| | |

Kız Kulesi Hİkayesi

Kız Kulesinin Gerçek Hikayesi Nedir?

Kız kulesi hikayesi İstanbul’da Üsküdar sahilde yer alan yapının tarihi ve kendisiyle alakalı ortaya atılan efsanelerle ilgilidir. Kız kulesi yapısı, milattan önce beşinci yüzyılda Yunanlar tarafından İstanbul Boğazı’nda Üsküdar’a bağlı olan Salacak sahiline yakın bir noktada inşa edilmiştir. O dönemlerden günümüze gelen ve Roma İmparatorluğu’ndan kalan tek eser Kız kulesidir. Bu yapıt hakkında tarih sahnesinde çeşitli rivayetler üretilmiş, ayrıca pek çok farklı imparatorluk Kız kulesini farklı amaçlarla da kullanmıştır.

Kız kulesi hakkındaki efsaneler

Kız kulesinin, ilk inşa edildiğinde ada gibi bir bölüm olduğu ve Kubadabad Saltanat Kenti’nin haremliği olduğu söylenmektedir. Bu ada bölümünde denize inşa edilmiş bir kale, bir kaç güzel köşk ve bir kule olduğu söylenir. Buradaki kule yapısında da cariyeleriyle beraber Selçuklu sultanının yaşadığı söylenmektedir.

Bir gün Sultan, rüyasında kızının ölümünün bir yılan tarafından sokulacağını gördükten sonra buradaki yapılara gidiş gelişi yasaklayarak kızını buraya cariyeleriyle birlikte hapsetmiş denmektedir. Hatta günümüze kadar izlerine rastlanan, Kız kulesine gitmekte olan “anasmas” denilen borularla kaleye sürekli su ve süt gönderilmiştir diye söylenir.

Bir zaman sonra Sultan hasta olunca, ülkedeki en ünlü doktorların buraya geldiği ve zor bela Sultan’ın kızını iyileştirdikleri, iyileşen kızın da sağlığını kutlamak için şenliklerin başlatıldığı ortaya atılmıştır. Bu eğlenceler ve kutlamalar arasında kuleye gelen hediyelerin birini de yaşlı bir kadının getirdiği ve gelen hediyenin içi üzüm dolu bir sepet olduğu; ancak bu sepetin içerisinde de bir yılan olduğu rivayet edilir. Üzümleri yemeden gece uyuyan Sultan’ın kızının da gece uykusundayken bu yılan tarafından sokulup öldürüldüğü belirtilmektedir.

Hero ve Leandros Efsanesi

Kız kulesi hakkında dolanan bir diğer efsane de Hero ve Leandros hakkındadır. Öncelikle Hero’nun, Yunan mitolojisine göre güzellik ve aşk tanrıçası olduğu bilinen Afrodit’in rahibelerinden biri olduğu söylenmektedir. Hero’nun o dönemler Kız kulesinde görev yaptığı rivayet edilir.

Kendisinin rahibe olmasından kaynaklı herhangi bir aşk ya da erkeklerle girebileceği her türlü münasebetten uzak durduğu söylenmekte olsa da; bir gün kuleden dışarıya çıkınca Leandros isimli bir rahibi görerek ona aşık olduğu ortaya atılmıştır.

Aynı şekilde rahip de ona karşı bir anda aşk beslemeye başlayınca artık görüşüp hasret giderebilmek için yapmaları gereken tek çare geceleri Leandros’un yüzerek Kız kulesine gelmesi gerekliliğidir. Bu süre zarfında bir gece, Leandros’a yol gösteren Hero’nun fenerinin ışığı söndüğü ve Leandros’un boğularak can verdiği söylenir. Bu görüntüye şahit olan Hero bu acıya dayanamayacağını düşünerek kendisini kuleden atıp o da boğularak hayatına son verdiği iddia edilmektedir.

Alıntıdır

Similar Posts

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir