Konya’da Gezilecek Yerler
Konya’da Gezilecek Yerler Listesi
Konya’ya yolunuz düşerse Konya’da gezilecek yerleri ve tarihi yerleri sizler için derledik.
İnanç turizminde ülkemizin önde gelen şehirlerinden olan Konya’da gezilecek pek çok tarihi eser ve doğal güzellik yer alıyor.
Tarihin en ünlülerinden Mevlana ve Nasreddin Hoca’ya ev sahipliği yapan, cami ve türbeleri, müzeleri, yeşil alanları, gölleri ve mağaraları ile Konya’nın büyüsüne siz de kapılacaksınız. Konya’da gezilecek yerler listemizde tatilinizi daha keyifli kılacak tüyolar bulunuyor.
Konya Camileri: Konya’daki gezinize camileri dolaşarak başlayabilirsiniz. Sultan Selim Camii, Kadı Mürsel Camii, Şemsi Tebrizi Camii ve Türbesi, Kapu Camii, Aziziye Camii ve Eşrefoğlu Camii Konya’nın en çok gezilen camileri arasında ilk sıralarda yer alıyor.
Konya Medreseleri: İnce Minareli Medrese, Karatay Medresesi, Sırçalı Medrese Konya’da ziyaret edebileceğiniz medreseler. Bu medreselerin hemen hepsi Selçuklu döneminden kalma eserler.
Konya Türbeleri: Konya denince akla ilk gelen yerlerden türbeler. Özellikle inanç turiziminin en geliştiği şehirlerden biri olan Konya’da ziyaret edebileceğiniz pek çok türbe var. Mevlana Türbesi, Pir Sultan Abdal Türbesi, Tavsubaba Türbesi, Sultanlar Türbesi, Gömeç Hatun Türbesi, Nasrettin Hoca Türbesi ise bu türbeler içinde çok ziyaret edilenler.
Konya Kilise ve Manastırları: Konya yalnızca İslam eserlerinin değil; farklı dinlerin de varlık gösterdiği bir yer. Aya Elena Kilisesi, Ak Manastırve Sille Aya Elena Kilisesi Konya’da Hristiyanlığa ait eserlerin en önemlileri.
Konya Müzeleri: Konya’nın tarihine ışık tutan müzeler, Konya geziniz sırasında en keyifli duraklarınızdan olacak. Konya Mevlana Müzesi,Nasreddin Hoca Arkeoloji ve Etnografya Müzesi, Konya Atatürk Evi Müzesi, Konya Ereğli Müzesi ve Koyunoğlu Müzesi Konya’da gezebileceğiniz müzelerden.
Konya Antik Kentler ve Örenyerleri: Kilistra Antik Kenti ve Sille Köyü Konya’da gezebileceğiniz antik kentler ve ören yerleri arasında yer alıyor.
Konya Mağaraları: Konya, mağara turizminin geliştiği illerimizden biri. Şehirde pek çok turistik mağara bulunuyor. Eğer sizin de mağaralara ilginiz varsa Körükini Mağarası, Balatini Mağarası, İnbaşı Mağarası, Güvercinlik Mağarası, Tınaztepe Mağarası, Yerköprü Mağarası’nı gezmenizi tavsiye ediyoruz.
Konya Gölleri: Konya tarihi yapıları ile olduğu kadar doğal güzellikleri ile de meşhur bir yer. Her mevsim farklı güzellikler sunan Beyşehir Gölü Milli Parkı, Meke Gölü, Obruk Gölü, Tuz Gölü ve Akşehir Gölü’nü görmeniz seyahat önerilerimiz arasında.
Eğer Konya’ya tepeden bakmak ve eşsiz bir seyir alanında vakit geçirmek isterseniz Alaaddin Tepesi’ni, doğa ile iç içe yemyeşil bir ortamda dinlenmek isterseniz Meram Bağları’nı, Türkiye’deki tek çölü görmek isterseniz de Karapınar Çölü’ne gitmenizi tavsiye ediyoruz.
Konya Gezilecek Yerler – Tarihi Mekanlar
Kilistra Kaya Mezarları
Konya’nın Kapadokya’sı olarak adlandırılan Kilistra Antik Kenti, kayalara oyulmuş birçok eviyle, şapel, kilise, mesken ve sarnıç kalıntılarıyla ülkemizin keşfedilmesi gereken tarihi bölgelerinden biri.
Antik kentte bulunan kaya mezarları bölgenin önemli kalıntıları arasında. Kilistra Kaya Mezarları’nda arkeolojik kazılar yapılmıştır. Friglerin kullandığı kaya mezar yapılarına benzeyen Kilistra Kaya Mezarları’nın en önemlisini bir krala ait olduğu tahmin edilen mezardır. Bu kaya mezarında eşya kalıntıları da bulunmuştur. Bu durum Kilistra’da yaşayan halkın, ölümden sonraki hayata inandığını göstermekte… Kilistra Antik Kenti’nde hala açılmayıp araştırma yapılmayan höyükler de bulunuyor.
Zengin bir tarihi kalıntı eşliğinde uzun bir yolculuk yapmak istiyorsanız Kilistra Kaya Mezarları’nı ziyaret edebilirsiniz. Kilistra Kaya Mezarları, Meram ilçesine bağlı olan Gökyurt mevkiinde bulunuyor.
Kadı Mürsel Camii
Konya’nın Meram ilçesindeki bulunan Kadı Mürsel Camii, kolay ulaşım bir ulaşım yoluna sahiptir.
Gazi Alemşah Mahallesi’nde, Meram Halk Eğitim Merkezi’nin karşısında bulunan caminin yapımında moloz taş kullanılmış olup, çatısı kiremitle kaplanmıştır. Caminin tek bir minaresi vardır ve minaresi de kiremitten inşa edilmiştir. Kadı Mürsel Camii, 2005 yılında Vakıflar Genel Müdürlüğü’nce kapsamlı bir onarımdan geçmiştir.
Konya’nın saymakla bitmeyen keşif noktaları arasındakiMevlana Türbesi, Şemsi Tebrizi Camii ve Türbesi, Meram Bağları ve Meram Bağları’nın tepesinde bulunanTavusbaba Türbesi gezi listenize dahil etmenizi önerdiğimiz noktalar arasında.
Kilistra Antik Kenti
Konya’nın Meram ilçesine bağlı olan Gökyurt beldesindeki Kilistra Antik Kenti, çok fazla insan tarafından tanınmasa da zengin kalıntılarıyla görenlerin beğenisini kazanmaktadır.
Hatunsaray beldesine bağlı olan Gökyurt Köyü’ndeki antik yerleşim alanında arkeolojik kazı çalışmaları yapılmış, çalışmalarda incelenen kalıntıların Hellenistik ve Roma döneminde kurulmaya başlandığı anlaşılmıştır. Kentin yerleşimi genellikle kayalara oyulmuş evlerden oluşmakta. Şapel, kilise, mesken, sarnıç, çeşme, şaraphane kalıntılarına rastlanmaktadır. Aynı zamanda güvenlik amaçlı yapılan garnizon, sığınaklar ve gözetleme kulesi günümüze gelen kalıntılar arasında.
Bölgedeki seyir teraslarından kentin tamamı izlenebilmektedir. Eğer Gökyurt’a gelip bu antik kenti gezerken birkaç gün konaklamaya karar verirseniz köy konağında kalabilirsiniz.
