafından hem dinlence yeri hem de eğlence yeri olarak kullanılmaktadır.

Parkın içinde beş yüzü aşkın bank ve piknik masası bulunmaktadır. Bu doğal ortama banklar ve masalarla birlikte bir de barbekülü çardaklar eklenince park çok güzel bir piknik alanı görüntüsü yaratmaktadır. Bu alanı dolaşmak için parkın içindeki treni kullanmanız mümkündür. Harikalar Diyarı Parkı içinde bulunan gölette de dolaşılabilmektedir. Bunun için su bisikleti ya da kayıklar hizmet vermektedir.

Harikalar Diyarı Parkı ziyaretçileri genellikle bu dev parkı dolaşmaya gitmektedir. Ancak bu par içinde kültür ve spor aktiviteleri de içinde olmak üzere pek çok farklı aktivite yer almaktadır. Kültürel olarak örnek verilebilecek etkinlik Nejat Uygur amfi tiyatrosu olabilir. Bu tiyatronun seyirci kapasitesi tam 500 bindir. Basket sahaları, mini golf sahaları, tenis kortları, halı sahalar spor aktivitelerinden bazılarıdır. Harikalar Diyarı Parkı içinde bu etkinlikler dışında GO-Kart ve kaykay pisti gibi alanlar da yer almaktadır.

Harikalar Diyarı Parkı Ulaşım

Harikalar Diyarı Parkı Başkent Ankara’nın Sincan ilçesinde yer almaktadır. Sincan’a ya da Yenikent’e giden her toplu taşıma aracı sizi parkın yakınlarına götürecektir. Ancak bu araçların içinden İstanbul yolundan geçenleri tercih ederseniz parkın hemen önünde inmeniz mümkün olacaktır.

Ankara Roma Hamamı

Roma Hamamı
Roma Hamamı

Roma Hamamı 3. yüzyılda Sağlık Tanrısı Asklepios adına yaptırılmıştır. Dönemin Roma imparatoru yaptırdığı eser için kentin zenginlerinden bir tanesi maddi destek sunmuştur. Bugün her ne kadar hamam olarak adlandırılsa da yapılan araştırmalar o dönem bölgenin höyük olduğunu göstermektedir.

Bugün tarihi yapıda yapılan kazı çalışmalarında az da olsa Bizans ve Selçuklu döneminden izlere rastlanmaktadır. Ancak kalıntılar çoğunlukla Roma dönemi eserleridir. Roma Hamamıincelendiğinde yapıldığı dönem öncesinde bölgede yaşayan Firiglilere ait kalıntılar da belirgin olarak gözükmektedir.

Bölgede 1943 yılında tamamlanan arkeolojik kazılarda çok sayıda eserin yanı sıra hamamın çeşitli bölümlerinin de bulunduğu görülmüştür. Bu eserler arasında yer alanlardan bazıları bu gün çeşitli müzelerde sergilenmekle birlikte kimilerinin de yurt dışına çıkarıldığı saptanmıştır. Bir süre önce Kültür Bakanlığı tarafından yapılan çalışmalar sonucunda bir kısmı geri alınmış, bir kısmının da alımı için çalışmalara başlanmıştır.

Roma Hamamı önemli bir tarihi eserdir. Anadolu kültüründe Türkler buraya gelmeden önce de yerleşik bir hamam kültürünün varlığını ispatlamış bir eser olarak da tarihe geçmiştir. Burada yer alan çeşitli yazıların okunması için çalışmalar yürütülmektedir. Ayrıca bulunan sikkeler de yapının 7. yüzyıla kadar kullanıldığını, daha sonra bir yangın geçirdiğini söylemektedir. Bu gün yapının olması gereken yerinde daha çok bir moloz yığını bulunmaktadır. Ancak arkeolojik kazılar neticesinde bu alanın da tamamen açılacağı öngörülmektedir.

Roma Hamamı içerisinde yer alan revak yapıları bir hayli ilginçtir. O dönemin Selçuklu eserlerine benzeyen izler taşıyan bu revaklar Osmanlı ve Türk kültür ve mimarisinin etkilendiği ana kaynağı göstermektedir. Bu kaynak antik uygarlıklar ve Roma uygarlığıdır. Ancak Türk kültür ve mimarisi tıpkı hamam örneğinde olduğu gibi bu tarihsel değerleri kendi kültürüyle özdeşleştirmiştir. Bu özdeşleştirme çağımızda da çeşitli biçimlerde anılmaktadır.

Roma Hamamı Ankara Ulus ve Yıldırım Beyazıt meydanları arasındadır. Bölgeye ulaşmak için kullanılacak toplu ulaşım aracı her iki yerden de geçebilmektedir. Özel araçla da Ulus kavşağı veya Yıldırım Beyazıt yönü kullanılırsa buraya ulaşım mümkün olacaktır.

Ankara Akköprü

Akköprü
Akköprü

Akköprü I. Alaaddin Keykubbat döneminde 1222 yılında inşa edilmiştir. Dönemin Ankara Valisi Kızılbey tarafından inşa ettirildiği bilinen köprüye Selçuklu Sultanı’nın adı verilmiştir. Ankara Akköprü‘nün bir benzeri de Adana Taşköprü’dür. Bu köprünün Selçuklu döneminden de eski olduğu göz önüne alınırsa Selçuklu mimarisi eserlerinin Roma’dan etkilendiği görülecektir. Bu etkilenme biçimi revak ve kubbelerle, minarelerle ve köprü biçimleriyle her şekilde kendini göstermektedir. Buradaki köprünün bir benzeri de Mostar’da bulunan ünlü köprüdür.

Bu gün köprünün olduğu bölge geçmişte uluslararası ticaret yollarından birini oluşturmaktaydı. Selçuklu Sultanlarının Anadolu ticaretine verdiği önem bölgenin kalkınması için önemli bir hamle olarak ortaya çıkmış, çeşitli ülkelerin tacirlerine de vergi benzeri uygulamalarla kolaylık sağlanmıştır. O dönemlerin en ünlü yolu olarak kullanılan bu alan bu gün bir tür nostaljik eser olarak hafızalara kazınmaktadır.

Akköprü Altındağ ilçesi içerisindedir. Dönemin pek çok tarihi eseri gibi bu köprü de Altındağ belediyesi eserleri arasında önemli bir yer kaplamaktadır. Belediye tarafından köprünün etrafına bir korkuluk inşa edilmiş, çekilen çit yardımıyla da olası tehlikelerden uzak durulması salık verilmiştir. Dönemin ölçülerine göre standart bir biçimde inşa edilen bu köprü günümüzde de önemli bir tarihi figür olarak yerini korumaktadır.

Akköprü içerisinde yer aldığı Altındağ’ın onlarca tarihi eserlerinden biridir. Kendi başına ciddi bir anlam ifade etmediği düşünülebilir. Ancak bölgeye yapılacak bir ziyarette de mutlaka görülmesi gereken bir yerdir. Ankara Kalesi veya bölgedeki diğer yerleri gezdikten sonra ilk sırada burayı bulmak yararlı olacaktır.

Akköprü eski dönemlerin eserleriyle birlikte ele alındığında Ankara’nın önemli bir tarih, eseridir. Ancak bu eserin kendi başına alınması ziyaretçileri hayal kırıklığına uğratacaktır. Hamamönü Sanat Sokağı, Ankara Kalesi ve bölgede bulunan iki adet müzenin ikisi de gezildikten sonra Akköprü‘nün sekiz kemerli yapısı gözden geçirilebilir.

Akköprü Ulaşım

Bölgeye ulaşımı olmayan Ankara ilçesi veya mahallesi bulunmamaktadır. Buraya her noktadan tek araçla ulaşmak mümkün olduğu gibi birden çok araçla da mümkündür. Bu şekilde kısa bir süre içinde Akköprü’ye Ankara’nın her noktasından ulaşmak mümkün olmaktadır.  Eskilerin hac uğurlamaları için kullandıkları bu alan da önemli bir merkez olarak günümüze kadar varlığını sürdürmüş ve büyük bir kültür hazinesi olarak kalmıştır.

Ankara Deniz Dünyası

Deniz Dünyası
Deniz Dünyası

Deniz Dünyası 400 m2’lik alana kurulmuş olan bir akvaryumdur. Akvaryum dört ana bölüme ayrılmış durumdadır. İlk bölümde deniz canlıları yaşamaktadır. Bir diğer bölümde ise tatlı su balıkları bulunmaktadır.  Diğer iki bölümü de tünel ve dinlenme alanı oluşturmaktadır.

Akvaryum içinde tam 4 bin balık bulunmaktadır. Bu balıklar yüz elli farklı türdedir. Deniz Dünyası içinde yer alan su canlıları Hint Okyanusu, Atlas Okyanusu ve Pasifik Okyanusu başta olmak üzere dünyanın pek çok yerinden özel olarak getirilmiştir.

Akvaryumda en çok dikkat çekmekte olan canlılar ise Nil Timsahlarıdır. Deniz Dünyası içinde Nil Timsahından iki tane bulunmaktadır. Ve bu devasa hayvanlar yaklaşık bir buçuk metre büyüklüğündedir.

Deniz Dünyası insanların sadece deniz ve tatlı su canlılarını görmek için geldiği bir yer değildir. Bu akvaryum aynı zamanda su dünyasıyla ilgili bilgi veren bir eğitim yeridir. Bu tesisin içinde bir seminer salonu da bulunmaktadır. Seminer salonunda ilköğretim öğrencilerine denizlerdeki yaşamdan bahsedilmektedir. Aynı zamanda suda hayatı anlatan belgeseller izletmek de bu seminerin bir parçasıdır. Pek çok anaokulu ve ilköğretim okulu akvaryumu randevu alarak ziyaret etmekte ve öğrencilerin deniz canlılarıyla ilgili geniş bilgiye sahip olmasını sağlamaktadır.

Bu tesis engelli çocuklar için çok daha farklı bir hizmet sunmaktadır. Engelli bireylerin akvaryuma girişi ücretsizdir. Deniz Dünyası içinde dokunma havuzları bulunmaktadır ve bu havuzlar sadece onlar için tasarlanmış durumdadır. Aynı zamanda dokunma havuzunda bulunan Koi balıklarını besleme şansı da sadece engelli çocuklara verilmektedir.

Koi balıkları dokunma havuzuna konulmadan önce üç aylık bir eğitimden geçmektedir. Deniz Dünyası ziyaretçilerinin karşısına çıkmadan önce elden yemle beslenmek bu canlılara öğretilmektedir.

Deniz Dünyası Ulaşım ve Ziyaret Saatleri

Deniz Dünyası Ankara Keçiören’de yer almaktadır. Akvaryum, Keçiören Spor Merkezi ve Aqua Park gibi bölgede bulunan iki büyük tesisin tam karşısında yer almaktadır.

Saat 10.00 ile akşam 22.00 arası ziyarete açık olan tesise engelli bireyler haricinde gazilere ve şehit ailelerine de ücretsiz olarak giriş imkanı tanımaktadır. Toplu olarak gelen öğrenci gruplarından da para talep etmeyen akvaryum diğer ziyaretçilerden 1 TL gibi çok düşük bir giriş ücreti almaktadır.

Ankara Mavi Göl

Mavi Göl
Mavi Göl

Mavi Göl Ankara içinde yer alan doğayı, pek çok sosyal imkanla buluşturan bir park yeridir. Farklı yaş grubundan ve farklı kişilik özelliklerine sahip insanların yani her kesimin rahatlıkla gidebileceği bir yerdir.

Parkın içinde yer alan göl ve onunla bütünleşen ve onunla bütünleşen yeşillik ziyaretçilerine bol temiz havayı vaat etmektedir. Mavi Göl Ankara içinde ziyaretçilerin ihtiyaçlarını karşılamak için açılmış olan yedi adet büfe bulunmaktadır. Büfelerin yanında tuvalet ve mescit yerleri de parkın içinde hizmet vermektedir.

Mavi Göl Ankara il sınırları içinde yaşamakta olan pek çok insan için en ideal piknik alanı olarak görülmektedir. Çünkü başkentin stresinden ve kirli havasından arınmış doğayı halkla buluşturan çok az yerlerden bir tanesidir. Ayrıca piknik yapmak isteyenler için parkın içinde 1500 adet bank bulunmaktadır. Ve bu bankların yanında toplamda 250 adet barbekü yer almaktadır.

Mavi Göl Parkı özellikle de aileler için sadece güzel bir piknik yeri olsa da pek çok başka imkanlar da alan içinde sunulmaktadır. Mavi Göl Ankara spor yapmayı seven herkes için doğal ve ücretsiz bir çalışma alanıdır. İçinde basket sahası, futbol sahası ve de mini golf alanından faydalanabileceğiniz parkın dört ayrı yerinde kondisyon grupları da bulunmaktadır.

Mavi Göl Ankara herkesin doğayla buluşmasını hedefleyen bir park alanı halindedir. Bütün ziyaretçileri parka faklı amaçlarla gelmektedir. Özellikle küçük çocuğu olan çiftler için burası tam anlamıyla dinlenme yeri olarak benimsenmektedir. Çünkü parkın içinde tam 26 adet çocuk oyun grubu yer almaktadır.

 Çardak ve gölgeliklerle Mavi Göl Ankara günün her saatinde rahatlıkla dinlenilebilecek bir yer halini almıştır. Ayrıca büyük şehirlerde olan pek çok tehlikeli durum söz konusu değildir. Çünkü halkın güvenliğini sağlamak için parkta toplamda 15 tane güvenlik kulübesi bulunmaktadır.

Mavi Göl Ankara Ulaşım ve Ücret

Mavi Göl Parkı’na ulaşım oldukça basittir. Kızılay’dan ya da Ulus’tan geçen otobüslerle doğal alana ulaşmanız mümkündür. Mavi Göl Ankara Kızılay’dan giderken yol yalnızca 20 dakika sürmektedir. Bütün gününüzü rahatlıkla geçirebileceğiniz parka Ulus’tan dolmuşla da ulaşabilmenizin imkanı vardır.  Arabayla gidecekler içinse otopark ücreti olarak 5 TL alınmaktadır.

Ankara Türk Hava Kurumu Müzesi

Ankara Türk Hava Kurumu Müzesi
Ankara Türk Hava Kurumu Müzesi

Hipodrom Caddesi’nde yer alan ve ücretsiz ziyaret edilebilen bir havacılık müzesidir. İçerisinde bulunan Paraşüt Kulesiyle heyecanlı dakikalar geçirmek olasıdır. Burada çeşitli hava araç gereçleriyle kullanımdan kalkmış uçak ve helikopterler bulunmaktadır.

Ankara Julien Sütunu

 Julien Sütunu
Julien Sütunu

Ankara gezilecek yerler listemizdeki bir diğer tarihi eser. Roma İmparatoru Jülian onuruna dikilen bu yapının tarihi 362 yılına dayanır. Aradan geçen uzun yıllara göre yapı halen sapasağlam bir biçimde Ulus’ta bulunmaktadır. Belkıs Minaresi olarak da bilinen Jülian Sütunu çok sayıda ziyaretçinin ilgisini çeken ilginç bir anıttır.

Ankara Hamamönü

Hamamönü
Hamamönü

Hamamönü Altındağ Belediyesi içinde bulunan ve tarihin çeşitli eserlerinin yeniden canlandırılmasını amaçlayan orijinal bir projedir. Türkiye içindeki bir kaç gezi noktasıyla da benzerlik taşıyan bu bölge tarihi evleriyle ünlüdür. Bu benzer noktalardan birisi de Eskişehir Odunpazarı Evleri olarak sayılabilen bu alanda çok sayıda tarihi ev ve eski kullanım alanı bulunmaktadır. Hamamönü içerisinde yer alan evler, Osmanlı kahveleri, 19. yüzyıl havası verilmiş sokak lambaları ve daha birçok eser burayı büyük bir merkez yapmaktadır. Bu günAnkara içinde gizli bir cennet olarak adlandırılan bu alan çok sayıda turistin severek ziyaret ettiği alanların başında gelmektedir.

Hamamönü yaz aylarında veya Ramazan ayında gezilmesi gereken bir yerdir. Burada Ramazan aylarında çeşitli etkinlikler yapılmaktadır. Sokak müzikleri, eski Osmanlı etkinlikleri, çeşitli kahvehanelerde organize edilen mükemmel eğlenceler Hamamönü gelenekleri arasında sayılmaktadır. Belediye tarafından yeniden kazandırılan bu yapıların arasında renkli ve eğlenceli bir Ankara yer almaktadır. Bu Ankara diğer bölgenin aksine bürokrasiyle uzaktan yakından ilişkisi olmayan, iş ve sosyal yaşamın sıkıntılarından uzaklaşmış bir alan olma özelliğine sahiptir. Bu özelliği göstermesine bölgenin mimari yapısı, turizme yönelik tasarlanmış işletmeler ve daha birçok faktör etkilidir.

