Yıldız Sarayı
İstanbul Yıldız Sarayı
Osmanlı padişahlarının av köşkü olarak yıllarca kullanılan Yıldız Sarayı, bir dönem Dolmabahçe Sarayının denizden kolayca saldırıya uğrayabileceği endişesi ile devletin merkezi olarak da kullanılmıştır. İçerisinde Malta, Çadır ve Şale köşkü gibi köşklerin yanı sıra tiyatro ve kütüphane gibi kamu hizmet alanları da bulunmaktadır.
Tarihi Yıldız Sarayı
Beşiktaş Yıldız Tepesi’nde yer alan Yıldız Sarayı, Türk Osmanlı Saray mimarisinin en son örneğini teşkil eden eşsiz yapılarındandır.
Kanuni Sultan Süleyman Döneminden beri padişahlar tarafından av sahası olarak kullanılmakta olan, bugün Sarayın bulunduğu “Hazine-i Hassa”ya kayıtlı bu arazi üzerine ilk kasrı yaptıran Sultan 1. Ahmet’tir. (1603-1617)
4. Murat da (1617-1640) avlanmaya geldiği zaman bu kasırda istirahat ediyordu.
18. yüzyıl sonunda, Sultan 3. Selim (1789-1087) validesi Mihrişah Sultan için buraya başka bir kasır yaptırmış ve bu kasra “Yıldız” ismini vermiştir. Sultan Selim ise Yıldız Sarayı iç bahçesinde Rokoko stilinde bir de çeşme yaptırmıştır.
Yıldız bahçesinde düzenlenen ok atışlarını ve güreş oyunlarını seyretmek için Padişahlar Yıldız Sarayına gelirdi. 2. Mahmut , 1834-1835 yıllarında burada bir köşk yaptırarak etrafını da bir bahçeyle düzenletmişti.
2. Mahmut 1826′da Yeniçeri Ocağı’nı ortadan kaldırdıktan sonra kurduğu “Asakir-i Mansure-i Muhammediye” ordusunun Yıldız bahçesinde yaptırdığı talimleri bizzat buradan denetlerdi.
1842 yılında ise Sultan Abdülmecit (1839-1861) bu köşkleri yıktırarak, annesi Bezm-i Alem Sultan için daha güzel bir üslupta olan “Kasr-ı Dilküşa” isimli köşkü yaptırmıştır.
Sultan Abdülaziz (1861-1876) ise genellikle yaz aylarında Yıldız Köşkü’ne oturmaya gelirdi , dönemin ünlü mimar ailesi olan Balyan ailesi mimarlarına Büyük Mabeyn Köşkü’nü yaptırmıştır. Dış bahçeye ise Malta ve Çadır köşklerini, asıl saray kısmına ise Çit Kasrı’nı yaptırmıştır.
Yıldız Sarayı, Sultan Abdülaziz’in tahttan indirilmesinden sonra, 92 gün süren saltanat günlerinde Sultan 5. Murat’ın (1876)’a ev sahipliği yapmıştır.
Sultan 2. Abdülhamid; Dolmabahçe Sarayı’nın deniz kıyısında bulunması ve denizden kuşatılması ihtimalini göz önünde bulundurarak, 7 Nisan 1877′de Yıldız Sarayı’na taşınmıştır.
Saray asıl yapılaşmasına 2. Abdülhamid döneminde başlamış ve buraya “Yıldız Sarayı Hümayunu” ismi verilmiştir. Sultan Abdülhamid zamanında, civardaki arazi de alınmış, şimdi Yıldız Parkı denilen, dış bahçe genişletilmiş ve büyük ölçüde imar çalışmaları da yapılmıştır. Bu dönemde Saray bahçeleri ile birlikte 80 Dönümlük bir araziyi kaplar olmuştur.
Yıldız Sarayı, sadece padişah ikametleri ve devlet idaresi için kullanılan alandan ibaret değildi; Yıldız Sarayı karmaşık bir tasarıma sahip olup yönetim yapıları Büyük Mabeyn, Şale Köşkü, Malta Köşkü, Çadır Köşkü, Yıldız Tiyatro ve Opera Evi, Yıldız Saray Müzesi ve İmparatorluk Porselen Üretim evini, hamam, mescit, kitaplık, eczane, hayvanat bahçesi, tiyatro, müze, tamirhane, marangozhane, demirhane, kilithane gibi çeşitli binaları da kapsıyordu.
Yıldız sarayı Bahçesi ayrıca İstanbul’da herkesçe tanınan bir dinlenme yeriydi. Yıldız Sarayı ile Çırağan Sarayı’nı bir köprü Boğaz üzerinden bu bahçeye bağlıyordu.
Yıldız Sarayı, uzun zaman Harp Akademileri binası olarak kullanılmış ve 1978 yılında, Kültür Bakanlığı’na devredilmiş sonrasında ise Yıldız Sarayı Müdürlüğü’ne tahsis edilmiştir.
Yıldız Sarayı’nın müze olabilmesi için ilk çalışmalar 1994 yılında başlatılmış, 6 Ocak 1994 tarihinde Saray Tiyatrosu ve yeniden düzenlenen Sahne Sanatları Müzesi, 8 Nisan 1994′de ise Yıldız Sarayı Müzesi ziyarete açılmıştır.