Pir Esad Sultan Türbesi
Selçuklu döneminde yaşamış bir zat olan Pir Sultan Esad’ın Konya’da Pir Esad Mahallesi’nde bir türbesi vardır. Sultan IV. Kılıçarslan döneminde vefat ettiği bilinen Pir Sultan Esad’ın o dönemde büyük bir şeyh olduğu ve Selçuklu Sarayı’nda prestijli biri olduğu bilinmektedir.
Bugün türbesinin bulunduğu boş alanda bir cami bulunmakta. Cami 1990 yılında inşa edilmiş olup, günümüzde türbe caminin dışında kalmaktadır.
Tavusbaba Türbesi
Konya’nın Meram Bağları’nda çok mütevazı bir türbe yer alıyor. Halk tarafından Tavusbaba Türbesi olarak adlandırılan mekan, bugün ziyaretçiler tarafından sürekli ziyaret edilmekte… Fakat Tavusbaba türbesi bir kadına mı ait yoksa bir erkeğe bilinmiyor.
Yüzyıllar boyu bu gizemini koruyan türbe, bazı efsanelerin de çıkış noktası. Derler ki; günün birinde hint diyarından güzel mi güzel bir kadın yerleşmiş buraya. Her gün rebab çalar şarkı söylermiş. Kimsenin yüzünü görmediği bu güzel kadın bir gün rebabını çalmamış. Tepedeki sesin kesildiğini fark eden halk, merak ediip tepeye çıkmış. Bakmışlar ki bir rebab ve bir yığın tavus kuşu tüyünden başka bir şey yok. Daha sonra bu buraya türbe yapılır ve tavuskuşu tüyleri türbede saklanır.
Bir başka rivayete göre ise; Mevlana’yı görmeden vurulan bir kadın bilir ki Mevlana hep Meram Bağları’na çıkar. Sırf onu birazcık görebilmek için bağların tepesine yerleşir. Ömrünün geri kalanını uzaktan Mevlana’yı izleyerek geçirir.
Hangi efsane doğrudur bilinmese de şehre gelen turistler tarafından sık sık ziyaret edilmeye devam ediyor Tavusbaba Türbesi. Sizin için de anlamlı bir gezi noktası olabilir.
Sultanlar Türbesi
Konya’nın mistik mekanlarından biri olan Sultanlar Türbesi, Alaeddin Camii’nin içerisinde bulunmaktadır.
Selçuklu türbe mimarisinin en güzel örneklerinden olan mekan, şehrin en çok ziyaret edilen noktalarından biridir. Türbede; Sultan II. Kılıçarslan, Sultan I. Mesut, Sultan I. Gıyaseddin Keyhüsrev, Sultan Gıyaseddin Keyhüsrev, Sultan IV. Kılıçarslan, Sultan I. Alaeddin Keykubat ve Sultan II. Gıyaseddin Keyhüsrev’in mezarı sandukaları bulunuyor.
Türbenin gövdesi on köşeli kesme taştır ve kubbesi dışarıdan üzeri piramit şeklinde bir külaha sahiptir. Sultanlar Türbesi, şehrin inanç turizmi açısından önemli bir yere sahiptir.
Nasreddin Hoca Arkeoloji ve Etnografya Müzesi
Konya-Akşehir’de bulunan Rüştü Bey Konağı, orijinalliğini koruyabilmiş ve günümüzde Nasreddin Hoca Arkeoloji ve Etnografya Müzesi olarak düzenlenip, ziyaretlere açılmıştır.
Rüştü Bey Konağı’nın yapımına Ermeni ustalar tarafından başlanmış olup, Türk ustalar tarafından tamamlanmıştır. Konağın bodrum ve zemin katının üzerinde iki kat daha bulunuyor.
Rüştü Bey Konağı, 1989 yılında Kültür Bakanlığı tarafından alınıp, onarılmıştır. 1992 yılında ise Nasreddin Hoca Arkeoloji ve Etnografya Müzesi olarak açılmıştır.
Nasreddin Hoca Arkeoloji ve Etnografya Müzesi’nin giriş katında etnografik ve arkeolojik eserlere ait depo vardır. İkinci katında arkeolojik eserler sergilenmekte olup bu kattaki eserler kronolojik sıraya göre düzenlenmiştir. Konağın üçüncü katında ise etnografik eserler bulunmaktadır. bu katta Akşehir’in kültürünü yansıtan eşyalar olup, Nasreddin Hoca’nın bazı fıkralarından sahneler de canlandırılmaktadır.
Konya gezinizde Nasrettin Hoca Türbesi’ni, Mevlana Türbesi’ni ve Şemsi Tebrizi Camii ve Türbesi’ni de kesinlikle ziyaret etmenizi öneririz.
Şemsi Tebrizi Camii ve Türbesi
Mevlana Celaleddin Rumi’nin dostu ve aynı zamanda hocası olan Şems-i Tebriz-i, öldü mü yoksa Mevlana’nın müritleri tarafından öldürüldü mü sorusu günümüzde hala araştırma konusudur. Hayatları Konya’da birleşen bu iki büyük dostun türbeleri de Konya’da bulunmaktadır ve bu durum yıl içerisinde yerli turistler kadar yabancı turistlerin de Konya’yı ziyaret etmesini sağlamaktadır.
Şems-i Tebriz-i Camii ve Türbesi, Şems Parkı’nın içerisinde yer almakta. Kim tarafından ve ne zaman yapıldığı bilinmeyen cami ve türbe, 1510 yılında Abdürrezak oğlu Emir Ishak Bey tarafından genişletilip yenilenmiştir. Yapılan tahminlere göre 13. yüzyılda inşa edilmiştir.
Türbe, cami ile bitişik durumdadır. Türbe, içten tavanlı, dıştan ise sekizgen tambur üzerine piramidal bir külahla örtülmüştür.
Şems-i Tebriz-i Camii ve Türbesi, Konya’nın Mevlana Türbesi’nden sonra en çok ziyaret edilen noktalarından biri olmaya devam etmektedir.
Aya Elena Kilisesi
Sille Köyü’nün (günümüzde Selçuklu ilçesine bağlı bir mahalle) tarih kokan atmosferini oluşturan kalıntılardan biridir Aya Elena Kilisesi.
Konya il merkezine yaklaşık 7 kilometre uzaklıktaki kilise, İ.S. 327 yılında inşa edilmiştir. Bizans İmparatoru Konstantinus’un annesi Helena tarafından yaptırıldığı bilinmektedir. Helena, hac için Kudüs’e geçerken Konya’ya uğramış ve burada ilk Hristiyan dönemlerine ait mabedleri görünce burada kendisi de bir mabet yaptırmak isteyip Aya Elena Kilisesi’nin temellerinin atılmasını sağlamıştır. Kilisenin günümüze bu denli sağlam gelmesinin en önemli sebebi, belli dönemlerde sürekli onarım görmesidir.
Aya Elena Kilisesi, kesme sille taşından inşa edilmiştir. Avlu kısmındaki odalar kayalara oyulmuş vaziyettedir. Kilisenin günümüze gelen bir kitabesi bulunmaktadır. Kitabe 1833 yılına ait olup, Sultan Mecit döneminde dördüncü defa onarımdan geçtiği bilgisini verir.
Sille Köyü’nde gezdiğiniz günlerde Aya Elena Kilisesi’ni ziyaret edebilirsiniz. Bir de kayalara oyulmuş bir kilise olan Ak Manastır’a da listenizde yer verebilirsiniz.
Ak Manastır
Ak Manastır, Konya-Selçuklu’ya bağlı olan Sille Köyü’nde yer alıyor.
Sille Köyü’nün tarihi değerlerinden biri olan manastır Hagios Khariton Manastırı olarak da adlandırılmaktadır. 276 yılıyla tarihlendirilen manastır, St. Horjon adındaki bir Aziz adına inşa edilmiştir. Manastır bir kaya üzerine küçük odalar şekilde oyulmuştur. Odalar birbirine dehlizlerle bağlıdır.
Ak Manastır günümüzde çok harap bir şekilde gelmiş olsa da Sille Köyü’nün önemli kalıntıları arasında gösterilmektedir.
Sille Köyü
Konya’nın eski bir yerleşim alanı olan Sille, Selçukluilçesine yaklaşık 8 kilometre uzaklıkta bulunmakta. Yapılan arkeolojik araştırmalarda bu yerleşim alanının en az 6000 yıllık olduğu ortaya çıkarılmıştır. Eskiden bir Rum köyü olan Sille, günümüzde Selçuklu ilçesine bağlı bir mahalledir.
Bu eski Rum köyü zengin tarihiyle Konya’nın keşfedilmesi gereken önemli noktalardan biridir. Sille Köyü’nün ismini Yunan mitolojisinde Silene kelimesinden geldiği kabul edilmektedir.
Köy boyunca Roma’ya ait birçok kalıntı göze çarpar. Aynı zamanda Bizans, Kudüs ve Roma yolu üzerinde bulunduğu için önemli bir dini merkez olarak kabul görmüştür Sille Köyü. Bu durum dünyanın en eski ve en büyük manastırları arasındaki Hagios Khariton Manastırı’nın (Ak Manastır)bu köyde bulunmasını sağlamıştır. Manastır, köydeki en önemli kalıntıların başında geliyor.
Konya Sille Köyü, Selçuklu döneminde de önemini yitirmemiştir. Bunun sebebi o dönemlerde İpek Yolu ve Baharat Yolu üzerinde olmasıdır.
Konya’nın en güzel bölgelerinden biri olan Sille Köyü’nü muhakkak keşfetmelisiniz. Köye girdiğiniz an farklı bir zaman dilimine geçtiğinizi hissedecek, bu hissi köyden çıkana kadar yaşayacaksınız.
Valide Sultan Hamamı
Mimar Sinan Eserleri arasında gösterilen Valide Sultan Hamamı, 16. yüzyılla tarihlendirilmekle birlikte Sultan II. Selim Külliyesi ile aynı dönemde inşa edilmiştir.
Valide Sultan Hamamı’nın yapımında moloz ve kesme taş kullanıldığı görülmektedir. Günümüze çok harap bir şekilde gelmiş olan hamam kare planlı olarak inşa edilmiştir. Soyunmalık, sıcaklık ve ılıklık bölümlerinden oluşan hamam, Konya’nın Karapınar ilçesinde bulunuyor.
Zazadın Hanı
Konya’nın Akşehir ilçesine yakın olan Tömek Köyü’ndeki Zazadın Hanı, 1236 yılından bu yanan sağlamlığıyla göz doldurmakta.
Vezir Sadettin Köpek tarafından yaptırılan hanın yapıldığı yıl ve banisi hakkındaki bilgi kitabesinden öğrenilmektedir.
Zazadın Hanı’nın mimarisi dikdörtgendir. Selçuklu hanlarının genel özelliklerini taşımakta olup, açık ve kapalı bölümlerden meydana gelmiştir. Yapımı sırasında kesme taş ve yer yer devşirme taşlar kullanılmıştır.
Her ne kadar günümüze sağlam bir şekilde gelmiş olsa da bazı yerleri tahrip olmuştur. Yine de Zazadın Hanı’nın Konya gezi listesinde olması gereken tarihi yapıtlar arasında mutlaka yerini almalı.
Konya Atatürk Evi Müzesi
Atatürk’ün Konya ziyaretlerinde kendisine tahsis edilen ev, günümüzde müze olarak hizmet vermektedir.
Atatürk Evi olarak adlandırılan bina iki katlı olup, yapımında kesme taş, moloz taş ve tuğla kullanılmıştır. Bina 1928 yılında Konyalılar tarafından Atatürk’e hediye edilmiştir. 1940 yılında ise Konya Özel İdaresi tarafından satın alınmış ve 1963 yılına kadar Vali Konağı olarak hizmet vermiştir.
Bina 1964 yılında Milli Eğitim Bakanlığı tarafından satın alınmış olup, düzenlemeler yapılarak müze olarak kullanılmaya başlanmıştır. Atatürk’ün doğumunun 100. yılında ise yeni bir düzenlemeden geçip restore edilen bina, 1982 yılında Atatürk Müzesi olarak tekrar açılmıştır.
Konya Atatürk Evi Müzesi’nde Kurtuluş Savaşı sıralarında Konya’ya ait fotoğraflar, Cumhuriyet öncesine ait belgeler, Atatürk’ün bu evde yazdığı günlüğü ve elbiseleri, gazete kupürleri sergilenmekte.
Konya Atatürk Evi Müzesi, pazartesi günleri hariç haftanın her günü ziyaretlere açıktır. Müzeyi 08:30-17:30 saatleri arasında ziyaret edebilirsiniz.
Sultan Selim Camii
Konya’nın Mevlana Caddesi üzerinde bulunan Sultan Selim Camii, günümüze çok sağlam bir şekilde gelebilmiş olsa da mimarı kesin olarak bilinmiyor.
Kanuni Sultan Süleyman’ın inşaatını başlatıp, ölümünün ardından II. Selim’in tamamlattığı cami, çoğu kaynakta Mimar Sinan olarak gösteriliyor. Çünkü caminin mimari detayları ve planı, Mimar Sinan Eserlerinden olan Eski Fatih Camii’ne oldukça benzemekte. Bir de Kanuni Sultan Süleyman ve II. Selim dönemini düşünürsek, Mimar Sinan’ın eseri olduğu yüksek bir ihtimaldir. Caminin tek şerefeli iki minaresi bulunmakta olup, yapımında kesme taş kullanıldığı görülmektedir.
Osmanlı mimarisinin Konya’daki en güzel örneklerinden biri olan Sultan Selim Camii; Kanuni Sultan Süleyman Camii, Cami-i Cedid ve Cami-i Şerif-i Sultan Süleyman isimleriyle kayıtlara geçmiştir.
Sahipata Külliyesi
Selçuklu mimarisinin en güzel örneklerinden biri olan Sahipata Külliyesi Konya’nın Meram ilçesinde yerli ve yabancı turistlere tarihi izlerini göstermeye devam ediyor.
Larende Caddesi üzerinde bulunan külliye, Anadolu Selçuklu veziri Sahip Ata Fahrettin Ali tarafından yaptırılmıştır. Külliye; hankah, hamam, türbe ve camiden oluşmakta. 1259-1279 yılları arasında inşa edilmiş olup mimarı Abdullah bin Kölük’tür.
Sahipata Külliyesi’nin camisi günümüze kadar gelebilmiş ağaç direkli ibadet mekanlarından biridir. Caminin özellikle taç kapısı ağaç işçiliğinin ne kadar kusursuz işlendiğinin göstergesidir.
Sahipata Külliyesi Konya gezisine kesinlikle dahil edilmesi gereken önemli bir tarihi eserdir.
Obruk Hanı
Konya’nın Karatay ilçesinde bulunan Obruk Hanı, 13. Yüzyıl eserlerinden biridir. Yüzyıllara rağmen ayakta kalmayı başarmış olan Obruk Hanı, aynı ismi taşıdığı Obruk Köyü’nün hemen girişinde bulunmaktadır.
Mimari yapısı incelendiğinde Selçuklu eseri olduğu anlaşılmaktadır. Yapımı sırasında kesme, moloz taş ve devşirme antik malzemeler kullanılmıştır. 1996 yılında yapılan restore çalışmalarından Obruk Hanı, büyük ölçüde onarılmış ve temizlenmiştir. Günümüzde Konya’ya gelen ziyaretçiler tarafından gezilmektedir.
Kapu Camii
Ünlü Mevlana Türbesi’yle yıl içerisinde yerli ve yabancı turistlerin ilgi odağı olan Konya, doğal ve tarihi değerleriyle unutulmaz bir keşif noktasıdır. Birbirinden etkileyici tarihi mekanları ve camileriyle mistik bir atmosfere sahiptir.
Kapu Camii, 1658 yılında Pir Hüseyin Çelebi tarafından inşa ettirilmiş ve günümüze kadar gelebilmiş yapılardan biridir.
Merkez ilçesindeki Sarraflar Caddesi üzerinde bulunan cami, 1811 yılında Konya Müftüsü Seyyid Abdurrahman tarafından yenilenmiştir. Fakat bu yenilemeden sonra bir yangın nedeniyle yıkılmıştır. Günümüzdeki cami üçüncü kez inşa edilmiş haliyledir. Bu sebepten dolayı orijinalliğinden uzaktır. Kapu Camii’nin bir özelliği de Konya’daki Osmanlı dönemi camilerinin en büyüğü olmasıdır.
Konya gezi listenize Kapu Camii’ni dahil edip caminin mimari özelliklerine, tarihine ve iç mekanına daha yakından tanık olabilirsiniz.
Körükini Mağarası
Konya-Beyşehir’de bulunan ve şehrin turizmine katkı sağlayan Körükini Mağarası, Çamlık beldesinde bulunuyor ve kolay bir ulaşım yoluna sahiptir.
Toplam 1250 metre uzunluğundadır. Mağaranın içerisinden geçen Uzunsu Deresi, mağaraya farklı bir güzellik eklemekte… Mağaranın içerisinde botla gezebilme ihtimali olsa da, bu durum önemli bir beceri gerektiriyor. Çünkü içerisindeki su belli kısımlarda şelale oluşturuyor.
Özellikle bahar aylarında pek tercih edilmemeli Körükini Mağarası’na gitmek. Bahar aylarında mağarada su seviyesi yükseliyor, bu durum tehlike yaratabilir.
Konya’nın gezi yerleri arasında keyifli zamanlar geçirirken Körükini Mağarası’nı ziyaret etmenizi öneririz. Körükini Mağarası sizin için unutulmaz gezi yerleri arasında olacak.
Balatini Mağarası
İç Adadolu Bölgesi’nin en gelişmiş ve turizm açısından en önemli şehirleri arasındaki Konya, Mevlana Türbesi’yle ününü ülke sınırlarının dışına taşımıştır. Konya’da gezilecek yerler saymakla bitmez. Nasrettin Hoca Türbesi,Akşehir Gölü, Meram Bağları, İnce Minareli Medrese… Bu sayfamızda sizlerle paylaşacağımız yer ise Balatini Mağarası… Biz anlatalım, belki siz de Konya gezinize dahil etmek istersiniz.
Balatini Mağarası’na Derebucak’in sınırları içerisinde bulunan Çamlık beldesinden kolaylıkla ulaşılabiliyor. Mağara toplam 1830 metre uzunluğundadır. İki girişi olan mağaranın içerisindeki oluşumlar, görenlerin beğenini kazanıyor. Balatini Mağarası’nın heykel odası ise dikkatinizi çekecek odacıkların başında gelecek. Çünkü bu odacıkta, mağarayı ziyaret edenlerin yapıp bıraktığı heykelcikler bulunuyor. Balatini Mağarası’nı gezmeden Konya’dan ayrılmamanızı tavsiye deriz.
Gömeç Hatun Türbesi
Selçuklu mimarisinin en güzel örneklerinden biri olan Gömeç Hatun Türbesi, Konya’nın Musalla Mezarlığı mevkiinde yer almaktadır.
Gömeç Hatun Türbesi’nin duvarlarının alt kısmı kesme taştan, üst kısmı ise tuğladan yapılmıştır. Bu türbe, Selçuklu Sultanı Rükneddin Kılıç Aslan’ın karısı Gömeç Hatun’a aittir. Dış görünümü bir kaleyi andıran türbenin özellikle çini bezemeli giriş kapısı dikkat çekicidir.
Konya’nın görülmeye değer noktalarından biri olan Gömeç Hatun Türbesi, gezi listenize mutlaka yerini almalı. Diğer taraftan dünyaca ünlü olan Mevlana Türbesi’ni veNasrettin Hoca Türbesi’ni de gezmeyi sakın ihmal etmeyin.
Konya Ereğli Müzesi
Konya Ereğli Müzesi, zengin koleksiyonuyla birlikte, yıl içerisinde binlerce ziyaretçinin ilgi odağı durumundadır.
Müzede Hitit, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı döneminden günümüze kadar gelen eserler sergilenmektedir. Aynı zamanda bölgede bulunan Herakleia Antik Kenti’nden çıkarılan eserler de sergilenen kalıntılar arasındadır.
El değirmenleri, çanaklar, çömlekler, kazıcı aletler, pişmiş toprak kaplar, el baltaları olmak üzere toplam 8096 adetlik bir koleksiyonu vardır. Konya-Ereğli’de bulunduğunuz günlerde müzeyi gezebilir, farklı tarihler arasında keyifli ve gizemli yolculuklar yapabilirsiniz. Konya’da yer alan Mevlana Türbesi de mutlaka görmenizi önerdiğimiz yerlerin başında geliyor.
İnbaşı Mağarası
Her yaş için uygun bir gezi alanıdır İnbaşı Mağarası.Konya’nın Hadim ilçesine bağlı olan Korualan Kasabası’nda bulunmaktadır.
İnbaşı Mağarası’nın içindeki galeriler ve şelale mutlaka keşfedilmeli… Şelaleye mağara içinden kolaylıkla ulaşabilirsiniz. İnbaşı Mağarası’nın şelaleye kadar olan uzunluğu 100-150 metredir. Mağaranın önü yöre halkı tarafından piknik alanı olarak kullanılıyor.
İnbaşı Mağarası’nın galeri bölümlerinin bazılarına zor bir şekilde çıkılsa da, gizemli bir dünya keşfetmek isteyenler, mağaranın her noktasını gezmeyi göze alarak geliyor.
Suyu çok soğuk olan İnbaşı Mağarası, Konya gezi listenizde yerini alabilir. Şehrin ünlü noktaları olan Mevlana Türbesi ve Nasrettin Hoca Türbesi gezip görmeniz gereken yerlerin başında geliyor.
Güvercinlik Mağarası
Mevlana Türbesi başta olmak üzere diğer kalıntıları ve tabiat güzellikleriyle dikkatleri üzerine çekmektedir Konya.Konya’ya yakın bir zamanda keşfetmeyi planlıyorsanız, gezilecek yerler listenize dahil etmenizi önerdiğimiz bir yer var; Güvercinlik Mağarası…
Güvercinlik Mağarası, Güneysınır ilçesinde yer alan Güneybağ Mahallesi’ndedir ve ulaşım açısından kolay bir noktada bulunur. Hem ilginç bölümleriyle hem de kolay ulaşım sağlamasıyla turistler tarafından sürekli ziyaret edilir. Mağara, -130 metrelik bir derinlikte yer alır ve ve iki kısımdan oluşur. Dikey ve salon kısmı… Salon bölümü 346 metre uzunluğa sahiptir. Mağarada; sarkıtlar, dikitler, mağara sütleri, perde oluşumları görülmektedir.
Konya’da gezmeniz gereken yerlerden biri olan Güvercinlik Mağarası’nın ardından Nasrettin Hoca Türbesi’ni, Selçuklu mimari özellikleri taşıyan Karatay Medresesi’ni ve doğal güzelliklerle dolu Beyşehir Gölü Milli Parkı’nı gezebilirsiniz.
Nasrettin Hoca Türbesi
Konya’nın turistler tarafından sürekli olarak ziyaret edilen noktalarından biri Nasrettin Hoca Türbesi’dir. Nasrettin Hoca Türbesi, Akşehir ilçesinde bulunmaktadır.
Türbenin yapım tarihi kesin olarak bilinmemektedir. Zaman zaman onarımlardan geçtiği için orijinal yapısından uzaklaşmış bir tarihi yapıdır. Geçirdiği onarımlar sayesinde günümüze sağlam bir şekilde gelebilen Nasrettin Hoca Türbesi, muazzam bir görüntüye sahiptir.
Türbenin üzerinde külahlı bir çatı vardır. Çatı 12 köşelidir. Konya gezinizde Nasrettin Hoca Türbesi’ni ziyaret yerlerinize dahil edebilirsiniz. Bu gezinize dünyaca ünlüMevlana Türbesi’ni, Türkiye’nin tek çölü olan Karapınar Çölü’nü ve Sırçalı Medrese’yi mutlaka eklemelisiniz.
Akşehir Gölü
Türkiye’nin benzersiz coğrafyasında yerini alan Akşehir Gölü, İç Anadolu Bölgesi’nde yer alır. BölgedekiAfyonkarahisar ve Konya illeri sınırlarını kapsayan Akşehir Gölü, Emir Dağı ve Sultan Dağları’nın arasındaki çöküntüde bulunur.
Konya gezinize Akşehir Gölü’nü dahil edebilir ve muazzam bir doğal manzaraya sahip olan gölün tadını doyasıya çıkarabilirsiniz.
Gölün dışarıya akıntısı bulunmadığı için kapalı havza özelliği taşımaktadır. Akşehir Gölü’nün suyu buna rağmen çok tuzlu değildir; çünkü kıyılardan göle tatlı kaynakları karışmaktadır. Konya gezinizde Akşehir Gölü görmeniz gereken yerler arasındadır. Geziniz sırasında bolca vaktiniz olursa Akşehir Gölü’nü keşfetmenizi öneririz.
Şehrin ünlü gezi alanları arasında olan Mevlana Türbesi, Sırçalı Medrese, Karapınar Çölü ve Eflatunpınar Anıtılistenizde mutlaka yerini almalı.
Karatay Medresesi
Konya’nın tarihi yapıları arasında bulunan Karatay Medresesi, Selçuklu mimarisinin en güzel örneklerinden biridir.
Karatay ilçesinde bulunan medrese, II, İzzeddin Keykavus döneminde Emir Celaleddin Karatay tarafından inşa ettirilmiştir. 1251 yılında yapılan medresenin mimarı hakkında kesin bir bilgi yoktur. Osmanlı döneminde de kullanılmaya devam eden Karatay Medresesi, 19 yüzyılda terk edilmiştir. Bir eğitim kurumu özelliği taşır bu yapı. Aynı zamanda medresenin kapısı Selçuklu taş işçiliğinin en güzel örnekleri arasındadır. Önemli bir ismi de ağırlamıştır Karatay Medresesi. Mevlana bu medresede ders vermiştir.
Karatay Medresesi günümüzde Çini Eserler Müzesi olarak hizmet vermektedir. Konya gezinizde Karatay Müzesi’ni ziyaret ederek hem bir müze hem de bir tarihi yapı inceleme şansını yakalayabilirsiniz. Konya’da bulunan Mevlana Türbesi, Aziziye Camii, Meram Bağları veSırçalı Medrese ziyaret etmenizi önerdiğimiz yerler arasındadır.
Aziziye Camii
Turistler tarafından sürekli olarak ziyaret edilen Konya, gezilecek yerleriyle güzel bir yolculuğa çıkarır misafirlerini.
Şehrin en çok ziyaret gören noktası, ünü sınırları aşmış olan Mevlana Türbesi’dir. Eğer Konya’ya bir yolculuk yapmayı planlıyorsanız gezmeniz gereken çok yer olacak. Konya’nın tarihine tanıklık etmiş olan Aziziye Camii’ni de ziyaret yerlerinize dahil etmenizi öneririz.
Muazzam bir mimariye sahip olan yapı, Osmanlı döneminden günümüze kadar gelmeyi başarmıştır. Konya’nın çarşısında bulunan Aziziye Camii, 1671-1676 yılları arasında inşa edilmiştir. 1867-1868 yılları arasında ise büyük bir yangında harap olmuştur. O dönemlerde Sultan Abdülaziz’in annesi Pertevniyal Valide Sultan tarafından yeniden yapılmaya başlanmıştır. Aziziye Camii, mistik atmosferi eşliğinde çıkaracağı yolculukta kesinlikle hayranlığınızı kazanacak. Konya gezinizde Meram Bağları’nı, Sırçalı Medrese’yi ve İnce Minareli Medrese’yi gezi yerlerinize dahil edebilirsiniz.
Koyunoğlu Müzesi
Türkiye’nin en çok ziyaret edilen şehirlerinden biridirKonya. Mevlana Türbesi’yle, Meram Bağları’yla, İnce Minareli Medrese’siyle, Sırçalı Medresesiyle ve diğer tarihi-doğal güzellikleriyle görenlerin hafızasında büyük bir yer edinen Konya, müzeleriyle de sahip olduğu zengin tarihinin kalıntılarını sunar.
Konya gezinizde Koyunoğlu Müzesi ziyaret edeceğiniz noktalardan biri olabilir. Müze hakkında biraz bilgi verelim. Koyunoğlu Müzesi, şehrin köklü ailelerinden İzzet Koyunoğlu’nun çabaları sonucunda kurulmuştur. Müzede; İzzet Koyunoğlu’nun kişisel eşyalarının yanı sıra arkeolojik ve etnografik eserler de sergilenmektedir. Müzeyi gezerken, dikkatini ilk çeken detay hiç şüphesiz ki doldurulmuş kuşlar olacak. Müzeyi gezdikten sonra şehrin önemli yapıları arasındaki Eflatunpınar Anıtı’na rotanızı çevirmeyi unutmayın.
Alaaddin Tepesi
Düz bir ovaya hakim olan Konya ilinin tek yüksek noktası Alaaddin Tepesi’dir. Selçuklu ilçesinde bulunan Alaaddin Tepesi, halk tarafından yüksek bir tepe olarak görülse de, şehre turist olarak gelenlere küçük bir tepecik gibi gelir. Tabii ülkemizin birbirinden heybetli dağlarını tepelerini düşünürsek Alaaddin Tepesi’ne tepecik demenin daha doğru olduğunu söyleyebiliriz.
Birçok medeniyetin Alaaddin Tepesi’nde hüküm sürdüğü bilinmektedir. Frig, Hellenistik, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı zamanında yerleşim alanı olarak kullanılmıştır. Günümüzde ise halk tarafından mesire yeri olarak kullanılmaktadır ve şehrin en merak edilen noktaların biridir. Konya’ya bir gezi planlıyorsanız Alaaddin Tepesi’ni mutlaka ziyaret etmelisiniz. Tabii ünü ülke sınırlarını aşmış olan Mevlana Türbesi’ni de ziyaret yerleriniz arasına mutlaka dahil etmelisiniz.
Beyşehir Gölü Milli Parkı
Türkiye’nin doğal güzelliklerinin önemli parçalarını oluşturur milli parklar. Ülkemizin en büyük milli parkı Beyşehir Gölü Milli Parkı’dır. Beyşehir Gölü Milli Parkı, 1993 yılında koruma altına alınmıştır. Bölge, Konya ilinde bulunmaktadır ve içerisinde yine Türkiye’nin üçüncü büyük gölü olan Beyşehir Gölü vardır.
Konya’nın Beyşehir ilçesinde bulunan Beyşehir Gölü, Türkiye’nin ikinci büyük gölü olma özelliğine sahiptir ve gölün üzerinde irili ufaklı 33 tane ada vardır. Tabanı neojen göl tortularıyla dolu olup; içinde sazan, aynalı ve levrek gibi balık türlerini yaşatmaktadır. Ayrıca Beyşehir Gölü, halk arasında “’uluarık”’ olarak adlandırılan Suğla Gölü’ne akmaktadır.
Çevresinde barındırdığı Milli Park, Beyşehir’i zenginleştirmiş; meşe, selvi, karaçam ve göknar ağaçlarıyla gölün etrafını süslemiştir. Özellikle mayıs ve ekim aylarında ziyaretçi yoğunluğuna uğramaktadır. Bedeninizi ve ruhunuzu dinlendireceğiniz Beyşehir Gölü’ne günübirlik gidebileceğiniz gibi birkaç gün kalıp kamp yapma olanağı da bulabilirsiniz. Üstelik gün batımını görebileceğiniz en harika yerlerden biridir. Çünkü Beyşehir Gölü, güneşin batışı sırasında renk ve süresi yönünden dünyada önemli yerler arasındadır.
Tabiatın en güzel parçalarından birine şahit olacaksınız burada. Zamanın nasıl geçtiğini anlamayacaksınız çünkü keşfedecek çok yeriniz olacak. Beyşehir Gölü Milli Parkı, irili ufaklı 33 adadan oluşmaktadır. Aynı zamanda harika bir peyzaj güzelliğe sahiptir. Milli parkın hem faunası hem de bitki örtüsü oldukça zengindir. Kuğular, karabataklar, ördekler göreceğiniz göl, sizlere her baktığınız noktada harika fotoğraf kareleri sunacak. Bölgeyi ziyaret ettiğiniz burada kamp yapabilme imkanı da bulacaksınız.
Beyşehir Gölü Milli Parkı, yıl içerisinde yerli turistler olduğu kadar yabancı turistlerin de yoğun ilgisini görmektedir. Bölgeyi ziyaret ettiğiniz günlerde Isparta’nın sınırında bulunan Kızıldağ Milli Parkı’nı da gezip keşfedebilirsiniz.
Ilgın Kaplıcaları
Türkiye’de yerli ve yabancı turistler tarafından ziyaret edilen şehirleri arasındadır Konya. Tarihi ve doğal güzelliklerinin yanı sıra termal bölgeleriyle de yoğun ilgi gören şehir özellikle Ilgın Kaplıcaları ile ünlüdür.
Ilgın Kaplıcaları’nda birçok otel ve motel bulunmaktadır. Tüm konaklama tesisleri egzama, cüzzam, felç, sinir, akciğer iltihaplanmaları, böbrek, idrar yolları ve kadı hastalıkları için tedavi uygulamaktadır. Evliya ÇelebiSeyahatname’sinde Aleaddin Keykubat’ın romatizma hastalığı için Ilgın Kaplıcaları’na gelip hastalığına şifa bulduğunu yazmıştır. Potasyum, amonyum, magnezyum, kalsiyum, sodyum, demir, alüminyum, klorür, nitrat, sülfat ve Hidrokarbonat gibi kimyasal özellikleri bulunan Ilgın Kaplıcaları’ndaki termal otel fiyatlarını araştırıp rezervasyon yaptırabilirsiniz. Erken rezervasyon önemlidir, çünkü oteller yoğun bir ilgi görmektedir.
Obruk Gölü
Konya’da bulunan Obruk Yaylası’nın bir parçasıdır Obruk Gölü. Bölgedeki obruk gölleri arasında en büyüğüdür.
Obruk Gölü çevresinde ilk yerleşim 13. Yüzyılda başlamıştır. Gölde yaban hayatı oldukça zengindir. Konya geziniz sırasında Obruk Gölü’nü ziyaret etmenizi tavsiye ederiz. Sualtında ve su üstünde yer alan bitkiler ile hakim olduğu doğa en güzel fotoğraf karelerinizi süslemeye hazır. Obruk Gölü’nün yanında bulunan Obruk Han harabelerini de keşfetmeyi unutmayın. Harabelerin duvarlarında Bizans dönemindeki taşlar kullanılmıştır.
Obruk Gölü’nün ardından şehrin en çok ziyaret edilen noktaları arasındaki; Meram Bağları’nı, Fasıllar Anıtı’nı veYerköprü Şelalesi’ni listenize dahil edebilirsiniz.
Obruk Yaylası
Geçirgen bir karstik yapıya sahip olan Obruk Yaylası, Konya’nın Karapınar ilçesindeki Ereğli hattı boyunca Tuz Gölü’ne kadar uzanmaktadır. Obruklar kuru ve sulu olarak ikiye ayrılır. Obruk Yaylası’nın yükselişi 1000-1050 metre olup; içerisinde Obruk Gölü’nü barındırır.
Konya tatilinizde sizlere gezeceğiniz muhteşem bir bölgedir aynı zamanda Obruk Yaylası. Geziniz sırasında Obruk Yaylası’nın yakınındaki yaylaları da keşfedebilir ve bu güzel şehrin güzelliklerine yakından şahit olabilirsiniz.
Meram Bağları, Fasıllar Anıtı, İnce Minareli Medrese, Mevlana Türbesi,Meke Gölü ve Karapınar Çölü şehrin görülmeye değer en güzel parçaları arasındadır.
Meram Bağları
Konya’nın Meram ilçesinde bulunan ve aynı ismi alan Meram Bağları, şehrin en gezilesi ve dinlenilesi yerlerinden biridir.
Konya’nın akciğeri olarak tanımlanan Meram Bağları, tarih boyunca doğal güzelliklerinden bahsettirmiştir. Konya gezinizde bu muhteşem mesire yerine gidip doğanın içerisinde mutlaka piknik yapmalısınız. İçinizi yeni enerjiyle dolduracak olan Meram Bağları’nın ortasından Meram Deresi akar. Bu bölgede İkinci Haçlı Seferi’nde haçlı ordusunun dinlendiği hakkında bilgiler vardır. Konya;Mevlana Türbesi’yle, Fasıllar Anıtı’yla, Tınaztepe Mağarası’yla ve Karapınar Çölü’yle turizm açısından oldukça önemli bir şehirdir. Bolca yeni yerler keşfedeceğiniz Konya’da Meram Bağları’nın güzelliklerine şahit olmadan gezinizi sonlandırmayın.
Fasıllar Anıtı
Konya-Beyşehir’de bulunan Fasıllar Anıtı, dünyanın en büyük kaya anıtlarından biridir. Bu özelliğinden dolayı yıl içerisinde turistler tarafından ziyaret edilmektedir.
Fasıllar Anıtı’nın aslında Eflatunpınar’a götürülemeyerek buraya bırakıldığı düşünülmektedir. Yaklaşık 70 ton ağırlığındadır ve üzerine işlenmiş iki tanrı ve iki aslan bulunmaktadır. Fasıllar Anıtı, aynı zamanda Alacahöyük’teki orthostatlara benzemektedir ve bu durum anıtın IV. Tutalia döneminde yapılmış olabileceğini göstermektedir. Konya tatilinizde kesinlikle ziyaret etmeniz gereken Fasıllar Anıtı’nın ardından; Sırçalı Medrese’yi, Obruk Yaylası’nı, İnce Minareli Medrese’yi, Meram Hamamı’nı ve Eflatunpınar Anıtı’nı da gezi listenize ekleyebilirsiniz.
Tınaztepe Mağarası
Tarihi ve doğal güzellikleri harika bir uyum içerisinde sunan Konya, Mevlana Türbesi’yle, Sırçalı Medrese’siyle, İnce Minareli Medrese’siyle, Meke Gölü’yle en çok ziyretçi çeken şehirlerden biridir.
Konya’nın gezilecek noktalarından biri de Tınaztepe Mağarası’dır.
Tınaztepe Mağarası, Seydişehir ilçesinde bulunmakla birlikte 1650 metre uzunluğuna sahiptir. Aktif ve fosil bölümlerinde oluşan mağaranın fosil bölümünde beş göl bulunmaktadır. Bu beş göl ilkbahar aylarında botla geçilir. Sonbahar aylarında sular azalma gösterir ve aynı nokta yürüyerek geçilir. Mağaranın altında Tınaztepe Düdeni bulunmaktadır.
Tınaztepe Mağarası geziniz boyunca küçük ama etkileyici detaylar sunacak sizlere. Birçok turistin ilgisini çeken mağara aynı zamanda Kaptan Cousteau’nun Dünya Harikaları kitabında da yer almaktadır. Türkiyenin en büyük birinci mağarası, dünyanın ise en büyük üçüncü mağarası olan Tınaztepe Mağarası geziniz kesinlikle eğlenceli ve etkileyici bir yolculuk olacak.
Meram Hamamı
Konya’ya gidenlerin mutlaka ziyaret ettiği Meram Hamamı, ismini aldığı Meram ilçesinde bulunmaktadır.
1454 yılından günümüze gelen Meram Hamamı, kadınlar ve erkekler bölümü olarak ikiye ayrılmıştır. Yapısında ise kesme taş ve moloz taş kullanılmıştır. Beylikler devrinin mimari eserleri arasında kendini gösteren hamamın kapısı kısmen toprağa gömülmüş durumdadır. Kemerindeki birbirine sarılmış iki kuş motifi dikkat çeken detaylar arasında olacak.
Meram Hamamı, Konya’nın tarihi yapılarında olup birçok turistik dikkatini çekmektedir. Konya tatilinizde gezilecek ve görülecek yerler arasındaki bu hamama gidip yapıldığı yılların yaşanmışlıklarına dokunabilirsiniz. Ardında; Sırçalı Medrese’yi, İnce Minareli Medrese’yi Eflatunpınar Anıtı’nı ve Mevlana Türbesi’ni kesinlikle gezi listenize eklemelisiniz.
İnce Minareli Medrese
Bir Selçuklu yapıtı olan İnce Minareli Medrese, Konya’da turistlerin en çok ziyaret ettiği yerlerden biridir.
Selçuklu mimarisin örneklerinden olan medrese Selçuklu ilçesinde bulunmakla birlikte, ll. İzzettin Keykavus döneminde yaptırılmıştır. Selçuklu mimarisinde pek kullanılmayan taç kapı bu medresede kullanılmıştır ve medrese tek eyvanlıdır. Harika bir taş işçiliğine sahip olmakla birlikte; 19. yüzyıla kadar kullanılmıştır. Zaman geçtikçe onarım gören medrese 1956 yılında Taş Ahşap Eserler Müzesi olarak hizmete girmiştir.
İnce Minareli Medrese’yi Konya gezinizde ziyaret edebilirsiniz. Birçok turistin ilgisini ve hayranlığını kazanan İnce Minareli Medrese’nin ardından; Sırçalı Medrese’yi, Mevlana Türbesi’ni ve Eflatunpınar Anıtı’nı gezi listenize mutlaka eklemelisiniz.
Sırçalı Medrese
Konya’nın tarihi mekanlarından biri olan Sırçalı Medrese Meram ilçesinde bulunmaktadır. ll. Gıyaseddin Keyhüsrev dönemimde yaptırılan medrese Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde de medrese olarak kullanılmaya devam edip önemini korumuştur.
Günümüzde turistik bir gezi alanı olan Sırçalı Medrese, 1954 yılında onarımdan geçmiştir ve 1960 yılında Konya Müzesi’ne bağlanmıştır. Sırçalı Medrese Mezar Anıtları Müzesi’nde Karamanoğlu, Osmanlı ve Selçuklu döneminin mezar taşları sergideki ilgi çekici kalıntılar arasındadır. 1924 yılına kadar medrese olarak kullanılan yapı, mimarisiyle de göz dolduruyor. Konya gezinizde listenize mutlaka ekleyeceğiniz Sırçalı Medrese’yi ziyaret ettikten sonra; Mevlana Türbesi’ni, Karapınar Çölü’nü, Eflatunpınar Anıtı’nı ve Yerköprü Şelalesi’ni de gezmeyi sakın unutmayın.
Mevlana Türbesi
1926 yılından bu yana ziyarete açık olan, eskiden Mevlana’nın dergahı olan yapı, Kültür Bakanlığı’na en çok gelir getiren ikinci müzedir.
Şiirleri ve sözleriyle çağını aşan Mevlana Celaleddin Rumi’nin Konya’da bulunan dergahı 1926 yılından bu yana Mevlana Türbesi olarak işlev göstermektedir. Sözleri ve yaşamı dünyaca bir üne sahip olan Mevlana’nın türbesi Selçuklu mimarisinin en güzel örneklerinden biridir.
Mevlana Müzesi olarak da bilinen türbe, dünyanın her yerinden ziyaretçi akınına uğramaktadır. Mevlana’nın düşünceleri tasavvuf aşkı ve insan sevgisinin yüzyıllar boyu ve nesilden nesile anlatılması, öneminin her daim korunmasına vesile olmuştur. Konya Mevlana Türbesi, Selçuklu döneminde yapılıp, belli dönemlerde yeni yapılarla zenginleştirilmiştir. Özellikle Osmanlı döneminde yapılan mescit, semahane ve şadırvan türbenin günümüzde de ayrılmaz birer parçaları olmuştur. Konya Mevlana Türbesi, Mevlana Celaleddin Rumi’nin ölümünden sonra yapılmış olup; Kültür Bakanlığı’na en çok gelir getiren ikinci müze konumundadır.
“Aşk dediğin ya Allah’tan gelmeli. Ya Allah için olmalı. Ya da Allah’a ulaştırmalı. Yoksa yerler bir olmalı.”sözü ile tasavvuf aşkını dile getiren Mevlana Celaleddin Rumi, sayılamayacak kadar çok olan şiirleri ve sözleriyle yaşamın anlamını vurgulamıştır. Şimdi ise dünyaca tanınmakta ve Konya Mevlana Türbesi her yıl yoğun bir ilgi görmektedir. Konya gezinize kesinlikle Mevlana Türbesi ile başlamalısınız. O mistik atmosferi yaşadıktan sonra; Eflatunpınar Anıtı’nı, Yerköprü Şelalesi’ni ve Eşrefoğlu Camii’ni ziyaret edebilirsiniz.
Meke Gölü
Birinci derecede doğal sit alanı olan Meke Gölü, Konya’nınKarapınar Çölü ile aynı iklimi yaşamaktadır.
Sönmüş bir volkan kraterinin suyla dolması sonucu oluşmuş olan Meke Gölü, içerisinde adacıklar bulundurur.
Tıpkı nazar boncuğunu anımsatır. Türkiye’nin nazar boncuğu konumunda olan bu göl, 400 milyon yıllık bir geçmişe sahiptir. Deniz seviyesinden 981 metre yükseklikte olup; çukurun uzunluğu 800 metre ve 12 metre derinliğindedir. Konya’nın kendine has iklimini yaşayıp tarihi mekanlarını ve doğal güzelliklerini gezerken Türkiye’nin tek çölü olan Karapınar Çölü’nü de ziyaret etmeyi unutmayın.
Karapınar Çölü
Türkiye’de bir çöl olduğunu biliyor muydunuz?
Konya’nın bir ilçesi olan Karapınar, Türkiye’deki tek çölü içinde barındırmaktadır. Kent merkezine 94 kilometre uzaklıkta olan Karapınar’ın; batısında Karatay, Konya ve Çumra varken; güneydoğusunda Adana ve Ereğli; güneyinde Karaman bulunmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin sayılı turizm alanlarından biridir Karapınar Çölü.
Tarihi İpek Yolu’nun üzerindedir ve dünyada az bulunan krater gölleri vardır. Türkiye’nin bu tek parça güzelliğini görüp şahit olmak, ömrünüzün küçük bir zaman dilimini kullanmaya değecek. Havasıyla, suyuyla, doğal güzellikleriyle, antik kentleriyle, deniziyle, kumuyla bir bütün olan Türkiye’de tek çöl özelliği taşıyan Karapınar, ziyaretlerinizi bekliyor.
Eflatunpınar Anıtı
Konya’nın sınırları içerisinde olan Eflatunpınar Anıtı,Beyşehir Gölü’nün kıyısında yer almaktadır.
Geç Hitit kalıntılarında biri olan anıtın tarihinin M.Ö. 1300’lü yıllara kadar dayandığı bilinmektedir. Yapım amacı ise; Hitit tanrılarının betimlediği anıtın Konya’yı su baskınlarına karşı korumak olduğu düşüncesi vardır.
Eflatunpınar Anıtı, 1849 yılındaa W.J. Hamilton tarafından keşfedilmiştir. Anadolu’nun kimliğini oluşturan parçalardan biri olan Eflatunpınar Anıtı, lahit taşına işlenen tanrı kabartmaları ve Bizans, Hitit, Roma dönemlerinden kalan görkemli kalıntılarıyla en çok ziyaret gören yapıtlardan biridir. Siz anlamaya çalışmadan Eflatunpınar Anıtı kendini size anlatacaktır ve hayranlığınızı kazanacaktır.
Yerköprü Şelalesi
Konya ilinin Hadım ilçesinde bulunan Yerköprü Şelalesi, 20 metre yükseklikten dökülerek büyük bir görsel şov yapmaktadır.
Suyu dökerken çıkan seslerini duyarken gözlerinizi kapatıp sadece o ana odaklanın. Mükemmel bir manzaranın eşsiz sesinde ruhunuzu yenileyebileceğiniz Yerköprü Şelalesi, çevresindeki yeşilliklerle de doğanın kollarına bırakacak sizi. Göksu Nehri’nin oluşturduğu Yerköprü Şelalesi, büyük bir ilgiyle karşı karşıyadır. Gelen herkesi kendine hayran bırakan bu şelale, kendi haline akıp dururken sizi de harika bir cennet diyarına götürecek.
Yerköprü Mağarası
Türkiye’nin en güzel doğa yapısına sahip olan Yerköprü Mağarası, Konya’nın Hadım ilçesi sınırlarında bulunmaktadır.
Göksu Nehri’nin aktığı bir vadide yer alan mağara, tamamı ile bir traverten tüfünün altına oluşmuştur. Uzunluğu 5000 metre olup, Göksu Nehri’nin bir bölümü mağaradan çıkmaktadır.
Diğer bir çıkış noktasında şelaleler ile birleşir ve bir doğa harikası olduğunu gözler önüne serer. Aynı zamanda Yerköprü Şelalesi’nin suyunun cilt hastalıklarına şifa olduğu söylenir. Coşkuyla akan şelalenin bir mağarayla buluşması, diğer tarafta Göksu Nehri’nin sularının çıkış noktası olması, Yerköprü Mağarası’nın az rastlanan bir özelliğidir.
Bu görsel şovu izlerken kendinizi sadece doğanın tüm seslerini dinlerken bulacaksınız. Etrafta başka bir ses yok. Sadece müzik tınısında doğanın muhteşem resitali var.
Eşrefoğlu Camii
Selçuklu tipi ahşap sütunlu camiler, Osmanlı camilerinden daha bir cezbedici özelliğe sahiptir.
Eşrefoğlu Camii, Selçuklu tipi camilerin bir örneğidir ve Anadolu’daki ahşap direkli camilerin en büyüğü ve orijinali durumundadır.
Konya’nın Beyşehir ilçesinde bulunmakla birlikte, 1296-1299 yılları arasında yapılmıştır. Eşrefoğlu Süleyman Bey’in isteği üzerine yapılan cami, görkemli bir mihraba sahiptir. Bu mihrap, 6 metre yüksekliğinde olup, çini mozaikler ile kaplıdır. Bir taç kapısının yanı sıra minberi tamamı ile ceviz ağacından yapılmıştır. Eşrefoğlu Camii, Selçuklu Ulu Camilerinde görülen tüm özellikler de taşımaktadır. Ahşap bir özelliği olan bu cami, Kastamonu’da bulunan Mahmut Bey Camii kadar zarif ama iddialıdır.
0 Comments