Hamamönü içerisinde bulunan seyyar satıcılar dahi eki dönemin seyyarlarını anımsatmaktadır. Osmanlı’nın son dönemlerinde bir Ankara kasabasında yaşıyormuş hissinin tadılması için eski tarz sokak lambalarının altında bir akşam üstü fesli bir seyyar satıcıdan mısır satın almak yetebilir. Yahut bir Osmanlı kahvesinde oturarak Osmanlı şerbeti ile Türk kahvesi içmenin keyfine varılabilir. Diğer yandan burada bulunan çok sayıda mekandan birisi mükemmel bir akşam yemeği için de iyi bir tercih olabilmektedir.

Osmanlı’nın son dönemleriyle birlikte bir tarih dokusunun canlanmasını amaçlayan bu yapıların restorasyonu Altındağ Belediyesi tarafından yaptırılmıştır. Yukarıda bahsi geçen benzerlerinden farklı olarak burası sadece bir tarihi yapı veya el sanatları ürünlerinin bir satış merkezi değildir. Burası aynı zamanda geçici bir uzaklaşma hissi yaşamak isteyenlerin, bir anlık eskilere dönüş yapmak isteyenlerin bir uğrak noktasıdır. Hamamönü bu yüzden bir hafta sonunu değerlendirmek için iyi bir yer olabilir.

Hamamönü ulaşımı

Ankara Kalesi civarına giden ulaşım araçları tercih edilebilir. Buradan Hamamönü yürüme mesafesindedir. Burada bulunan Sanat Sokağı da haftanın her günü ziyaretçilerine açık durumdadır. Herhangi bir ücret ödemeden keyifli bir gezinti yapmak isteyenler için Hamamönü ideal bir merkezdir. Ancak eğer istenirse burada yapılacak bir kaç ucuz etkinlikle de gayet iyi zaman geçirilebilmektedir.

Ankara Elmadağ Kayak Merkezi

Elmadağ Kayak Merkezi
Elmadağ Kayak Merkezi

Elmadağ Kayak Merkezi Ankara‘nın en çok tercih edilen kış tatili merkezlerinden birisidir. Kışı soğuk, sert ve uzun geçen Ankara için bir kış tatili merkezi olması kadar doğal bir durum bulunmamakla birlikte Ankaralıların da çoğunlukla tercih ettiği bir mekan olması sebebiyle burası önemli bir gezilecek yer sınıfına dahil edilebilir. Ankara’da ikamet edenlerin genellikle tercih ettiği iki kayak merkezi bulunmaktadır. İlki Kartalkaya ikincisi de Elmadağ Kayak Merkezi’dir.

Elmadağ Kayak Merkezi içinde üniversitelere ait tesisler, Gençlik ve Spor Müdürlüğü bünyesinde yer alan, bir askeri pist ve özel alanlar bulunmaktadır. Burası kış tatili için günübirlik ziyaretlere gelenler için kullanılmakla birlikte aynı zamanda bölgede açılan otel ve rastaurantlarla da önemli hizmetlerin sağlandığı bir turizm merkezidir. Yakın döneme kadar bölgede pek yerleşim yeri bulunmamasına rağmen bu gün onlarca villa ve evle birlikte çok sayıda otel de Elmadağ Kayak Merkezi içinde yer almaktadır.

Elmadağ Kayak Merkezi içerisinde saatte 720 kişi kapasiteli teleski kayak sporlarını sevenlere hizmet vermektedir. Askeri tesisler ve diğer bölgelerde teleski bulunmamaktadır. Burada Hava Kuvvetleri Komutanlığı bünyesinde kullanıma açık olan alanlar için askeri personele öncelik verilmektedir. Kayak sporlarını sevenler tarafından bölgede kayak yapmaya en elverişli bölge olarak da bu askeri tesisler önerilmektedir. Diğer bölgeler kayak sporlarına yeni başlayanlar için gayet ekonomik ve uygun olabilmektedir.

Elmadağ Kayak Merkezi board ile kayanlara göre bir yer değildir. Zeminin taşlı olmasıyla kar kalınlığının yeterli düzeyde olmaması buradaki board sporcularını zorlamaktadır. Ancak askeri tesis bu anlamda biraz daha iyi durumdadır. Normal pistteki eğim düzeyi ve toprak çalışmalarındaki eksikler bölge hakkında çok şikayet duyulmasına neden olmaktadır.

Elmadağ Kayak Merkezi içerisinde bulunan otel ve restaurantlar genellikle iyi seviyedeki yerlerdir. Burada keyifli bir hafta sonu geçirmek isteyen kişiler eğer kayak sporlarından daha çok çevre aktiviteleri ve yürüyüşlerle çeşitli doğa faaliyetleri yaparlarsa daha çok keyif alacaklardır. Diğer yandan bölgeye Ankara halkının neredeyse her hafta sonu akın ettiği de unutulmamalıdır. Burada bulunan alanlarda mangal yapıldığı,  genç yaşlı onlarca kişinin alanda ve hatta pist içinde bulunduğu görülmektedir. Bunun sebebi ise ulaşım kolaylığıdır.

Elmadağ Kayak Merkezi Ulaşımı

Çankaya ve diğer merkezi yerlerden Elmadağ Kayak Merkezi araçla 30 dakika civarında sürmektedir. Bu kadar yakın olması sebebiyle hafta sonlarında özellikle tercih edilen bir alan olmaktadır.

Ankara Ayaş Kaplıcaları

Ayaş Kaplıcaları
Ayaş Kaplıcaları

Ayaş Kaplıcaları 19. yüzyılın sonlarında 1892 yılında hizmete girmiştir. Döneminden çok daha önce keşfedilmiş ancak bu yıllarda turizm amaçlı kullanımına başlanmış olan bu tesis Ayaş İçmeleri ve kaplıcaları olarak isimlendirilmiştir. Bu bölgede bulunan su hem içmek için hem de kaplıca suyundan kaynaklanan yararları için kullanılmaktadır. Bu şekilde her türlü derde deva olduğu söylenen dünyaca ünlü kaplıcalar çok sayıda ziyaretçi barındırmaktadır.

Ayaş Kaplıcaları bölgesindeki içme suyundan yararlananların tedavi olduğu hastalıklar arasında pek çok rahatsızlık bulunmaktadır. Bunlar arasında mide ve bağırsak rahatsızlıkları başta gelmekle birlikte çeşitli enfeksiyonların giderilmesinde de buradaki içmelerin fazlasıyla yararı görülmüştür. İçmeler içinden çıkarılan suyun mineral miktarı çok yüksektir. Eriyik metallerden ziyade daha çok diğer elementlerin bileşiminden oluşan bu mineraller insan sağlığına en önemli katkı sunan doğal ürünlerdir. Burada tüketilen suyun da çeşitli fiziki rahatsızlıklarla birlikte ruh ve sinir sisteminde de onarıcı etki yapıldığı ifade edilmektedir. Ayrıca bazı internet sitelerinde de belirtildiği ve Ayaş Kaplıcaları içinde de kimi kesimler tarafından dillendirildiği biçimde buradaki suyun böbrek taşının düşmesine de doğrudan etki yapıldığı bilinmektedir.

Ayaş ilçesi sınırları içerisinde kalan kaplıcalar bölgesi itibariyle de ciddi içme suyu ve doğal maden suyu üretim tesisleri yakınlarındadır. Burada ünlü bir marka olan Beypazarı Doğal Maden Suyu markasının da tesisleri bulunmaktadır. Ülke çapında en çok satılan markalar arasında sayılan bu markanın üretimi için de Ayaş bölgesindeki içmeler kullanılmaktadır. Bu bölgede yer alan içmeler çok sayıda kişi için ciddi faydalar sağlamaktadır.

Ayaş Kaplıcaları’nın kaplıca olarak kullanımı da birçok rahatsızlığa iyi gelmektedir. Öncelikle romatizma için tercih edilen bu kaplıcalar çeşitli kadın hastalıkları için de sıkça ziyaret edilmektedir. Eklem ağrıları ve siyatik gibi hastalıklara da iyi gelen bu merkez aynı zamanda çeşitli cilt rahatsızlıkları için de kullanılmaktadır. Ayrıca bazı noktalarda yılda bir defa buradaki suyun içine girilmesinin her türlü sağlık sorunundan kurtulmaya yaradığı ifade edilmektedir.

Yorucu iş hayatının her çalışanı hapsettiği dönemimizde her ücretli çalışan buraya gelmeyi hedeflemelidir. Özellikle zihin yorgunluğu veya kentin dayanılmaz gürültüsü içinde kendini kaybetme tehlikesi yaşayanların ilk tercih etmesi gereken yerlerden birisi de Ayaş Kaplıcaları’dır. Bu doğrultuda buraya yaz kış ziyaretler yapılabilmektedir.

Ayaş Kaplıcaları’na ulaşım

Ankara Beypazarı kara yolu kullanılmaktadır. Buradan Beypazarı yönüne dönüldüğünde yaklaşık 3 km içerde kaplıcalar yer alır.

Ankara Kızılcahamam Milli Parkı

Kızılcahamam Milli Parkı
Kızılcahamam Milli Parkı

1959 yılında milli park olarak düzenlenen Soğuksu Parkı, başkent Ankara’nın Kızılcahamam ilçesinde yer alıyor. Doğal güzellikleriyle ünlenen Kızılcıham’da bulunan en gözde yer ise Soğuksu Milli Parkı’dır. Parkın adının Kızılcahamam Milli Parkıolarak bilinmesinin sebebi de bundan kaynaklanmaktadır.

Kızılcahamam Milli Parkı doğayla bütünüyle iç içe olunabilecek bir yerdir. Parkın bu kadar ünlü olmasının sebebi ise hiçbir benzerinin bulunmuyor oluşudur. Burası çok değişik türdeki bitkileri ve hayvanları görebileceğiniz nadir parklardan bir tanesidir.

Kızılağaç, söğüt, karaçalı, kavak, alıç ve ahlat gibi ağaçları kolaylıkla bulabileceğiniz parkta daha bir çok ağaç çeşidini görmeniz mümkündür. Kızılcahamam Milli Pakı içinde bulunan bitkiler bunlarla sınırlı değildir. Parkın içinde sadece ağaçlar yetişmemektedir. Aynı zamanda yabani çiçek türleri ve çeşitli otlar da bu doğal ortamda yerini almaktadır.

Bitkilerin değil hayvanların da çeşitlilik gösterdiği Soğuksu Milli Parkı’nda, yaşam alanı bulan canlılar arasında Türkiye’de pek rastlanmayan hayvanlar da bulunmaktadır. Kaya kiraz kuşu, karmen şakrak kuşu, kızıl şahin gibi pek çok kişinin adını bile duymadığı kuş türleri burada yaşamaktadır. Kızılcahamam Milli Parkı içinde nesli tükenmekte olan pek çok hayvan yaşam alanı bulmaktadır. Nesli tükenmekte olan bir kuş türü, kara akbabanın ülke içindeki en büyük kolonisi bu park içinde yer almaktadır.

Kızılcahamam Milli Parkı doğayı seven herkes için ideal bir yer. Burası yürüyüş yapmak isteyenler ya da tırmanma sporuyla uğraşanlar için en doğal spor alanıdır. Pek çok aile buraya piknik yapmak için de gelmektedir. Soğuksu Milli Parkı’na gelen ziyaretçiler arasında sadece doğa gözlemi yapmaya gelenlere de çok sık rastlanmaktadır.

Kızılcahamam Milli Parkı Ulaşım ve Ulaşım Saatleri

Ankara içinden rahatlıkla ulaşabileceğiniz Kızılcahamam ilçesine Tem Otoyolu’ndan sadece 45 dakikada varabilirsiniz. Park ulaşımı için binmeniz gereken belediye otobüsleri, Etlik Garajlarından ve Kültür Merkezinden hareket etmektedir. Ankara’dan sabah saat 07.30’da başlayan seferler akşam 22.30’a kadar her 20 dakikada bir sürmektedir. Geri dönmek için kullanacağınız belediye otobüsleri ise saat 20.30’da gün içindeki son seferini yapmaktadır.

Ankara Tiyatroları

Ankara Tiyatroları
Ankara Tiyatroları

Ankara cumhuriyetin ilk dönemlerinden beri Türk kültür hayatına büyük katkılar sunmuş bir kenttir. Cumhuriyetin ilk dönemlerinden başlayarak Türk kültür ve sanat hayatının şekillenmesi için biraz da devletin teşvikleri çok sayıda tiyatro ve sanat merkezi Ankara içinde kurulmuştur. Faaliyet yürüten Devlet Tiyatroları ve şehir tiyatroları ile birlikte çok sayıda belediyenin de kendi tiyatrosu bulunmaktadır. Ayrıca Ankara içinde bir kaç tiyatro sahnesi neredeyse Türkiye tarihinin yarısından fazla bir süre ayakta kalmış sahnelerdir. Bunlar arasında Ankara Sanat Tiyatrosu gibi alanında ekol olmuş bir merkez de bulunmaktadır.

Ankara Tiyatroları

Ankara Devlet Tiyatrosu

Ankara Tiyatroları denildiğinde ilk akla gelen tiyatro kuşkusuz devlet tiyatrolarıdır. Ankara’da çok sayıda tiyatro sanatçısını bünyesinde bulunduran Ankara Devlet Tiyatrosu on bir sahnede faaliyet yürütmektedir. Tiyatro çalışmalarında ilk oyununu 1 Ekim 1949 yılında izleyicilerine sunan Ankara Devlet Tiyatrosu bu süre içinde çok sayıda oyuna imza atmıştır. Ankara Devlet Tiyatrosu’nun on bir sahnesi içinde en eskileri Küçük Tiyatro ve Büyük Tiyatro isimleriyle anılmaktadır. Her ikisinin de kuruluş yılı 1949’tur. Bunlar arasından Küçük Tiyatro isimli sahnede Ankara Devlet Tiyatrosu’nun ilk oyunu sergilenmiştir.

Ankara Sanat Tiyatrosu

Ankara Tiyatroları arasında yer alan özel tiyatrolar Ankara’nın ve Türkiye’nin tiyatro yaşantısına büyük katkı sunmuşlardır. Özellikle Ankara Sanat Tiyatrosu devasa bir geçmişi ve mükemmel bir tarihiyle onlarca farklı sanatçının da bir okulu olmuştur. Ankara Tiyatroları arasından bu en muhteşem tiyatronun özellikle Eskişehir ve diğer illerdeki tiyatro faaliyetlerine sunduğu katkı da yadsınamaz. 1963 yılından bu yana 50. yılını dolduran tiyatro; Rutkay Aziz, Genco Erkal, Timur Selçuk gibi sanatçılar başta olmak üzere Türk kültür hayatına damga vuran onlarca farklı üstadın yetişmesine de katkı sunmuştur. Ankara Sanat Tiyatrosu Kızılay’da Ihlamur Sokak içinde bulunmaktadır.

Başkent Tiyatroları

Ankara Tiyatroları içinde yer alan bir diğer tiyatro da Başkent Tiyatroları’dır. Başkent Tiyatroları Büyükşehir Belediyesi bünyesinde kurulan şehir tiyatrolarıdır. 1992 yılında Gençlik Parkı içinde kurulan Başkent Tiyatroları 1996 yılında büyük bir sahneye kavuşmuş, bu dönemden itibaren de 2013 yılına kadar da bu sahnede faaliyet yürütmüştür. 2013 yılında 15.yılına giren Ankara Başkent Tiyatroları kısa bir süre içinde 650 kişilik dev bir salona kavuşacaktır. Eski sahnesi yıkılan Başkent Tiyatroları yeni sahneleri 150 kişilik kukla sahnesi, 325 kişilik küçük sahnesi ve 650 kişilik büyük sahnesiyle hizmet verecektir.

Ankara Tiyatroları içinde burada yer veremediğimiz onlarca kaliteli ve büyük tiyatro grubu ve sahnesi bulunmaktadır. Bu tiyatrolar arasında kimileri çocuk ve gençlik oyunları, kimileri Bertolt Brecht gibi dünya sahnelerine damga vurmuş büyük yazarları, kimileri de yerli yazarları sahnelerinde sergilemektedir. Ankara gezisi sırasında zamanınız olursa bu kentin önemli tiyatrolarından birisini seçerek bir kaç saatinizi ayırmanızı önerir.

Yukarıda adı geçen tiyatroların haricinde de kalitesi, oyuncuları ve oyunları ile daima yüksek performans gösteren tiyatrolar da bulunmaktadır. Çeşitli gruplar arasından tercih yaparak birinde bir kaç saat zaman geçirmek her tiyatro sevenlerin kendi tercihiyle belirleyebileceği bir durumdur.

  • Ankara’nın Tarihi
  • Ankara hakkında genel bilgiler
  • Ankara’nın nüfusu
  • Ankara Nerede?

Similar Posts

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir